"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2020/186 E., 2021/530 K.
HÜKÜM : Ret- Davalılar Vekilinin Temyiz Başvurusunun Yapılmamış Sayılmasına
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalılardan ... tarafından 829 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 10 numaralı bağımsız bölümün tamamının kendisine satıldığını, okur-yazar olmadığını, toprak sahibi olan davalı ...'nın verdiği vekaletname ile aynı zamanda yüklenici olan davalı ...’nın dava konusu taşınmazın yarısını toprak sahibinin de rızası dışında satış yolu ile eşi olan diğer davalı ...’ya devrettiğini, kendisinin taşınmazın tamamını satın aldığını ve fiilen kullandığını, bankadan kredi kullanmak istemesi üzerine banka görevlisinin taşınmazın yarısının ...'ya ait olduğunu belirterek kredi istemini kabul etmediğini, taşınmazın satışı sırasında kandırıldığını, hile yapıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın 1/2 payının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar ... ve ...; davacının okuma-yazma bilmediği ve kandırıldığı iddiasının doğru olmadığını, davacının satın almak istediği yerin dubleks dairenin alt katı olduğunu bildiğini, tapu işlemi için tapu dairesine eşi ve kızıyla birlikte gittiğini, resmi senedi el yazısı ile yazıp imzaladığını, çatı piyesli dubleks dairelerin iki ayrı daire gibi satılmasının oldukça yaygın bir uygulama olduğunu, davalı ...'nın mal sahibinden aldığı vekaletnameye uygun olarak gayrimenkulün satışını yaptığını, dairenin dubleks olsa da fiili kullanımın iki ayrı daire şeklinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı ... katıldığı duruşmada, açılan davaya bir diyeceğinin olmadığını, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını beyan etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.03.2016 tarihli ve 2015/148 Esas, 2016/669 Karar sayılı kararı ile; ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 19.02.2020 tarihli ve 2016/15636 Esas, 2020/1112 Karar sayılı kararı ile; davacı tanıklarının dinlenmediği, eksik araştırma ve inceleme neticesinde sonuca gidilerek karar verildiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen karar ile; davacı tanıklarının sözleşme yapılırken orada olmadıkları, görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, olaya ilişkin hususları davacıdan duyduklarına ilişkin beyanları olduğundan tanıkların beyanlarına itibar edilmediği, resmi şekilde düzenlenen tapu senedinin aksini, dava konusu bağımsız bölümün tamamının (dubleksin alt katının) davacıya satışının yapıldığı iddiasının haklılığını ve davacının hile ile iradesinin fesada uğratıldığı iddiasını kanıtlayacak delil sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davacı vekili ile katılma yoluyla davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiş; Mahkemenin 31.05.2024 tarihli ek kararı ile, süresinde temyiz harcının tamamlanmadığı gerekçesiyle davalı ... ve ...’in temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda hataya düşürülerek satışı yapılan dairenin çatı piyesli olmasına rağmen apartman ortak alan merdiveninin çatı katına kadar uzatıldığı ve çatı katına apartman ortak alanından ulaşım sağlandığının tespit edildiğini, müteahhidin müvekkilini hataya düşürerek 1/2 payı uhdesinde tuttuğunu ve 2007 yılında eşine satış göstererek aktardığını, çatı katını ileride tamamen bağımsız bir daire olarak düzenleme niyetinde olduğunu, müteahhidin müvekkilinin okuma-yazma bilmemesinden faydalandığını, müvekkilinin bu durumu kredi için başvuruda bulunduğunda öğrendiğini, binanın inşaat projesine aykırı olduğunu, satılan dairenin çatı piyesli olmasına rağmen davalı müteahhit tarafından çatı piyesi ile altındaki dairenin bağlantısının sağlanmadığını, olayın, sözleşmenin kurulmasında iradeyi fesada uğratan nedenlerden hata (yanılma) ve hile (aldatma) kurumları kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, davalıların davacının oturduğu bağımsız bölümde herhangi bir talepleri bulunmadığını, buranın davacıya ait olduğunu beyan ettiklerini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 28. maddesi.
3.Değerlendirme
Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,
Davacı tüketici olması nedeniyle harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
16.09.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.