"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/70 E., 2022/130 K.
HÜKÜM : Asıl Dava Hakkında Karar Verilmesine Yer Olmadığına - Birleştirilen Davanın Kısmen Kabulüne - Temyiz Başvurusunun Reddine
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil-bedel- tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak asıl davanın reddine ilişkin kararın Yargıtay ilamı ile kesinleşmiş olması nedeniyle asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın kısmen kabulü ile; davalılar ...-...-... ve ... aleyhine açılan dava hakkında davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Yargıtay ilamı ile kesinleşmiş olduğundan bu davalılar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalılar ... ve ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, söz konusu kararın birleştirilen davada davacı ... vekili ve birleştirilen davada davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece davalı ...'in nispi temyiz harcını yatırması için dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiş, geri çevirme kararı sonrasında davalı ... adına çıkarılan muhtıraya rağmen nispi harcın yatırılmaması üzerine Mahkemece 04.04.2024 tarihli ek karar ile davalı ...'ın temyiz başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı birleştirilen davada davacı ... ve ek karar birleştirilen davada davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler
yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı ...; mirasbırakanları...'ın 180 ada 5 ve 181 ada 5 parsel sayılı taşınmazlarını 01.07.2008 tarihinde torunu olan davalı ...’a satış sureti ile temlik ettiğini, işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline,olmadığı takdirde tenkisine, birleştirilen davada davacı ...; mirasbırakanları...’ın 183 parsel sayılı taşınmazını davalı kızı ...’e, 507 parsel sayılı taşınmazdaki 50/192 payını davalı ...’a, yine 507 parsel sayılı taşınmazdaki 4.200 m2'lik kısmı davalı torunu ...’a devredilmek üzere davalı ...’a, 338 parsel sayılı taşınmazını davalı torunu ...’a, 506 parsel sayılı taşınmazdaki 103/203 payını davalı kızı ...’ye satış göstermek sureti ile temlik ettiğini, yine 506 parsel sayılı taşınmazdaki kalan payını ise davalı ...’nın borcu için sattığını, bedelinin ...’nın borcu için ödendiğini, yapılan tüm işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde payı oranında bedellerinin davalılardan tahsiline, olmadığı takdirde tenkisine ve mirasta denkleştirmeye karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Asıl ve birleştirilen davada davalı ..., çekişme konusu 180 ada 5 ve 181 ada 5 parsel sayılı taşınmazların temlikinin gerçek bir satış olup satış bedelinin de ödendiğini, ayrıca kanser hastası olan murisin tüm bakım ve ihtiyacı ile ilgilendiğini, tüm masrafları karşıladığını, mirasbırakan adına kayıtlı pek çok taşınmazın bulunduğunu, ayrıca murisin tüm mirasçıları kapsar nitelikte paylaştırma yaptığını; birleştirilen davada davalı ..., aleyhine açılan davada dava konusunun gizli bağış olacağını, tenkis talebi yönünden değerlendirildiğinde 1 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu; birleştirilen davada davalı ..., muris... ile aralarında harici satış sözleşmesi düzenlendiğini, ayrıca murisin satış bedelinin tamamını aldığına ve bu satıştan dolayı hiçbir hak ve alacağı kalmadığına ilişkin 11.07.2011 tarihli ibraname ile kendisini ibra ettiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.05.2016 tarihli ve 2013/384 Esas, 2016/169 Karar sayılı kararı ile; temlik işleminin muvazaalı olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulüne; birleştirilen davada 507 parselin 27.04.2007 tarihli 50/192 payın davalı ...'a yapılan temlik dışındaki tüm taşınmaz temliklerinin gerçek bir satış işlemi olmadığı, temliklerin muvazaa ile illetli olduğu gerekçesiyle bu taşınmazlar yönünden davanın kabulüne, 507 parselin 27.04.2007 tarihinde 50/192 payının davalı ...'a temlikine ilişkin işlemin gerçek satış olduğu gerekçesi ile bu kısma yönelik davanın reddine, birleştirilen davada 506 parselde 500/1015 payın satışından elde edilen paranın davalı ...’nın borcu için kullanıldığı hususunun ispat edilemediği gerekçesi ile davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı ... vekili, birleştirilen davada davalı ... vekili ve birleştirilen davada davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairenin 17.12.2019 tarihli ve 2016/15874 Esas, 2019/6578 Karar sayılı kararı ile; " ... Somut olaya gelince, asıl ve birleştirilen davalarda dinlenen tanıklar mirasbırakanın mirasçılarıyla bir problemi olduğu yönünde ya da başka bir ifade ile çocuklarından mal kaçırmasını gerektirir somut bir olgu ortaya koyamamışlardır. Hal böyle olunca, muris muvazaası iddialarının kanıtlanamadığı gözetilerek asıl ve birleştirilen davaların tümden reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir." gerekçesi ile karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 24.11.2020 tarihli ve 2020/136 Esas, 2020/199 Karar sayılı kararı ile; bozma ilamındaki gerekçelere yer verilerek asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
C. Onama Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar tarafından temyiz isteminde bulunulmuş, ancak ..., sonradan verdiği onaylı dilekçesi ile temyizden feragat ettiğini bildirmiştir.
2. Dairenin 21.04.2021 tarihli ve 2021/907 Esas, 2021/2456 Karar sayılı kararı ile; " ...hükmüne uyulan bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılarak asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiş olmakla; davacı ...′nin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA; temyiz isteğinden feragat ettiğini bildiren davacı ...′nın temyiz isteğinin ise feragat nedeniyle REDDİNE karar verilmiştir.
D. İkinci Bozma Kararı
1. Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleştirilen davada davacı ... vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
2. Dairenin 25.10.2021 tarihli ve 2021/8139 Esas, 2021/6022 Karar sayılı kararı ile; " ... Her ne kadar Dairece 2016/15874 Esas, 2019/6578 Karar sayılı ve 17/12/2019 tarihli bozma ilamında asıl ve birleştirilen davaların tümden reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmişse de, temyize konu karara karşı birleştirilen dosya davacısı ... ile davalılar ... ve... talebinde bulunmuş, ancak aleyhine hüküm kurulan davalı ... ve ... kararı temyiz etmemiştir. Buna rağmen Dairenin bozma ilamında davacının anılan davalılar yönünden usuli kazanılmış hakları gözden kaçırılarak asıl ve birleştirilen davaların tümden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuş, davacı ve birleştirilen dosya davacısı ... ve ...’nin karar düzeltme talepleri reddedilmiş, sonrasında Mahkemece asıl ve birleştirilen dava reddedilmiş, bu karar 21.04.2021 tarihli ilamla onanmıştır. .... Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; Yerel Mahkemece 03/05/2016 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı ... ve ... tarafından temyiz edilmemesi karşısında davacı lehine bu davalılar yönünden usuli müktesep hakkın oluştuğu, Dairece davanın tümden reddinin gereğine değinilen 17.12.2019 tarihli bozma ilamına uyulmakla ilamın maddi hataya dayalı olması nedeniyle davalılar lehine usuli müktesep hakkın oluştuğundan söz edilemeyeceği gözetilerek birleştirilen dosya davacısı ... vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairenin 21.04.2021 tarih 2021/907 Esas, 2021/2456 Karar sayılı onama kararının karar düzeltme talebinde bulunan birleştirilen dosya davacısı ... yönünden kaldırılmasına, davacının usuli müktesep hakları da gözetilmek suretiyle yeniden hüküm kurulması için hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
E. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 07.03.2022 tarihli ve 2022/70 Esas, 2022/130 Karar sayılı kararı ile; karar düzeltme ilamına uyularak; asıl davanın reddine ilişkin kararın Yargıtay ilamı ile kesinleşmiş olması nedeni ile asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın kısmen kabulü ile; davalılar ..., ..., ... ve ... aleyhine açılan dava hakkında Mahkemece verilmiş olan davanın reddine ilişkin kararın Yargıtay ilamı ile kesinleşmiş olması nedeni ile bu davalılar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... adına kayıtlı Muğla ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, Kum mevki, 165 ada 284 parsel (eski 183 parsel) sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile, 1/5 payın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, bakiye kalan 4/5 payın davalı ... uhdesinde bırakılmasına, Muğla ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... mevki, 506 parsele yönelik olarak davalı ... hakkında açılan davanın kabulü ile; 36.050,00 TL 'nin dava tarihi olan 21.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, söz konusu kararın birleştirilen davada davacı ... vekili ve birleştirilen davada davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece davalı ...'in nispi temyiz harcını yatırması için dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiş, geri çevirme kararı sonrasında davalı ... adına çıkarılan muhtıraya rağmen nispi harcın yatırılmaması üzerine Mahkemece 04.04.2024 tarihli ek karar ile davalı ...'ın temyiz başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına ve ek kararına karşı süresi içinde birleştirilen davada davalı ... ve katılma yolu ile birleştirilen davada davacı ... temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı ... temyiz dilekçelerinde özetle; dava konusu taşınmazı 07.11.2000 tarihinde mirasbırakan babasından bedeli karşılığında satın aldığını, kendisinin ve mirasbırakanın diğer kardeşlerden mal kaçırma gibi bir amaçlarının olmadığını, muvazaa iddialarının gerçeği yansıtmadığını, Yerel Mahkemece verilen ilk kararda davanın kabul edildiğini ve sonrasında bu kararın bazı ilgililerce temyiz edildiğini, kendisinin köylü ve cahil bir kimse olması nedeniyle karardan haberinin olmadığını, o zamanlar çocuklarının da yetişkin olmaması nedeniyle kararı temyiz edemediğini, daha sonra kararın davaların tümden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğunu, bozmaya uyularak davaların reddedildiğini, söz konusu ret kararının kendisi yönünden usuli müktesep hak teşkil ettiğini, ek karar yönünden eksik harç ve masraflara ilişkin muhtıranın kendisine 26.03.2024 tarihinde tebliğ edildiği belirtilmiş ise de kendisinin muhtıradan temyiz başvurusunun reddine ilişkin kararla birlikte haberdar olduğunu, sonradan öğrendiğine göre ilgili muhtırayı oğlu ... ...'ın tebliğ aldığını ... ... ile aynı evde yaşamadıklarını, buna ilişkin tanık dinletebileceğini, oğlunun iş yoğunluğu sebebiyle kendisine muhtıra geldiğini söylemeyi unuttuğunu, bu sebeple masrafları yatıramadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı ... vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; aşamalarda verilen kararları ... temyiz etmediği için müvekkili yönünden usuli kazanılmış hakkın doğduğunu, davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin bozma kararından sonra verilen kararın davacı müvekkili lehine tekrar bozulduğunu, ... aleyhine verilen kararın temyiz edilmediği için kesinleştiğini, bu nedenle Mahkemenin hüküm fıkrasının ...'a ilişkin kısmının doğru olmadığını, doğrusunun "bu hususta daha önce verilen 03.05.2016 tarih 2013/384 Esas 2016/169 Karar sayılı karar ... tarafından temyiz edilmeyerek kesinleştiği, bu nedenle davacı ... lehine usuli müktesep hak doğduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi" olması gerektiğini belirterek kararın bu yönden düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen davalar muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı,
Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706. maddesi,
Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 maddesi,
Tapu Kanunu'nun 26. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1929 doğumlu mirasbırakan...’ın 03.09.2012 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak asıl davada davacı kızı ..., birleştirilen davada davacı kızı ..., birleştirilen davada davalılar olan çocukları ..., ... ve ...’in kaldıkları, diğer davalılardan ...’ın davalı ...’ın oğlu, davalı ...’ın ise mirasçı olmayan üçüncü kişi oldukları, mirasbırakanın 338 parsel sayılı taşınmazını 01.07.2008 tarihinde davalı torunu ...’a satış yolu ile temlik ettiği, bu taşınmazın daha sonra imar işlemi görerek çekişme konusu 181 ada 5 ve 180 ada 5 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, 506 parsel sayılı taşınmazdaki 515/1015 payını murisin 22.07.2008 tarihinde davalı kızı ...’ye temlik ettiği, davalı ...’nin ise söz konusu payı 07.04.2010 tarihli satış işlemi ile dava dışı ...’ye devrettiği, 507 parsel sayılı taşınmazda muris 142/192 paya sahip iken 92/192 payını üzerinde ipka ederek 50/192 payını 09.05.1996 tarihli satış işlemi ile davalı oğlu ...’a devrettiği, davalı ...’ın ise söz konusu payı 27.04.2007 tarihinde diğer davalı ...’a devrettiği, yine 507 parsel sayılı taşınmazdaki geriye kalan 92/912 payından murisin 25/96 payını üzerinde ipka ederek 7/32 payını 11.07.2011 tarihinde satış yolu ile davalı ...’e temlik ettiği, 183 parsel sayılı taşınmazını mirasbırakanın 07.11.2000 tarihinde satış yolu ile davalı kızı ...’e devrettiği, birleştirilen davada 507 parsel sayılı taşınmaz açısından 2011 tarihli 7/32 paya yönelik satışın dava konusu edildiği, bu payın satışına ilişkin olarak murisin 06.06.2012 tarihinde Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadesinde satışın gerçek olduğunu, bedelini aldığını beyan ettiği, davalı ...'in son karar tarihinden sonra 28.06.2022 tarihinde öldüğü, Dairece verilen geri çevirme kararı doğrultusunda mirasçılarına gerekli tebligatların yapıldığı anlaşılmaktadır.
2.Hemen belirtilmelidir ki, davalı ...'ın 433,26 TL nispi temyiz harcını yatırması gerektiği yönündeki muhtıranın davalının "... Mah. Kanal Cad. No: 41 .../Muğla" adresinde; " ... komşuda olması sebebiyle muhatap yerine muhatap ile aynı konutta ikamet ettiğini beyan eden görünüşe göre 18 yaşını bitirmiş ve ehliyetli olan oğlu ... ...'a" 26.03.2024 tarihinde tebliğ edildiği, muhtıra gereğinin yerine getirilmemesi üzerine Mahkemece 04.04.2024 tarihli ek karar ile davalı ...'ın temyiz başvurusunun reddine karar verildiği, söz konusu ek kararın davalı ...'in yukarıda belirtilen aynı adresine tebliğe çıkarıldığı, yine davalının komşuda olduğu belirtilmek suretiyle aynı konutta ikamet ettiğini beyan eden oğlu ... ...'a 25.04.2024 tarihinde ek kararın tebliğ edildiği, davalı ...'in ek kararı temyiz dilekçesinde oğlu ... ile aynı adreste yaşamadığını bildirmesi üzerine, Dairece verilen geri çevirme kararı doğrultusunda yapılan araştırmalar neticesinde ... İlçe Nüfus Müdürlüğünden gönderilen müzekkere cevabında ve İlçe Jandarma Komutanlığınca düzenlenen tutanakta davalı ile oğlu ...'nın aynı adreste yaşadıklarının tespit edildiği, bu durumda adı geçen davalının usulüne uygun muhtıra tebliğine rağmen temyiz harcını yatırmadığı anlaşılmakla ek karara yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile ek kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
3. Öte yandan; temyizen incelenen asıl kararın bozma kararına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararına uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; birleştirilen davada davacı ... vekilinin işin esasına yönelik sair temyiz sebepleri de yerinde görülmemiştir.
4. Ne var ki; harç kamu düzenine ilişkin olup temyiz edenin sıfatına bağlı olmaksızın Yargıtay tarafından re'sen incelenir. Eldeki davada kabule konu; dava konusu (eski 506 parsel) yeni 165 ada 115 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakandan davalı ...'ye temlik edilen 515/1015 payın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değeri olan 180.250,00 TL'den davacının 1/5 payına düşen değerin 36.050 TL olduğu, bu değer üzerinden alınması gerekli harç miktarının ise 2.462,57 TL olduğu, yine muris tarafından davalı ...'e temlik edilen dava konusu (eski 183 parsel) yeni 165 ada 284 parsel sayılı taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri olan 199.500,00 TL'den davacının 1/5 payına düşen değerin 39.900,00 TL olduğu, bu değer üzerinden alınması gerekli harç miktarının ise 2.725,56 TL olduğu gözetilmeksizin hükmün 3 nolu bendinde; " Alınması gerekli harçların Mahkememizin 2013/384 Esas 2016/169 Karar sayılı dosyasından alınmış olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi doğru değildir.
Ne var ki, anılan hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Birleştirilen davada davalı ...'ın Mahkemece verilen 04.04.2024 tarihli ek kararına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle EK KARARIN ONANMASINA, birleştirilen davada davalı ...'dan 427,60 TL onama harcının alınmasına,
2. Birleştirilen davada davacı ...'ın temyiz itirazlarının değinilen yönler itibariyle kabulü ile;
Hükmün harca ilişkin 3 nolu bendinin hüküm yerinden çıkarılmasına, yerine 3 nolu bent olarak;
"Asıl davada alınması gerekli 80,70 TL maktu harcın, peşin alınan 170,80 TL ile 1.020,00 TL tamamlama harcından mahsubu ile kalan 1.110,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Birleştirilen davada alınması gerekli toplam 5.188,13 TL harçtan peşin alınan 170,80 TL ile tamamlama harcı olarak alınan 4.185,50 TL'nin mahsubu ile kalan 831,83 TL'nin (394,84 TL'si davalı ... mirasçılarından ve 436,99 TL'si davalı ...'ten olmak üzere) davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına, birleştirilen davada davacı ... tarafından peşin olarak yatırılan 170,80 TL ile davalılar ... ve ...'e devredilen taşınmazlar yönünden yatırılan 1.297,03 TL tamamlama harcının adı geçen davalılardan alınarak davacıya verilmesine" cümlelerinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden birleştirilen davada davacı ...'a iadesine,
Dosyanın kararı veren Fethiye 2.Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
28.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.