"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1397 E., 2024/1522 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/74 E., 2023/216 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; 101 ada 231 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan kızkardeşi ...’e ait iken davalılardan ...’in kendini vekil tayin ettirip taşınmazı diğer davalı ...’ye temlik ettiğini, ...’in de taşınmazı ...’a, O’nun da ...’a satış suretiyle devrettiğini, vekaletname tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyetini haiz olmadığını, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, satış bedelinin mirasbırakana ödenmediğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde payının değerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar; muris ...’in davalı ...’in akrabası olup 10 yaşından beri kendisine baktığını, aralarında bir evlatlık bağı kurulduğunu, ...'in özel bakımevine yerleştirildiğini öğrenen ...’ın, murisi bakımevinden alarak kendi evine götürdüğünü ve bakımını üstlendiğini, murisin kendi rızası ile vekaletname verdiğini ve fiil ehliyetini haiz olduğunu, yapılan tüm satışların gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.04.2023 tarih 2020/74 Esas, 2023/216 Karar sayılı kararı ile; davanın ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenlerine dayalı miras payı oranında tapu iptali, olmadığı takdirde miras payı oranında tazminat istemine ilişkin olduğu, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu raporuna göre murisin vekaletname tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun saptandığı, davacının miras payına hasren dava açtığı, terekeye döndürme isteminin bulunmadığı, çekişmeli taşınmazın ise dava tarihinde mirasçı olmayan üçüncü kişi adına kayıtlı olduğu, davacı dışında mirasbırakanın başkaca mirasçılarının da bulunduğu, kayıt maliki üçüncü kişiye karşı mirasbırakana teb’an ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenleri yönünden pay oranında açılan tapu iptali ve tescil isteminin dinlenme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 05.11.2024 tarih 2023/1397 Esas, 2024/1522 Karar sayılı kararı ile; davacının, dava konusu taşınmazın devir tarihinde murisin ehliyetsiz olduğu, ayrıca murisin verdiği vekaletname kötüye kullanılarak taşınmazın devredildiğinden bahisle miras payı oranında tapu tescil veya tazminat isteminde bulunduğu, muris terekesinin elbirliği hükümlerine tabi olduğu ve dava dışı mirasçıların bulunduğu, elbirliği mülkiyeti devam ettiği sürece mirasçıların bağımsız payları ve tasarruf yetkilerinin bulunmadığı, kendi adlarına tescil talepli dava açma olanağının olmadığı, TMK'nın 702/4.maddesi uyarınca davaya tereke temsilcisi atanması ya da diğer mirasçıların davaya katılması veyahut davaya muvafakatlarının sağlanması yoluyla da devam edilemeyeceği, davanın dinlenebilme olanağının bulunmadığı anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı tarafça istinaf dilekçesinde devir işleminin muvazaalı olduğu, bu konuda inceleme ve araştırma yapılmadığı ileri sürülmüş ise de İlk Derece Mahkemesince yapılan ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık konularının ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil olarak tespit edildiği, davacı tarafça bu tespite itiraz edilmediği, HMK'nın 357. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen bu tür bir iddianın istinaf ile ileri sürülmesinin mümkün olmadığı gibi bu konuda davacı tarafın Yerel Mahkeme aşamasında bir ıslahı da olmadığından davacı tarafın bu yöne ilişkin iddia ve talebinin de yerinde görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muvazaa sebeplerine dayanılarak eldeki davanın açıldığı, muris öldüğünde dava konusu taşınmazın 3.kişi adına kayıtlı olup terekede bulunmadığını, bu nedenle elbirliği mülkiyetine konu olamayacağını, taşınmazın davalılar arasında muvazaalı olarak el değiştirdiğini, ayrıca davalı ...’in muris Güler’in vekaleti ile yaptığı devirlerin aynı zamanda muris muvazaası oluşturduğunu, yapılan temlikle mirastan mal kaçırıldığını, bu hususun dava dilekçesinde de belirtildiğini ve mahkemece re’sen göz önüne alınması gerektiğini, kaldı ki kayıt malikleri arasında yapılan devirlerin de muvazaalı olduğunu, davalı ...’ın 34 HGS 66 plaka sayılı aracını vekil ...’e devrettiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenlerine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; hukuki ehliyeti haiz olduğu Adli Tıp Kurumu raporuyla belirlenen muris ...’in 11.01.2020 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı kardeşi ... ile dava dışı kardeşi ... ve yeğenleri ..., ..., ... (... kızı), ..., ... ve ...’nin kaldıkları, mirasbırakana ait çekişme konusu 101 ada 231 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazın, mirasbırakan adına vekaleten (... Noterliğinin 06.11.2019 tarih ve 6011 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil olarak atanan) davalı ... tarafından 07.11.2019 tarihli satış işlemi ile davalı ...’e devredildiği, ...’in de 06.12.2019 tarihinde taşınmazı ...’a, O'nun ise 26.12.2019 tarihinde ...’a satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi, olayları bildirmek taraflara hukuki nitelemeyi yapmak ve olaya uygun yasa maddesini uygulamak hakime aittir. Dava dilekçesi ve davacının cevaba cevap dilekçesi bu açıdan değerlendirildiğinde, davada ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayanıldığı, kaldı ki 07.01.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında “HMK'nın 140/3.maddesi uyarınca uyuşmazlık konusunun hukuki ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılmasından doğan tapu iptal ve tescil talebine ilişkin olduğu tespit edilmesi nedeniyle taraflar/davacı/davalı sulhe teşvik edildi.” şeklinde belirtildiği, davanın muris muvazaası iddiasına dayalı olarak açılmadığı gibi vekalet görevinin kötüye kullanılması ve ehliyetsizlik iddialarının mirasçı olmayan kayıt maliki 3. kişiye karşı pay oranında talep edilemeyeceği de açıktır.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.