"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Asıl Dava Kısmen Kabul - Birleştirilen Dava Kabul / Kabul - Karar Kaldırılarak Asıl Dava Kısmen Kabul - Birleştirilen Dava Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/625 E., 2023/127 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davadan dolayı kaldırma kararı uyarınca yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın asıl davada davacılar vekili ile asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılması ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle yazılı şekilde asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davacılar vekili ile asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacılar vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde; Kayseri ili, .... ilçesi, .... Mahallesi sınırları içinde bulunan 6871, 7343, 6264, 6765, 10502, 10503, 9977, 10004, 9077, 11213 ve 10839 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde davacıların dedeleri ve babalarından intikalen 50-60 yıldan fazla devam eden zilyetliğinin bulunduğunu, taşınmazların Hazine ile bir ilgisi olmamasına rağmen kadastro sonucunda Hazine adına tespitlerinin yapıldığını; taşınmazlar üzerinde davacılar lehine irsen intikal ve eklemeli zilyetlik suretiyle olağanüstü zamanaşımı ile taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu belirterek tapu kayıtlarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Yargılamanın 30.07.2007 tarihli celsesinde; 11213 ve 10839 parsel yönünden açılan davanın tefrikine karar verilerek anılan taşınmazlar yönünden eldeki dosya üzerinden yargılamaya devam edilmiştir.
2. Kayseri 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin birleştirilen 2006/720 Esas sayılı dosyasında davacı ... vekili 10839 parsel sayılı taşınmazın davacının tasarrufunda olduğu iddiasıyla kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli 10839 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili; çekişmeli taşınmazların tapu kaydı uyarınca Hazine adına tescil edilen yerlerden olduğunu ve zilyetlikle kazanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.03.2019 tarihli ve 2012/49 Esas, 2019/294 Karar sayılı kararıyla: çekişmeli taşınmazların önceki zilyetlerinin şagil sıfatıyla taşınmazları kullandıkları, bu nedenle önceki zilyetlerin tasarruf süresinin davacıların zilyetlik sürelerine eklenemeyeceği, davacılar yararına kazanım koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı asıl davada davacılar vekili ile birleştirilen davada davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. Kaldırma Kararı
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 03.11.2020 tarihli ve 2020/582 Esas, 2020/549 Karar sayılı kaldırma kararında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, çekişmeli taşınmazlara uygulanan tapu kayıtlarının oluşum tarihi ve kadastro tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üçer ayrı evreye ilişkin stereoskopik çift hava fotoğraflarının dosya arasına getirtilmesi, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; taraf tanıkları, fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi ve 3 ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılması, yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, tevzi çalışmaları sırasında uygulanan kayıt ve belgelerin çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı, taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmazlar üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, üzerlerindeki zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılarak, çekişme konusu taşınmazların önceki ve şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu, kullanıma ara verilip verilmediği konusunda rapor düzenlettirilmesi; zirai bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazların niteliğini ve kullanım durumlarını kesin olarak belirleyen ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; fen bilirkişisinden ise keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir ayrıntılı rapor alınması; somut olayda çekişmeli taşınmazlara uygulanan tapu kayıtları çekişmeli taşınmaza uyuyor ise oluşum tarihinden, tapu kayıtları taşınmazlara uymuyor ise kadsatro tespit tarihinden geriye doğru zilyetlikle kazanma şartlarının davacılar lehine oluşup oluşmadığının tereddütsüz belirlenmesi, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararına uyarınca yapılan yargılama sonucunda; çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerine esas tapu kayıtlarının oluştuğu tarihten evvel, asıl davada davacılar ve birleştirilen davada davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın ise kabulüne karar verilerek dava konusu 11213 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile muris ...'nin mirasçıları olan davacılar lehine miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, 10839 parsel sayılı taşınmazın ise birleştirilen davada davalı olan Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile birleştirilen davada davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline hükmedilmiştir.
Ç. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı asıl dava davacılar vekili ile asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
D. İstinaf Nedenleri
1. Asıl davada davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; çekişmeli taşınmazların her ikisinin de gerek toprak tevzi gerekse kadastro çalışmaları sırasında davacılar murisi tarafından kullanıldığının tespit edildiği, dava konusu taşınmazların davalı ... birleştirilen davada davacı ile ilgisinin olmadığını, keşif sırasında beyanları alınan mahalli bilirkişilerin dava konusu her iki taşınmazın davacıların murisi ...'ye ait olduğu hususunda anlatımda bulunduklarını, çekişmeli 10839 parsel sayılı taşınmazın birleştirilen davada davacı ile ilgisi olmadığı gibi Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olmadığını, davalarının tamamen kabulünün gerekli olduğu belirtilerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların toprak tevzi suretiyle oluşan tapu kayıtları esas alınarak Hazine adına tespit edildiğini, çekişmeli taşınmazların tapu kaydı uyarınca Hazine adına tescil edilen yerlerden olduğunu ve zilyetlikle kazanılamayacağını, taşınmazların dava açıldıktan sonra ve keşiften önce sürülmesi ve kullanılmasının taşınmazların uzun yıllardır ekilip sürüldüğü anlamına gelmediğini, keşif esnasında dinlenen tanıkların davalıların köylüsü ve komşuları oldukları ve yakınlıkları sebebiyle gerçeği söylemediklerini, 16.09.2021 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın her mevsim ulaşımı mümkün olmayan bir yerde olduğu belirtildiği, bu vasıflara sahip bir yerin tarım arazisi olmasının mümkün olmadığını, tanık beyanlarının soyut olduğunu, taşınmaz üzerinde uzun yıllar tarımsal faaliyet yapılmadığını belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
E. Gerekçe ve Sonuç
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan delillere göre davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı; ancak asıl dava yönünden, taşınmazın davacıların miras payları oranında tesciline şeklinde hüküm kurulduğu, ancak karar yerinde tescil edilecek payların belirtilmediği, veraset ilamına da atıf yapılmadığı, öte yandan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastro çalışmalarında çekişmeli 11213 parselin 13293 ada 416, 10839 parselin ise 13294 ada 692 parsel numarasını aldığı anlaşılmasına rağmen yazılı şekilde eski parsel numaraları esas alınarak hüküm kurulmak suretiyle infazda tereddüte mahal verilmesi doğru olmasa da, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gerekçesiyle kararın kaldırılması ve yeniden hüküm kurulması suretiyle;
1. Asıl davadaki davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile;
a) Dava konusu 13293 ada 416 sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile muris ...'nin Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.01.2022 tarihli ve 2022/120 Esas, 2022/97 Karar sayılı veraset ilamındaki payları oranında tapuya kayıt ve tesciline,
b) Aynı yer 13294 ada 692 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın reddine,
2. Birleştirilen davada davanın kabulü ile;
Dava konusu 13294 ada 692 parsel parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile birleştirilen dosya davacısı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacılar vekili ile asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Asıl davada davacılar vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 46. maddeleri,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sırasında Kayseri ili, Kocasinan ilçesi, Yemliha Mahallesi çalışma alanında bulunan 10839 parsel sayılı taşınmaz toprak tevzi suretiyle oluşan Temmuz 1963 tarih, 186 sıra numaralı tapu kaydı uygulanmak suretiyle aynı yer 11213 parsel sayılı taşınmaz ise yine toprak tevzi suretiyle oluşan Temmuz 1963 tarih, 178 sıra numaralı tapu kaydı uygulanmak suretiyle tarla niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiş, tespite ... tarafından yapılan itirazın ise Kadastro Mahkemesinin 03.12.1999 gün ve 1996/336 Esas, 1999/403 Karar sayılı ilamıyla reddine karar verilmiş, karar temyiz yoluna başvurulmayarak 12.01.2000 tarihinde kesinleşmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastro çalışmalarında 11213 parsel, 13293 ada 416, 10839 parsel ise 13294 ada 692 parsele revizyon görmüştür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup asıl davada davacılar vekili ile asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl davada davacılar vekili ile asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 . maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Asıl davada davacılardan alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.