Logo

1. Hukuk Dairesi2024/5755 E. 2025/447 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında çalılık olarak tescil harici bırakılan taşınmazın davacı tarafından zilyetlikle iktisap edilip edilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu, taşınmazın uzun yıllardır ekonomik amaca uygun biçimde kullanıldığı, imar-ihyasının tamamlandığı ve yasal zilyetlik süresinin dolduğu gözetilerek yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararı, taşınmazın vasfının çalılık olarak belirtilmesi dışında doğru olduğundan, bu kısım düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2024/52 E., 2024/433 K.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Kahramanmaraş ili, Dulkadiroğlu ilçesi, Dereli köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında çalılık vasfı ile tespit harici bırakılan yaklaşık 2.000 m2’lik taşınmazı 2001 yılında önceki zilyedi ... Bolat’tan satın aldığını, önceki zilyetle birlikte eklemeli olarak 40 yılı aşkın süredir taşınmazın imar-ihya edilip bağcılık yapıldığını belirterek taşınmazın adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar davaya cevap vermemiş, aşamalarda davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 06.11.2014 tarihli ve 2013/177 Esas, 2014/576 Karar sayılı kararıyla; davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişisinin 26.04.2014 tarihli raporuna ekli haritasında (A) ile gösterilen 2.204,79 m2 yüz ölçümündeki kısmın davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

1.Birinci Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.03.2016 tarih ve 2015/3011 Esas, 2016/3045 Karar sayılı kararıyla; öncelikle Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığına husumet yaygınlaştırılıp taraf teşkilinin sağlanması, bundan sonra dava konusu taşınmaza ait özellikle 1988-1993 yılları arasında çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının dosya kapsamına alınması, sonrasında 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla mahallinde keşif yapılması, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesi, tanık ve yerel bilirkişi ifadelerinin de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi gerektiği belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

2.Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 16.03.2022 tarih ve 2016/398 Esas, 2022/183 Karar sayılı kararı ile; davacı lehine zilyetlik koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

3.İkinci Bozma Kararı

Mahkemenin 16.03.2022 tarih ve 2016/398 Esas, 2022/183 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine Dairenin 31.10.2023 tarih ve 2022/7497 Esas, 2023/6091 Karar sayılı kararıyla; somut olayda imar-ihya ve zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de bozma sonrası alınan bilirkişi raporları, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazın uzun yıllardır ekonomik amaca uygun biçimde kullanıldığı, imar-ihyasının 1990 yılında tamamlandığı, dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin dolduğu, 1988 ve 1993 yılları arasında çekilmiş hava fotoğrafları bulunmasa dahi bu yıllara ilişkin zilyetliğin bilirkişi raporları, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarıyla ispatlandığı gözetildiğinde davacı lehine Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri uyarınca kazanım koşullarının oluştuğu, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

4.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, davanın kabulüne dair kararın hukuka aykırı olduğunu zira davaya konu taşınmazın imar-ihya edilmediğini, bilirkişilerin dava konusu taşınmazda kullanımın tam olarak ne zaman başladığı, taşınmazın tüm sınırlarının ne zaman belirginleştiği, imar-ihyanın ne zaman başlayıp ne zaman tamamlanmış olduğu ve zilyetlik süresine ilişkin değerlendirmelerinin yetersiz olup hüküm kurmaya elverişli olmadığını, davaya konu taşınmazda imar-ihyanın ancak 1999 yılı itibariyle başladığının kabul edilebileceğini, bu halde dahi davanın reddinin gerektiğini, dava konusu taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığına ilişkin detaylı araştırma yapılmadığını belirterek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B.Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

1.Kahramanmaraş ili, Dulkadiroğlu ilçesi, Dereli köyünde 1970 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz çalılık olarak tespit harici bırakılmıştır.

2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla, davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4.Bununla birlikte; bilindiği üzere kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. HMK'nın 297/2. maddesine göre mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır. Bu kapsamda, kadastro çalışmaları sırasında çalılık olarak tescil harici bırakılan dava konusu taşınmazın tescil harici bırakılmasından sonra önceki zilyet ve davacı tarafından imar-ihya edilip zilyetlikle mülkiyeti kazanmaya yetecek kadar kullanıldığı kabul edildiği halde davacı adına çalılık vasfıyla tesciline karar verilmiş olması isabetsizdir.

5.Ne var ki, anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Kanun’un 438. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddine,

Re'sen yapılan inceleme sonucunda; Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.06.2024 tarih ve 2024/52 Esas, 2024/433 Karar sayılı kararının (1) numaralı bendinde yer alan "çalılık vasfıyla" ibaresinin hüküm yerinden çıkartılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

06.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.