Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4594 E. 2024/5848 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında yol boşluğu olarak tespit harici bırakılan taşınmazın tapuya tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararına uygun olarak, dava konusu taşınmazın davacı tarafından 20 yılı aşkın süredir kullanıldığını ve yol olarak kullanılmadığını tespit ederek tapuya tesciline karar vermesinin usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/101 E., 2022/112 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay ( Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 24.06.2020 tarihli 2016/14906 Esas 2020/2189 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ... ilçesi, ... köyünde bulunan davacılara ait 167 ada 14 parsel sayılı taşınmazın 45,86 m2 lik kısmının kadastro çalışmalarında hatalı olarak köy yolunda bırakıldığını, bu kısma davacı ve murislerinin zilyet olduğunu, taşınmaz üzerinde meyve ağaçları olduğunu, yol olarak kullanılmadığını ileri sürerek bu kısmın yol olarak yapılan tespitinin iptali ile davacılara ait 167 ada 14 parsel sayılı taşınmaza ilave edilerek davacılar adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.

Davacılar vekili yargılama sırasında, dava konusu ettikleri kısmın fen bilirkişi raporunda 46,28 m2 olarak hesaplandığını belirterek dava dilekçesini 46,28 m2 olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.

Feri müdahiller vekili; dava konusu taşınmaz bölümünün yol olduğunu, davacılar tarafından kadastro tespitinden sonra tel çekilmek suretiyle kendi arazilerinin içine katıldığını, köyde ikamet eden müdahillerin zarara uğradıklarını, Asliye Ceza Mahkemesine davacılar hakkında suç duyurunda bulunduklarını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.06.2016 tarihli ve 2014/147 Esas, 2016/116 Karar sayılı kararıyla; kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında, taşınmazın bulunduğu yörede kadastro çalışmalarının yapıldığı 2008 yılından davanın açıldığı 08.07.2014 tarihine kadar makul sürenin aşıldığı, tespit dışı bırakma tarihinden önce taşınmaz üzerinde davacının zilyetliğinin bulunmadığı, tespit dışı bırakma işleminden sonra ise dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.06.2020 tarihli ve 2016/14906 Esas, 2020/2189 Karar sayılı kararı ile; “.. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde, kadastro sırasında haklarında tutanak düzenlenen taşınmazlar yönünden, kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkı 10 yıl ile sınırlanmış ise de kadastro sırasında haklarında kadastro tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkını sınırlayan herhangi bir yasa hükmü bulunmadığı, bu nedenle Mahkemece, tarafların iddia ve savunmalarına göre tüm delilleri toplanarak davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği " gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu kısmın davacılara ait araziye bitişik şekilde olduğu, hava fotoğraflarında araziyle bitişik şekilde 14 parsel ile birlikte kullanıldığı, arazinin çok eskiden beri 20 yılı aşkın süredir kullanımının bu şekilde olduğu, yol olarak gözüken bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmın aktif olarak yol olarak kullanılmadığı, davacı tarafın iddiasını ispatladığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kadastro paftasında yol olarak gösterilen 14.12.2021 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfli 45,86 m²'lik yüz ölçümündeki taşınmaz bölümünün davacılar adına kayıtlı olan 167 ada 14 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

E. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kısmen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yolun özel mülkiyete elverişli olmadığını, dava konusu yerin zeminde de yol olarak kullanıldığını belirterek ve re'sen görülecek eksiklikler nedeniyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro çalışmaları sırasında yol boşluğu olarak tespit harici bırakılan kısmın tapuya tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 16, 17. maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. ve 713. maddeleri

3. Değerlendirme

Dava konusu taşınmaz bölümü, 2008 yılında ... ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmalarında yol boşluğu olarak tespit harici bırakılmıştır.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428.maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

23.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.