Logo

1. Hukuk Dairesi2024/462 E. 2025/464 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın bir bölümünün davacı tarafından kadastro öncesi satın alma ve eklemeli kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap edildiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı mirasçılarının, taşınmazın bir bölümü üzerinde kadastro öncesi satış ve eklemeli zilyetlikle kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet hakkı kazandıklarına dair yerel mahkeme kararını destekleyen yeterli delil bulunduğu gözetilerek, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/929 E., 2023/1217 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/254 E., 2023/84 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; Nevşehir ili, Merkez ilçe, ... köyünde kain olan, kadastro sırasında hatalı şekilde Hazine adına ham toprak olarak tespit ve tescil edilen 119 ada 133 parsel sayılı taşınmazın bağ vasfındaki dava konusu kısmını 04.10.1994 tarihli satış senedine istinaden ... ... ve ... mirasçılarından satın aldığını, önceki zilyediyle birlikte eklemeli olarak 50 yılı aşkın nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyetliği bulunduğunu, sonradan haberdar olduğu ecrimisil ihbarnamesi üzerine iyi niyetle ödeme yaptığını ileri sürerek dava konusu kısmın davalı Hazine adına bulunan tapu kaydının iptali ile kendi adına tescilini talep etmiş; 05.04.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile, dava dilekçesinde maddi hata yaptığını, dava konusu taşınmaz bölümünün yine davalı Hazine adına kayıtlı 119 ada 131 parsel içerisinde olduğunu belirterek 131 parseldeki dava konusu bölümün tapu kaydının iptali ile kendi adına tescilini talep etmiş, davacı ...'in dava sırasında ölümü üzerine mirasçıları davayı takip etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz üzerinde davacının fuzuli şagil olduğunu, davacıya tahakkuk eden ecrimisilin itiraz edilmeden ödendiğini, davacının malik sıfatıyla zilyet olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.10.2019 tarihli kararı ile; davacının dava dilekçesindeki maddi hata sonucu dava konusu taşınmazı yine Hazinenin malik olduğu 131 parsele yönelik ıslah ettiği, yargılama sırasında ölen davacı ...'in mirasçılarının davayı takip ettikleri, davanın kadastro öncesi eklemeli kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu, Hazine adına kayıtlı 119 ada 131 parsel içindeki dava konusu (A) harfli 2.299,65 m2 yüz ölçümlü taşınmaz bölümünün davacı tarafından tarımsal amaçlı kullanıldığı, çevresinden ayrıldığı, 04.10.1994 tarihli satış senedinin dava konusu (A) harfli bölümü kapsadığı, davalının sunduğu ecrimisil ihbarnamesinin iktisap için gereken zilyetlik süresinden sonraya dair olduğu, jeodezi bilirkişi raporunda her ne kadar hava fotoğrafında kullanım görülmediği bildirilmiş ise de hava fotoğrafının 1954 tarihli olması nedeniyle kazanım süresine etkisi olmadığı, davacının nizasız, fasılasız 20 yıl süreyle kullanım şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 119 ada 131 parselin (A) harfli 2.299,65 m2'lik kısmının Hazine adına tapu kaydının iptali ile davacı mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmiştir.

A. Kaldırma Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 10.10.2019 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 06.03.2020 tarihli kararı ile; dava konusu taşınmazın kadastro tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları istenip jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi tarafından incelenmesi gerekirken yalnızca 1954 tarihli hava fotoğrafı incelemesi ile yetinildiği, mahalli bilirkişi ve tanıklar taşınmazın zilyetliğinin davacıya ait olduğunu belirtseler de önceki zilyet dahil taşınmazın ne şekilde imar-ihya edildiği, ne şekilde ve kaç yıl zilyet oldukları ve zilyetliğin sürdürülüş biçimine ilişkin beyanlarının alınmadığı, dava konusu taşınmazın komşu parsellerinin araştırılmadığı, davacı hakkında usulüne uygun şekilde belgesiz araştırması yapılmadığı gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin 10.10.2019 tarihli kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Hüküm

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kaldırma kararı doğrultusunda yeniden yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve tanıkların ortak beyanlarında dava konusu (A) harfli alanın evvelinde ... tarafından bağ olarak kullanıldığını, davacı ...'e sattığını, ...'in ölümüyle mirasçılarının kullandığını, ... mirasçıları arasında taksim yapılıp yapılmadığını bilmediklerini beyan ettikleri, keşifte uygulanan 04.10.1994 tarihli satış senedi sınırlarının kuzey, güney ve batı yönleriyle taşınmaza uyduğu, komşu parsellerin şahıs arazileri olduğu, jeodezi ve fotogrametri bilirkişi raporunda 1954, 1983, 1988, 1992 ve 2005 tarihli hava fotoğraflarında dava konusu (A) harfli bölümün bağ olarak kullanıldığının, 1954 yılından itibaren 68 yıldır imar-ihya edilerek kullanıldığının bildirildiği, ziraat bilirkişileri heyeti raporunda taşınmazın kültür arazisi olduğunun bildirildiği, davacıların aynı köyde belgesizden kuru arazide 100 dönüm miktarını aşmadıkları, taşınmazın komşu şahıs arazileriyle benzer toprak yapısında olduğu, davacı mirasçılar ve babaları ...'in uzun yıllar kullanımında olduğu, tespitten geriye 20 yıllık kazanım şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 119 ada 131 parselde (A) harfli 1.900,83 m2 yüz ölçümlü dava konusu kısmın tapu kaydının iptali ile bağ vasfıyla davacı mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahalli bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tanıkların (A) harfli dava konusu taşınmazın evvellinde ... tarafından bağ olarak kullanıldığını, mirasçıları tarafından taşınmazın davacı ...'e satıldığını beyan ettikleri, 04.10.1994 tarihli satış senedinin en az 3 yönüyle taşınmaza uyduğu, komşu sınırlarda şahıs arazileri olduğu, ziraat bilirkişi raporunda kültür arazisi vasfında olduğunun bildirildiği, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi raporunda 1954, 1983, 1988, 1992 ve 2005 tarihli hava fotoğraflarında (A) harfli kısmın tarımsal nitelikli bağ olarak kullanıldığının, 1954 yılından beri 68 yıldır imar-ihya edilerek kullanımda olduğunun bildirildiği, davacıların senetsizden edindikleri taşınmazların norm sınırlarını aşmadığı, mera araştırması sonucu taşınmazın merayla ilgisi bulunmadığının anlaşıldığı, davacının doğru hasmı göstererek maddi hata sonucu parsel numarasında kabul edilebilir yanılgıya düştüğü, ıslah ile dava konusunun değiştirilmesinin söz konusu olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A.Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, ıslahla dava konusu parselin değiştirilemeyeceğini, taşınmazın parselin bir kısmını işgal ettiği gerekçesiyle dava dışı ... ...'a ecrimisil tahakkuk ettirildiğini, bir kısmının da kıraç-taşlık olması nedeniyle özel mülkiyete elverişli olmadığını, kaldırma kararı öncesi jeodezi ve fotogrametri bilirkişi raporunda 1954 tarihli hava fotoğrafında sınır ve kullanım görülmediğinin bildirildiğini, davacı ve babasının belgesizden edindiği taşınmaz miktarının araştırılmadığını, mahalli bilirkişi ve tanıkların davalının yönlendirmesi sonucu gerçeğe aykırı beyanda bulunduklarını, fen ve ziraat bilirkişileri raporlarının yetersiz olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

B.Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi haricen satın alım ve eklemeli kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dava konusu Nevşehir ili, Merkez ilçe, ... köyünde kain 119 ada 131 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda 21.04.2007 tarihinde Devletin hüküm ve tasarrufu altında ve tarım alanına dönüştürülmesi mümkün yerlerden olduğu gerekçesiyle 19.236,61 m2 yüz ölçümlü ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiği, askı ilân süresi içinde dava açılmaksızın tespitin 09.08.2007 tarihinde kesinleşerek taşınmazın Hazine adına tescil edildiği, davacının fen bilirkişi raporu ve ekli krokisinde (A) harfiyle gösterilen 1.900,83 m2 yüz ölçümlü bölüm hakkında kadastro öncesi haricen satın alım ve eklemeli kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin "j" bendi gereğince temyiz eden davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.