"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/2 E., 2021/341 K.
Mahkeme kararı davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Sivas ili, Şarkışla ilçesi, ... köyü 112 ada 20 parsel sayılı taşınmazın bir kısmını 40 yılı aşkın zamandır malik sıfatıyla kullandığını, ancak kadastro sırasında hata yapılarak davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... duruşmadaki beyanında; dava konusu taşınmazın babasına ait olduğunu, babası adına olan tapu kaydını sunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı ... davaya cevap vermemiş; mirasçıları ise duruşmada, açılan davayı kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.12.2012 tarihli ve 2007/260 Esas, 2012/818 Karar sayılı kararı ile; davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince; "... mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmadığı gibi yapılan değerlendirme de dosya ile uyumlu bulunmamaktadır. Davacı ... tarafından çekişmeli taşınmazın bir bölümüne yönelik tapu kaydı ile satın alma, bir bölümüne yönelik de zilyetliğinde bulundurma iddiasıyla dava açılmıştır. Yargılama sırasında dosyaya iki adet tapu kaydı sunulmuş ve 08.10.2012 tarihli uzman bilirkişi raporuna göre 27.12.2001 tarih (5) numaralı tapu kaydının krokide (A) harfi ile gösterilen bölümü, 20.10.1994 tarih (14) numaralı tapu kaydının krokide (B) harfi ile gösterilen bölümü kapsadığı bildirilmiştir. Dinlenen bilirkişi ve tanıkların, taşınmazdaki zilyetlik durumuna ilişkin beyanları da çelişkilidir. Ancak; Mahkemece, dosyaya sunulan tapu kayıtları yöntemince mahalline uygulanarak kapsamları belirlenmediği gibi, zilyetlik hususunda bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğan çelişkiler de giderilerek tarafların durumları tartışılıp değerlendirilmemiştir. Tapu kayıtlarının başka taşınmazlara uygulanıp uygulanmadıkları üzerinde de durulmamıştır. Ayrıca; 27.12.2001 tarih (5) numaralı tapu kaydının maliki olan ... oğlu ... ile davalılar arasındaki irsi veya akdi ilişki saptanmamıştır. Eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile karar verilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve uzman fen bilirkişi hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yine tescil ilamı ile oluşmuş 27.12.2001 tarih (5) numaralı tapu kaydının tescil krokisi, teknik bilirkişi aracılığı ile mahalline uygulanarak kapsamının belirlenmesine çalışılmalıdır. Bu şekilde yapılacak kayıt uygulamaları sonucunda; 27.12.2001 tarih (5) numaralı tapu kaydının krokide (A) harfi ile gösterilen bölümü kapsadığı sonucuna ulaşılması halinde, bu tapu kaydının oluşumundan önce bu bölüm üzerinde davacı yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığı üzerinde durulmalıdır. 20.10.1994 tarih (14) numaralı tapu kaydının krokide (B) harfi ile gösterilen bölümüne uyup uymadığı ile uyması halinde, tapu kaydının miktarının 5.000 metrekare olduğu gözetilerek bu bölümü bir bütün olarak kapsayıp kapsamadığı ile kapsamadığı sunucuna ulaşılması halinde de, kayıt miktar fazlası üzerinde kim yararına edinme koşullarının oluşacağı üzerinde durulmadır. Ayrıca; davalı ... tarafından kesinleşen sicilden pay satın alınmış olması nedeniyle, tapu kaydından pay satın alan davalı ... yararına Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi (önceki 931. madde) uyarınca iyi niyetle edinme koşullarının oluşup oluşmadığı tartışılıp değerlendirilmelidir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamıyla fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen kısmın davacının dayandığı 20.10.1994 tarih 14 sıralı tapu kaydına uyduğunun tespit edildiği, ayrıca dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından da (B) harfi ile gösterilen kısımda davacının 20 yılı aşkın zamandır zilyet olduğunun anlaşıldığı, raporun krokisinde (A) harfi ile gösterilen kısmın ise davalı ...'nin dayandığı 27.12.2001 tarih 5 sıralı tapu kaydına uyduğunun tespit edildiği, ancak (A) harfi ile gösterilen kısım üzerinde davalı ...'nin babası adına 2001 yılında tapu kaydı oluşmadan önce davacı yararına zilyetlikli iktisap koşullarının oluştuğu, iddianın ispatlandığı, davalı ...'den taşınmazı satın alan davalı ...'nin TMK'nın 1023.maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu 112 ada 20 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın 1/2 payını iyi niyetle davalı ...'dan satın aldığını, öncelikle mülkiyet hakkının TMK'nın 1023. maddesi gereğince korunması gerektiğini, Mahkemece eksik araştırma ve inceleme sonucunda karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Sivas ili, Gemerek ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 112 ada 20 parsel sayılı 25.271 m2 tarla vasıflı taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edildiği, kadastro tespitinin kesinleşmesi üzerine taşınmazın 13.12.2006 tarihinde davalı ... adına tescil edildiği, davalı ...'nin aynı gün taşınmazın 1/2 payını diğer davalı ...'a satış suretiyle devrettiği, halihazırda taşınmazın 1/2'şer payla davalılar ... ve ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı ...; çekişmeli taşınmazın bir kısmı yönünden satın alma nedeniyle adına kayıtlı 20.10.1994 tarih ve 14 sıralı tapu kaydına, bir kısmı yönünden ise zilyetliğinde bulundurma iddiasına dayalı olarak dava açmış, davalı ... ise babası ... oğlu ... adına kayıtlı hükmen tescil kararı sonucu oluşan 27.12.2001 tarih 5 sıralı tapu kaydına dayanarak davanın reddini savunmuştur.
Hemen belirtilmelidir ki, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak, 06.11.2018 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından. davalı ...'nin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddine.
Ne var ki, Mahkemece 06.11.2018 tarihli fen bilirkişi raporu krokisinde (A) harfi ile gösterilen kısım yönünden de davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.
Şöyle ki; yargılama sırasında davacı ve davalı ... tarafından dosyaya tapu kaydı sunulmuş olup 06.11.2018 tarihli fen bilirkişi raporunda, davalı ...'nin dayandığı 27.12.2001 tarih 5 sıralı tapu kaydının krokide (A) harfi ile gösterilen bölümü, davacının dayandığı 20.10.1994 tarih 14 sıralı tapu kaydının ise krokide (B) harfi ile gösterilen bölümü kapsadığı bildirilmiştir. Tapu kayıtlarının incelenmesinden, 27.12.2001 tarih 5 sıralı tapu kaydının davalı ...'nin babası ... oğlu ...'in Hazine aleyhine Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/184 Esas, 2001/113 Karar sayılı dosyası üzerinden açtığı dava sonucunda verilen kabul kararının Yargıtayca onanarak kesinleşmesi üzerine hükmen tescil suretiyle oluşup ... oğlu ... adına kayıtlı olduğu, 20.10.1994 tarih 14 sıralı tapu kaydının ise geldisinin iskanen oluştuğu ve satış nedeniyle davacı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Davacının dayandığı 20.10.1994 tarihli tapu kaydının kuzey sınırının davalı ...'nin dedesinin adı olan "..." okuduğu, yine davacının babası ... tarafından 1999 yılında Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/184 Esas sayılı dosyası üzerinden açılan davada da eldeki davada çekişmeli (A) harfi ile gösterilen kısmın 20 yılı aşkın süredir davalı ...'nin babası tarafından kullanıldığı belirlendiği halde Mahkemece bu hususlar tanık ve mahalli bilirkişilere sorularak açıklığa kavuşturulmamıştır.
Ayrıca dinlenen bilirkişi ve tanıkların, (A) harfi ile gösterilen taşınmazdaki zilyetlik durumuna ilişkin beyanları da çelişkilidir. Bozma kararı sonrası dinlenen mahalli bilirkişi Kadir Sönmezer (A) harfi ile gösterilen yerin ...'ya (davalının dedesi ...'ın kardeşi) ait olduğunu, bu alanı davacının keşiften geriye 7-8 yıldır ekip biçtiğini, yine mahalli bilirkişi Baki Arslanbaş da (A) harfi ile gösterilen yerin ...'ya ait olduğunu, davacıyı tanımadığını, bu alanı davacının ekip biçtiğini bilmediğini, yine mahalli bilirkişi ... (A) harfi ile gösterilen yerin öncesinde davalı ...'nin dedesi ve babası olan ... ve ...'in ekip biçtiğini ve sülalesine ait olduğunu, mahalli bilirkişi ... da (A) harfi ile gösterilen kısmın da davalı ...'nin üst soyu ...'ya ait olduğunu beyan etmişlerdir. Davacı tanıklarından ..., (A) harfi ile gösterilen kısmın ... tarafından 55-60 yıl önce davacının babasına satıldığını ve o tarihten beri davacının babası, davacı ve oğulları tarafından ekilip biçildiğini, davacı tanıkları Bünyamin Ceylan ve Ömer Doğan (A) harfi ile gösterilen kısmı 1977 yılından bu yana davacının kullandığını bildirmişlerdir. Davalı tanığı ... ise (A) harfi ile gösterilen kısmın davalı ...'nin sülalesine ait olduğunu, dedesi ... ve babası ... ile 1967 yılında kendisiyle ortakçı olarak ekip biçtiklerini, davalı ...'nin dedesi ya da babasının bu yeri davacının babasına sattığını duymadığını bildirmiştir.
Şu halde, toplanan delillere göre dava konusu (A) harfi ile gösterilen taşınmazın kime ait olduğu ve ne şekilde kullanıldığı konusunda çelişki oluştuğu halde bu çelişki giderilmeden sonuca gidilmiş, ayrıca mahalli bilirkişi ve davalı tanık beyanlarına karşı davacı tanıklarının beyanlarına neden üstünlük tanındığı hususunda da Mahkemece bir gerekçe oluşturulmamıştır.
Hal böyle olunca; dosyaya sunulan tapu kayıtları ve Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/184 Esas sayılı dosyasındaki belirlemeler de gözetilerek, taraf tanıkları ve mahalli bilirkişiler yeniden dinlenmeli, dava konusu (A) harfi ile gösterilen taşınmazın kime ait olduğu, kim veya kimler tarafından ne şekilde kullanıldığı, kullanımın kimden kime ve ne şekilde geçtiği, tarafların kullanımı olup olmadığı, varsa kimden devralınarak başladığı, nasıl ve hangi süre ile sürdüğü hususları tek tek ve olaylara dayalı olarak sorularak ayrıntılı beyanları alınmalı, beyanlar arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, çelişkinin giderilmemesi halinde hangi beyana üstünlük tanındığının gerekçesi karar yerinde açıklanmalı ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ...'ın temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulüyle 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın Şarkışla 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
24.03.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.