Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4624 E. 2024/6766 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından zilyetliği ileri sürülerek tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, taşınmazın tespit tarihinde 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde bulunması nedeniyle zilyetliğin kazanılıp kazanılamayacağı hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın tespit tarihinde 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kalması ve 2863 sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca bu tür alanlardaki taşınmazların zilyetlik yoluyla iktisap edilememesi gözetilerek, davacı lehine verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1100 E., 2024/1353 K.

KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akseki Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/179 E., 2020/75 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 15.03.2023 tarih 2021/6102 Esas 2023/1555 Karar sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; İbradı ilçesi Ormana beldesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 472 ada 27 parsel sayılı taşınmazın tarla vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmaza davacının zilyet olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Akseki Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.07.2020 tarihli ve 2016/179 Esas, 2020/75 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusu üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 18.03.2021 tarihli ve 2020/837 Esas 2021/268 Karar sayılı kararı ile; çekişmeli taşınmazın sonradan alınan idari kararla arkeolojik sit alanı dışına çıkarılmış olsa da idari kararların geçmişe dönük hukuki sonuç doğurmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün HMK 353/b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı vekilinin temyiz yoluna başvurusu üzerine Dairenin 15.03.2023 tarih 2021/6102 Esas 2023/1555 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmaz ve çevresine ait sit alanı haritaları ile taşınmazın kadastro paftası ölçekleri eşitlenerek çakıştırılıp taşınmazın tespit tarihi itibarı ile arkeolojik sit alanı içerisinde kalıp kalmadığını kuşkuya yer bırakmayacak şekilde gösteren denetime elverişli rapor alınmadığı, davaya konu taşınmazın sit alanında kalıp kalmadığı, kalıyorsa kaçıncı derece sit alanında kaldığı konusunda oluşan tereddütün giderilmediği, ayrıca taşınmazın niteliğinin belirlenmesi yönünden sit haritası uygulamasının arkeolog bilirkişinin de katılımı ile yapılması gerektiği belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın tespit tarihinde 2005 yılında alınan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü kararına göre 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığı, ancak 2019 tarihli Koruma Bölge Müdürlüğü kararı ile sit haritası değiştirilerek 3. derece sit alanı dışında kaldığı, üzerinde kültür varlığı bulunmadığı, sit haritası ile kadastro paftasının çakışık olarak gösterildiği, zilyetliğin tanık beyanları ile doğrulandığı, taşınmazın yığma taş duvar ve çit teli ile çevrili olup üzerinde 50 yaş üzeri ve 20-30 yaş aralığında badem ve ceviz ağaçları bulunduğu, hem jeodezi ve harita mühendisi tarafından düzenlenen, hem de arkeolog ve ziraat mühendisi tarafından düzenlenen bilirkişi rapor içeriklerinde taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyetin 1958 yılından çok önce başladığının, meyve ağaçlarının yaşı ve hava fotoğraf incelemeleri dikkate alındığında en az 50 yıldır tarımsal üretim yapmak amacıyla bahçe veya tarla olarak kullanılan kuru kültür tarım alanlarından olduğunun bildirildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; 2863 sayılı Kanun'un 11. maddesinde birinci ve ikinci derecede arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazların zilyetlik yolu ile iktisap edilemeyeceği hususunun düzenlendiğini, davalı İdare aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ve re'sen görülecek eksiklikler nedeniyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi,

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 11. maddesi (Değişik ikinci cümle: 22/5/2007-5663/1 md.)

3. Değerlendirme

Antalya ili, İbradı ilçesi Ormana Mahallesinde 2007 yılında yapılan kadastro çalışmalarında 472 ada 27 parsel sayılı 5.514,40 m2 yüz ölçümlü taşınmaz tarla vasfı ve beyanlar hanesine "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğünün 23.03.2005 tarih ve 321 sayılı kararı ile 1. derecede arkeolojik sit alanı sınırları içerisinde kaldığı ve Nazmi oğlu ...’ın kullanımında olduğu " belirtmesi ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Bozma ilamından sonra alınan teknik bilirkişi raporunda, kadastro tespitinin yapıldığı 2007 yılında geçerli olan Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğünün 23.03.2005 tarih ve 321 sayılı kararı ve sit haritası ile kadastro paftası çakıştırılarak çekişmeli taşınmazın 1.derece arkeolojik sit alanı sınırları içerisinde kaldığının belirlendiği, ayrıca daha sonra çekişmeli taşınmazın Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğünün 23.03.2011 tarih ve 5000 sayılı kararı ile yeniden düzenlenen ve değişen sit alanı hattına göre herhangi bir sit alanı içerisinde kalmadığı, Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Kurulunun 28.06.2019 tarih 9545 sayılı kararı ile I. ve II. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen sit alanı sayısallaştırarak güncellenen Erymna Antik Kenti III. derece arkeolojik sit alanı sınırları dışında kaldığı belirlenmiştir.

Davanın kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi kapsamındaki bu tür davalarda uyuşmazlığın tespit tarihi itibariyle mevcut olan hukuki duruma göre çözümlenmesi gerektiği, tespit tarihi itibariyle çekişmeli taşınmazın 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığı, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 11. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesinin 30.05.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5663 sayılı Kanun'la değiştirildiği ve buna göre kültür ve tabiat varlıklarını koruma bölge kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazların zilyetlik yoluyla iktisap edilemeyeceği hükmünün getirildiği, bu değişikliğin kadastrosu devam eden taşınmazların sınırlandırma ve tespiti işleri ile devam eden davalarda da uygulanacağının 2863 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. maddede belirtildiği, bu yasal düzenlemelere göre çekişmeli taşınmazın sonradan alınan idari kararla sit derecesinin değiştirilmiş olmasının idari kararların geçmişe dönük hukuki sonuç doğurmasının mümkün olmaması nedeniyle hüküm ifade etmeyeceği, bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının doğru bulunmadığı anlaşılmaktadır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 371.maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

11.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.