"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1702 Esas, 2023/2024 Karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2011/407 Esas, 2022/212 Karar
Bölge Adliye Mahkemesi ek kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; muris ...'in maliki olduğu İstanbul ili, ... ilçesi 1199 ada 277 parselde bulunan 13 nolu bağımsız bölümü ile Eskişehir ili, ... ilçesi 447 ada 13 parsel sayılı taşınmazda bulunan 2 ve 3 bağımsız bölümleri ölünceye kadar bakım sözleşmesiyle, Yalova ili, ... ilçesi 2662 parselde bulunan 7 nolu bağımsız bölümü satış işlemi ile davalıya devrettiğini, temliklerin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu, murisin ...'de yer alan dava konusu evinde vefatına kadar yalnız yaşadığını, davalının murisle aynı evde yaşamadığını, devirlerde bedel ödemediğini, muris ile davalı arasındaki ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin iki sene arayla akdedilmesi ve her ikisinde de davalı borçlunun sözleşme gereği yükümlülüğünün aynı olmasının akitlerin muvazaalı olduğunu gösterdiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile muris adına tesciline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında taleplerini daraltarak miras payı oranında iptal-tescil, olmazsa tenkis isteğinde bulunmuşlardır.
II. CEVAP
Davalı; murisin uzun yıllardır hasta olduğunu, tüm bakım ve ihtiyaçları ile ilgilendiğini, davacıların ise hiç ilgilenmediklerini, cenaze törenine dahi katılmadıklarını, edimlerini yerine getirmek için mesleğini icra edemediğini, murisin adına kayıtlı taşınmazlarının getirisinin masraflarını karşılamaya yetmediğini, eşi ile birlikte hastane masraflarının kendisi tarafından karşılandığını, bazen kendi evinde bazen murisin evinde kaldığını, bakım ve diğer masraflar, müzik şirketine ilişkin giderler ile taşınmazın bakım ve onarımının yapılması karşılığında dava konusu yerlerin devredildiğini, murisin iradesine saygı gösterilmediğini, başka taşınmazları da bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.03.2022 tarih 2022/1702 Esas, 2023/2024 Karar sayılı kararı ile, davacıların da murisle ilgilendiği, murisin ölünceye kadar bakma akdi yapmasını gerektirecek sebep bulunmadığı, taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı, bedel ödendiğinin ispat edilemediği, devir tarihindeki piyasa rayiç değeri ile resmi senetteki değer arasında fahiş fark bulunduğu, davalının alım gücünün bulunmadığı, devirlerin muvazaalı olduğu, asıl talep kabul edildiğinden terditli talebin değerlendirilmeyeceği, tenkis hesabında etkili olabilecek İstanbul 3. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2021/26 Esas sayılı dosyasının neticesinin beklenmesinden de vazgeçildiği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne, tenkis talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 22.11.2023 tarih 2022/1702 Esas, 2023/2024 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece asli talep muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil olması sebebiyle davacılar vekili tarafından eksik harcın ikmal edildiğinde bir sonraki celse bu istem bakımından sözlü yargılama aşamasına geçileceğine ve bu hususta davalı vekiline tebliğ yapılmasına dair 09.12.2021 tarihli celsesinde ara karar kurduğu, bahsi geçen celse zaptının davalıya 14.12.2021 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı vekilinin mazeret dilekçesi sunduğu nazara alındığında sözlü yargılama aşamasına geçileceğine dair usulüne uygun tebliğ yapıldığı ve İstanbul 1. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2012/285 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına yönelik ara karardan rücu edildiğinin gerekçeli kararda açıklanmış olduğu, ayrıca temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/(1).b.1 maddesi gereğince esastan reddine kesin olarak karar verilmiş, davalı vekilinin temyiz isteği, karar miktar itibariyle kesin olduğundan 02.02.2024 tarihli ek karar ile HMK'nın 362/1-a maddelerine göre reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde, kararın kesin olmadığını, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere; 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 1. maddesinin 2. fıkrasında, "Bu Kanunun, senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümleri Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan dava ve işlerde uygulanmaz." hükmü yer almaktadır. Öte yandan, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427/2. maddesinde ise “ miktar veya değeri birmilyar lirayı geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir.” düzenlemesine yer verilmiş olup taşınmazlara ilişkin uyuşmazlıklarda değere bakılmaksızın temyiz yolunun açık olduğunda tereddüt bulunmamaktadır.
Somut olayda, 16.05.2011 tarihinde açılan eldeki davada verilen karar, dava değerine bakılmaksızın temyiz kanun yoluna tabi olduğundan Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde ek karar tesisi isabetsizdir.
Dosya içeriğinden; muris 1933 doğumlu ...’in 24.08.2010 tarihinde öldüğü, geride davacılar ... ve ... ile davalı ...’ın mirasçı olarak kaldığı; dava konusu 2662 parsel (yeni 296 ada 1) sayılı taşınmazda bulunan 7 nolu mesken nitelikli taşınmazın muris tarafından 14.06.2007 tarihinde 10.000TL bedelle davalıya devredildiği, murisin maliki olduğu 1199 ada 277 parsel sayılı taşınmazda bulunan 13 nolu bağımsız bölümün 27.11.2007 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile ve 447 ada 13 parsel(yeni 13198 ada 1) sayılı taşınmazda bulunan 2 ve 3 nolu iş yeri nitelikli taşınmazların ise 22.05.2009 tarihli ölünceye kadar bakım akdi ile davalıya temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Ancak, harç hususu kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gerekmekte olup, dava konusu taşınmazın kabul edilen davacıların miras payına isabet eden değeri üzerinden karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, fazla karar ve ilam harcına hükmedilmesi doğru değildir.
Ne var ki anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin ek karara ilişkin temyiz itirazlarını kabulü ile, Bölge Adliye Mahkemesinin 02.02.2024 tarihli ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
Davalı vekilinin yerinde bulunmayan diğer temyiz itirazlarının reddine,
Kamu düzeni yönünden yapılan temyiz incelemesi sonunda, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının, hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinin hükümden çıkarılmasına yerine “Alınması gereken 31.650,30 TL harçtan, peşin ve tamamlama harcı olarak alınan toplam 13.429,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 18.220,97 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına” ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.