Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5721 E. 2025/1616 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, mirasçılar tarafından terekeye dahil taşınmazlar için üçüncü kişilere karşı açılan davanın, bazı davalılar yönünden aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacılar kök murisin mirasçısı olmayan bazı davalılara karşı dava açamayacakları gözetilerek bu davalılar yönünden davanın reddinin onanmasına, ancak muris muvazaası davasıyla terekeye dahil olan diğer davalılar yönünden aktif dava ehliyetinin bulunduğu ve işin esasının incelenmesi gerektiği gözetilerek kararın bozulmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/755 E., 2024/1398 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Osmancık 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/159 E., 2023/541 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar dava dilekçesinde; Çorum ili, Osmancık ilçesi, ... köyü 241 ada 64, 99, 157 ve 175, 246 ada 3 ve 16, 222 ada 2, 182 ada 13, 16, 29, 37 ve 66, 181 ada 58, 223 ada 133 parsel sayılı taşınmazların 2009 yılındaki kadastro çalışmasında davalıların dedesi, kendilerinin de kardeşi olan ... adına tespit ve tescil edildiğini, tespitlerin hatalı olduğunu, taşınmazların ceddinden geldiğini, en son da muris babaları ...'ten intikalen geldiğini, ... adına yapılan tespitin hatalı olduğunu, ...’nin dava konusu taşınmazları oğlu ...’in çocukları olan davalılara satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, ...’nin çocuklarının muris muvazaası davası açmasıyla durumu öğrendiklerini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile muris ...'in veraset ilamındaki hisseleri oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler; davacı ... 13.12.2017 havale tarihli dilekçesi ve ekinde davalılarla anlaştıklarını beyan ederek davadan vazgeçtiğini bildirmiş, aşamada davacı ... davalıların kendisini kandırdığını, ödeme yapmadıklarını, imzaladığı sözleşmeden vazgeçtiğini ve davaya devam etmek istediğini bildirmiş, davacılar vekili 11.12.2019 tarihli dilekçesi ile, açılan muris muvazaası davasının kabul edilmesi nedeniyle dava konusu taşınmazların paydaşlarının değiştiğinden bahisle yeni paydaşların davaya dahil edilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, süresinde davaya cevap vermemiş, aşamada davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 20.09.2022 tarihli ve 2017/1087 Esas, 2022/484 Karar sayılı kararı ile davacı ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, davacı Gülsüm yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin 20.09.2022 kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili, dahili davalılar vekili ve davalılar tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 02.03.2023 tarihli ve 2023/89 Esas, 2023/300 Karar sayılı kararı ile; hükümde kök murise ait hangi veraset ilamına atıf yapıldığının ve davacılar adına tesciline karar verilen payların açık bir şekilde gösterilmediği, hükmün HMK’nın 297. maddesine aykırı olduğu, davacı ...'nin 13.12.2017 tarihli dilekçesindeki beyanının hakkın özünden kayıtsız şartsız feragat anlamını taşıdığını söyleyebilme olanağı bulunmadığı, davacının dilekçesinde açık bir şekilde davadan vazgeçtiğini beyan ettiği, ekteki dilekçede ise feragatin şarta bağlandığı, şu haliyle davadan usulünce feragat etmediği, davacı ...'nin davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, davacıların dava konusu taşınmazlardaki kök muris ...'den gelen miras payı talebiyle terekeye karşı üçüncü kişi durumunda olan davalılara dava açtıkları halde davacıların açmış oldukları dava açısından aktif dava ehliyetinin bulunmadığının değerlendirilmediği gerekçeleriyle istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıların dava konusu taşınmazların kök muris olan ...'ten intikalen geldiğini ve davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına kayıt ve tescilini talep ettikleri, dosyada mevcut olan ...'ün veraset ilamından davalıların terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olduğu, bir veya birkaç mirasçının terekeye dahil bir taşınmaz için terekeye karşı üçüncü kişi konumunda bulunan kişilere yönelik miras payını talep ve dava etme olanağı bulunmadığı, Yargıtay HGK 2014/14-1243 Esas, 2016/958 Karar sayılı kararı ve Samsun Bölge Adliyesi 2. HD 2019/2085 Esas, 2020/196 Karar sayılı kararının da aynı yönde olduğu gerekçesiyle davacının davasının aktif dava ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazların maliklerinin ... mirasçıları olmamalarına, ... terekesine göre üçüncü kişi konumunda bulunmalarına, davacıların dava konusu taşınmazdaki kök murisine ait tapudan gelen paydan miras payı oranında adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiş olmasına, davacının tek başına üçüncü kişi durumunda olan davalılar adlarına tescilli bulunan taşınmaza karşı dava açmakta aktif dava ehliyetinin bulunmamasına göre sonuç olarak Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle:

İki tane ... bulunduğundan İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin hatalı olarak ... oğlu ...'ü kök muris olarak değerlendirdiğini, müvekkillerinin mirasçı konumunda olduğunu, müvekkillerinin doğru kişiye dava açtıklarını, dava devam ederken söz konusu taşınmazların el değiştirdiğini, gerekçeli kararın açıklayıcı olmadığını, müvekkili ...’nin 13.12.2017 havale tarihli beyan dilekçesi ile dava dosyasından davalılar ile dava konusu hukuki ihtilaf üzerinde 10.000,00 TL ödenmesi hususunda şartlı olarak kandırıldığını, feragat şarta bağlı yapılmadığından söz konusu işlemin geçersiz olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriğinden; kadastro çalışmalarında Çorum ili, Osmancık ilçesi, ... köyü 241 ada 64, 99, 157 ve 175, 246 ada 3 ve 16, 222 ada 2, 182 ada 13, 16, 29, 37 ve 66, 181 ada 58, 223 ada 133 parsel sayılı taşınmazların 2008 yılında kök muris ...’in oğlu ... adına tespit ve tescil edildiği, tespitlerin 17.04.2009 tarihinde kesinleştiği, ...’nin 04.05.2016 tarihinde 175, 3, 16, 2, 37, 133 ve 58 parsel sayılı taşınmazları davalı torunu ...’e, 99, 64, 66, 13 ve 29 parsel sayılı taşınmazları davalı torunu ...’e, 157 ve 116 parsel sayılı taşınmazları davalı torunu İsmail’e satış suretiyle temlik ettiği, ...’nin 05.07.2016 tarihinde ölümü üzerinde kızları ... ve ...’nın 10.05.2017 tarihinde Osmancık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/265 Esas sayılı muris muvazaası davasını açtıkları ve eldeki davanın konusu olan taşınmazları dava konusu ettikleri, Mahkemenin 06.12.2019 tarihli kararı ile davanın kabulü ile ... ve ... adına 1/3 er payların tesciline karar verildiği ve kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği, kök muris ...’in 29.11.1986 tarihinde öldüğü geriye mirasçı olarak davacı kızları ... ve ... ile kendisinden sonra ölen oğlu ...’nin çocukları ..., ... ve ...’nın kaldığı, mirasçı ...’nın da 21.02.2025 tarihinde öldüğü görülmüştür.

Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.”

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 125/1 maddesinde ise “Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir: a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde dava davacı lehine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur. b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.” hükümleri düzenlenilmiştir.

Öte yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca, mirasçılar arasında elbirliği mülkiyet hükümleri geçerli olup ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Bu nedenle, miras yoluyla gelen hakka dayanılarak genel mahkemelerde üçüncü kişiler aleyhine açılacak davalarda, tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya diğer mirasçıların muvafakatlerini almaları ya da miras şirketine temsilci tayin ettirmeleri gereklidir. Bir mirasçının, özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için mirasçılar adına, yalnız başına dava açması mümkün ise de bu şekilde açılan bir davaya tüm mirasçıların katılımının sağlanması zorunludur. Ancak elbirliği mülkiyetinin söz konusu olduğu hallerde bir mirasçı, üçüncü kişiye karşı miras payına yönelik olarak tek başına dava açamayacağı gibi sonradan diğer mirasçıların muvafakatlerinin alınması da hüküm ifade etmeyecektir.

Bu bilgiler ışığında, davacıların kök muris ...’in mirasçısı olmayan davalı ..., ... ve ...’e yönelik kadastro öncesi nedene dayalı pay oranında tapu iptali ve tescili talebinde bulunamayacakları gözetilerek anılan davalılar yönünden davanın usulden reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacıların bu davalılara yönelik temyiz itirazlarının reddine,

Davacıların, dahili davalı ... ve ... yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Somut olayda, eldeki dava açılmadan önce ... çocukları ... ve ... tarafından dava konusu taşınmazlar için muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemli dava açıldığı, eldeki dava devam ederken muris muvazaasından kaynaklanan davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların 1/3 er paylarının ..., 1/3 er paylarının da ... adına tesciline karar verildiği, kararın kesinleştiği, kesinleşme üzerine TMK’nın 705. ve HMK’nın 125. maddeleri gözetilerek ... ve ...’nın eldeki davaya dahil edildikleri, kök muris ...’in mirasçıları olan ... ve ...’nın terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olmadıkları anlaşılmıştır.

Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince öncelikle ...’nın mirasçılarının davaya dahil edilmesi ile kök muris ...’in mirasçıları olan ... ve ...’nın terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olmadıkları gözetilerek dava konusu taşınmazların 2/3 er payları yönünden işin esasının incelenmesi gerekirken yanılgı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yön itibariyle kabulü ile; temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davacılara iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.