"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/888 E., 2024/1282 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Kabul-Karar kaldırılarak Dava Kabul-Ret-Direnme
İLK DERECE MAHKEMESİ : Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/17 E., 2018/106 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne, kayıt maliki olmayan davalılar ..., ... ve ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalılar ..., ..., vekilleri ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 26.04.2021 tarihli ve 2020/1225 Esas, 2021/2561 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın yargılama sırasında dava dışı kişiye devredilmesi sebebiyle 6100 sayılı HMK'nın 125. maddesi uyarınca usuli işlemlerin tamamlanması, ondan sonra bir karar verilmesi gereğine değinilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalılar ve dahili davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiş, bu kez Dairemizin 29.11.2022 tarihli ve 2022/3833 Esas, 2022/7805 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın satışına dair Belediye Meclis Kararının idarî yargı merciinde iptal edilmesi ile sicilin dayanağı işlemin ortadan kalktığı ve davalı ... adına oluşan tescilin yolsuz hale geldiği ancak ikinci el konumunda olan davalıların iyiniyetli olması durumunda bu kazançlarının korunması gerektiği, somut olayda, İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 31.05.2010 tarihli ve 2009/1410 Esas, 2010/942 Karar sayılı kararı ile 06.07.2009 tarihli 53 karar sayılı Silivri Belediye Meclisi Kararının iptal edildiği, kararın Danıştay 8. Dairesinin 2011/892 Esas, 2015/1585 Karar sayılı kararı ile onandığı, aynı Dairenin 2015/11981 Esas, 2016/3497 Karar sayılı kararı ile karar düzeltme talebinin reddedildiği ve kararın 08.04.2016 tarihinde kesinleştiği, ilk el davalı ...’ın ise dava konusu taşınmazı 16.03.2011 tarihinde davalı ...’a, ...’ın da 20.05.2011 tarihinde davalı ... ’a, ...’ın da 3 yıl sonra 09.04.2014 tarihinde davalı ...’e temlik ettiği, taşınmazda 04.09.2014 tarihli, 16686 yevmiye sayılı resmi senetle dava dışı Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş. lehine 1. derecede, 390.000,00 TL miktarında ipotek tesis edildiği, ipoteğin 03.12.2015 tarihli, 26785 yevmiye sayılı işlemle terkin edildiği, taşınmaza 11.0.2017 tarihinde “davalıdır” şerhi koyulduğu ve 16.05.2018 tarihinde dahili davalıya devredildiği, bu durumda dahili davalının anılan şerhin tesis edilmesinden sonra taşınmazı devralması nedeniyle iyiniyet savunmasında bulunamayacağı ancak önceki maliklerin kötüniyetli olduklarının ispat külfetinin davacıda olduğu, davacının bu yöne ilişkin bir takım yerel gazete haberi dışında delil bildirmediği, tanık göstermediği, kötüniyet iddiasının usulünce kanıtlanamadığı sonucuna varıldığı, bu durumda, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, bu kez Dairemizin 07.11.2023 tarihli ve 2023/4204 Esas, 2023/6338 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan önceki tarihli bozma kararında davalıların edinimlerinde kötüniyetli oldukları iddiasının usulünce ispatlanamadığı kabul edilmiş ise de dosya kapsamına yansıyan delillere göre bu değerlendirmenin maddi hataya dayalı olduğu, tüm dosya kapsamından, dava konusu taşınmazın ihale yoluyla satışına dayanak olan Belediye Meclis Kararının idarî yargı merciinde iptal edildiği ve kararın deracattan geçerek kesinleştiği, ilk el davalı ... adına oluşan tescilin yolsuz hale geldiği, taşınmazın ilk el Adil tarafından davalı ...’a, adı geçenin davalı ...'a, Turgay tarafından da davalı ...’e kısa aralıklarla devredildiği, ilgili meclis kararının yerel ve ulusal basında haber konusu yapıldığı, kamuoyunun bilgi sahibi olduğu, davalıların Silivri ve çevre ilçelerde yaşadıkları, Silivri'de taşınmaz sahibi oldukları, yapacakları basit bir araştırmayla yolsuzluğu ve uyuşmazlığı bilebilecek durumda olmaları karşısında davalılar Himmet, Turgay ve Kaan'ın edinimlerinde iyiniyetli kabul edilemeyeceği, dava konusu taşınmazı yargılama sırasında devralan son kayıt maliki dahili davalı ...'ın ise taşınmazda “davalıdır” şerhi tesis edilmesinden sonra üzerinde şerh varken taşınmazı devraldığı, diğer yandan 3. el davalı ...'ın öz yeğeni olduğu ve ediniminde iyiniyetli olmadığının sabit olduğu, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozma kararına karşı direnilerek davanın reddine karar verilmiş, direnme kararı, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizce verilen 07.11.2023 gün ve 2023/4204 Esas 2023/6338 Karar sayılı bozma kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olup; Bölge Adliye Mahkemesince verilen Direnme kararının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
KARAR
Yukarıda yazılı nedenlerle, 6763 sayılı Kanun'un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nın 373. maddesinin 6. fıkrası uyarınca temyiz incelemesi yapılmak üzere, dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE,
04.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.