Logo

1. Hukuk Dairesi2024/353 E. 2025/346 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacının otuz yılı aşkın süredir zilyet olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescili istemesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının kadastro öncesi 20 yıllık zilyetliğini ispatlayamadığı, taşınmazlar üzerindeki imar ve ihya faaliyetlerinin başlangıç tarihinin tespit edilemediği ve bilirkişi raporlarının da bu hususta yetersiz kaldığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin kısmi kabul, kısmi ret kararını onayan bölge adliye mahkemesi kararının temyiz incelemesinde de usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1147 E., 2023/935 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Midyat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/128 E., 2021/58 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; Mardin ili Midyat ilçesi ... Mahallesi 221 ada 139 ve 148 parsellerin bir kısmı, aynı ada 149 ve 150 parsellerin tamamı ile aynı yer 183 ada 88 parselin bir kısmı ve 194 ada 128 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının otuz yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız malik sıfatı ile zilyetliğinde iken kadastro çalışmaları sırasında davalı İdare adına tescil edildiğini, taşınmazların emek ve çaba ile imar-ihyalarının tamamlandığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların kendisine ait bölümlerinin davalı adına tescil edilen tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; taşınmazlarda kullanıma ilişkin bir emare olmadığını öne sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu 194 ada 128 parsel sayılı taşınmazda fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen kısımda kadastro tespiti öncesi zilyetlik şartlarının oluştuğu, 183 ada 88 ve 221 ada 139 parsel ile 148 parselin bir kısmı ve aynı ada 149 ve 150 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tescil tarihinden itibaren geriye doğru 20 yıl öncesinden başlayan belirgin bir tarımsal faaliyetin ve kullanımın olmadığı ve davacının 20 yıldır davasız aralıksız süren zilyetlik koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile dava konusu 194 ada 128 parsel sayılı taşınmazda fen bilirkişinin 24.12.2019 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 19.333,70 m2'lik kısmın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, fen bilirkişinin raporunda ekli krokide (E), (H), (J) harfleri ile gösterilen kısımlar ve 221 ada 149 ve 150 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ile davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri kapsamında ekonomik amaca uygun kullanımının mevcut olduğu ve davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz iktisabına ilişkin yasal şartların gerçekleştiği, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1.Davacı temyiz dilekçesinde özetle; reddedilen taşınmazlar yönünden Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişsiz olduğunu, bilirkişiler tarafından hazırlanan raporların yetersiz ve dava konusu olayın gerçek boyutlarını yansıtmaktan uzak olduğunu, 183 ada 88 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer yer tarım yapıldığı yönünde görüş bildirildiği, bu durumun mahalli bilirkişilerin araziyi hayvan gücüyle işlediğine ve tahıl tarımı yapıldığına dair ifadeleriyle kanıtlandığını, yine parselin etrafını çevreleyen 60 yıllık yosun tutmuş yığma taş duvar mevcut olup eskiden beri sabit sınırının bulunduğunu gösterdiğini, 221 ada 139 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 60 yıllık menengiç ağaçlarının mevcut olduğunu, bu ağaçların bir kısmını antep fıstığı ile aşılamakta bir kısmını da bıttım sabunu yapımında kullandıklarını, 221 ada 148, 149 ve 150 parsel sayılı taşınmazların eskiden beri tarım amacıyla kullanıldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece kabulüne karar verilen (A) harfi ile gösterilen kısıma ilişkin davacının kadastrodan önceki 20 yıllık zilyetliğinin ispatlanamadığını, ziraat bilirkişi raporlarında imar-ihya çalışmaları tamamlanmış denilmekle yetinilerek kaç yıldır tarımsal amaçlı kullanıldığı veyahut imar-ihyanın ne zaman tamamlandığına yönelik hiçbir tespitte bulunulmadığını, bilirkişi raporlarının İdare aleyhine olan kısımlarını kabul etmediklerini, ayrıca 194 ada 128 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili ... ... tarafından satın alma başvurusunda bulunulduğunu öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Kadastro sonucu, Mardin ili, Midyat ilçesi, .../Yeni Mahalle çalışma alanında 2008 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında çekişmeli 183 ada 88, 194 ada 128 ve 221 ada 139, 148, 149, 150 parsel sayılı taşınmazlar “ham toprak” vasfıyla davalı Maliye Hazinesi adına tespit görmüş, yapılan kadastro tespitleri 20.03.2009 tarihinde kesinleşerek Hazine adına tapuya tescil edilmişlerdir.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince temyiz eden davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.