Logo

1. Hukuk Dairesi2024/594 E. 2025/857 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davası ile mirastan ıskatın iptali davasının birleştirildiği davada, temliklerin muvazaalı olduğu saptandıktan sonra tenkis davası yönünden karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi ve 3. kişilere devredilen taşınmazlar için hükmedilen tazminat miktarının hatalı hesaplanması uyuşmazlığına ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, muvazaalı temlikler nedeniyle asıl davanın kabulünde isabetsizlik bulunmadığı, ancak tenkis davası yönünden karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin ve 3. kişilere devredilen taşınmazlar için hatalı tazminat miktarı belirlenmesinin yanı sıra harç miktarının da buna göre düzeltilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/116 E., 2022/896 K.

Mahkeme kararı asıl ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl davada davacı; mirasbırakan ... ...'ın adına kayıtlı taşınmazlarını mirastan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak davalı kızlarına devrettiğini, taşınmazların tespiti için tespit davası açtıklarını ileri sürerek tapu kayıtlarının saklı payı oranında iptal edilerek adına tesciline karar verilmesini istemiş, 06.03.2006 tarihli ıslah dilekçesinde ise, mirasbırakanın Pendik'te 714 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki iki adet bağımsız bölümünü, Tuzla ilçesindeki 327, 6489 (5893/1), 6454, 6456, 6457, 6490, 6475, 6465, 6488 sayılı parseller ile, aynı ilçedeki dört taşınmazını 03.05.1994 tarihinde ölünceye kadar bakma akdiyle davalılara muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptaliyle miras payı oranında adına tesciline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemiş, davacının talebinin açıklanmasına ilişkin 10.06.2013 tarihli dilekçesinde, Tuzla ilçesindeki 327, 6489 (5893/1), 6454, 6456, 6457, 6490, 6475, 6465, 6488, 6467 ve 6482 parsel sayılı taşınmazların dava konusu olduğunu belirtmekle, mirasbırakandan davalılara devredilen taşınmazların tapu kayıtlarının saklı payı oranında iptali ile adına tescile, 3. kişilere devredilen taşınmazlar için saklı payı oranında bedele, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini talep etmiştir.

Birleştirilen davada aynı davacı; Kartal 7. Noterliğince düzenlenen 12.03.1986 tarihli ve 8731 yevmiye nolu düzenleme şeklinde vasiyetname ile annesi ... ... tarafından miras hakkından ıskat edildiğini öğrendiğini, bu vasiyetnamenin daha önce kendisine tebliğ edilmediğini, ancak mirastan ıskat sebeplerinin gerçekleşmediğini ileri sürerek ıskatın iptaline karar verilmesini istemiş; davalılar davanın süresinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Davanın kabulü ile vasiyetnamenin iptaline ilişkin olarak verilen karar Yargıtay 2. Hukuk Dairesince “...Mirasbırakan, vasiyetnamesinde mirasçılıktan çıkarma sebebini göstermiştir. Sebebin varlığı ispat edilmemiştir. Mahkemece de mirasçılıktan çıkarma nedenlerinin gerçekleşmediği kabul edilmiştir. Bu durumda çıkarma nedeni bulunmasa da, mirasbırakanın tasarruf nisabı için ortaya koyduğu iradesinin korunması, başka bir ifade ile ölenin son arzusuna tasarruf nisabı dahilinde kalan kısım için geçerlilik tanınması, bunun dışında kalan bölüm (saklı pay) ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken (TMK.md.512/2) tasarrufun tümünün iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile vasiyetnamenin davacının saklı payı ile sınırlı olarak iptaline ilişkin olarak verilen karar Yargıtay 2. Hukuk Dairesince "...Mahkemece de uyulan Dairemizin 23.02.2010 tarihli bozma kararında, ıskata ilişkin tasarrufun davacının saklı payı dışında yerine getirileceği, saklı pay oranında bu tasarrufun geçersiz olduğu benimsendiğine göre, davaya tenkis davası olarak devam edilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, vasiyetnamenin davacının saklı payı ile sınırlı olarak iptaline şeklinde karar tesisi doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle bozulmuş olup, bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında dosyanın eldeki dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davada davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 05.07.2018 tarihli ve 2005/894 Esas, 2018/303 Karar sayılı kararı ile; asıl davada temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 714 ada 2 parseldeki 12 nolu bağımsız bölüm, 327, 6454, 6488, 6490, 5893 ada 1, 6482 ve 6467 parseller yönünden davacının miras payı oranında tapu iptali ve tescile, birleştirilen dava yönünden ise tenkis şartları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Mahkeme kararının davalılar ... ve Birsen vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece; "...Somut olaya gelince, mirasbırakanın davacıyı vasiyetname düzenlemek suretiyle mirasından ıskat ettiği ve malvarlığının önemli bir kısmını davalılara temlik ettiği, adına kayıtlı başka taşınmaz kalmadığı açık olup dinlenen tanık beyanları ile anılan bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde temlikin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı sonucuna varılmaktadır. Ancak asıl dava yönünden davacı, dava ve beyan dilekçeleri ile temyize cevap dilekçesinde açıkça talebinin saklı pay oranında iptal-tescil olduğunu belirtmiş olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi gözetilmeksizin talep aşılarak tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan, dava konusu 6482 ve 6467 parsel sayılı taşınmazlar dava tarihinde önce dava dışı 3. kişilere devredilmiş olup davada taraf olmayan kişilerin tapu kayıtlarının iptal edilerek davacı adına tesciline karar verilmesi de isabetsizdir. Birleştirilen dava yönünden ise davacı mirastan ıskatın iptalini talep etmiş olup HMK’nın 297/2. maddesi uyarınca olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken değinilen husus üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru değildir. Kabule göre, dava konusu 5893 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yerine maddi hata neticesinde 593 ada 1 parsel sayılı taşınmaz hakkında hüküm tesisi de isabetsizdir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl davanın kabulü ile 714 ada 2 parseldeki 12 nolu bağımsız bölüm ile 327, 6454, 6488, 6490 ve 5893 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar yönünden taleple bağlı kalınarak davacının saklı payı oranında tapu iptal-tescile, 3. kişiye devredilen 6482 ve 6467 parseller yönünden tazminata, asıl davada dahili davalı ... mirasçıları yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleştirilen davada mirastan ıskat ve tenkis isteğinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Asıl ve birleştirilen davada davacı vekili; mirasçılardan ... ... mirasçılarının babalarının mirasını reddetmeleri nedeniyle mirasbırakan ... ...'ın veraset ilamının yeniden alınıp davacının saklı payının yeniden belirlenmesi gerektiğini, önceki bozma kararında temliklerin muvazaalı olduğunun sabit olduğunu ve davacının saklı payının ihlal edildiğinin belirlendiğini, mirasbırakanın oğlu olan dahili davalı ...'a hibe ettiği taşınmazlardaki payların da mirasçılarının mirasını reddetmesi nedeniyle davacı ve davalılara aktarılması gerektiğini, bozma kararından sonra 3. kişiye devredilen 6482 ve 6467 parseller yönünden açılan tazminat davasının eldeki davayla önce birleştirilip sonra tefrik edilerek derdestlik nedeniyle reddedilmesinin doğru olmadığını, 3. kişiye devredilen 6482 ve 6467 parsel sayılı taşınmazlar yönünden mirasbırakanın ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen değere hükmedilmesinin doğru olmadığını, en yakın güncel değere hükmedilmesi gerektiğini, birleştirilen dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilip davacı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinin de doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Asıl dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis; birleştirilen dava mirastan ıskatın iptali isteklerine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1921 doğumlu mirasbırakan ... ...’ın 11.12.2004 tarihinde ölümü ile geriye ilk eşi ... ...’ten olma çocukları davacı ... ve dahili davalı ... ile ikinci eşi ...’dan olma çocukları davalılar ... ve ...’ün mirasçı olarak kaldığı, dava konusu 714 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan 12 nolu bağımsız bölümün 2/8 payı mirasbırakan adına kayıtlı iken 11.06.1991 tarihinde intifa hakkını üzerinde tutarak çıplak mülkiyetini eşit oranda davalılara satış suretiyle devrettiği, 03.05.1994 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile dava konusu 6482 parsel sayılı taşınmazı ...’ya, 6467 parsel sayılı taşınmazı ...’e, 327 parsel sayılı taşınmazın 12/100 payı ile 6490, 6454, 6489 (yeni 5893 ada 1 parsel), 6488 parsel sayılı taşınmazlardaki 48/100 payını davalılara eşit olarak temlik ettiği, davalı ...’nın 6482 parsel sayılı taşınmazı 09.06.1994 tarihinde dava dışı ... ...’a, davalı ...’ün 6467 parsel sayılı taşınmazı 16.09.1994 tarihinde dava dışı ... Yıldıran’a devrettiği anlaşılmaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki, önceki bozma kararında da değinildiği üzere asıl dava yönünden temliklerin muvazaalı olduğu saptanarak davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığı ancak muris muvazaası iddiasına dayalı asıl dava kabul edildiğine göre birleştirilen davada tenkis isteği yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken tenkis davasının reddine karar verilmiş olması doğru değildir.

Öte yandan, 3. kişiye devredilmesi nedeniyle saklı pay oranında tazminat talep edilen asıl davada dava konusu 6482 ve 6467 parseller bakımından, 6482 parselin dava tarihindeki değeri olan 179.100,00 TL üzerinden davacının saklı payına (1/8) isabet eden 22.387,50 TL'ye; yine 6467 parselin dava tarihindeki değeri olan 216.000,00 TL üzerinden davacının saklı payına (1/8) isabet eden 27.000,00 TL'ye hükmedilmesi gerekirken oran ve hesaplama hatası yapılarak sırasıyla 11.193,75 TL ve 13.500,00 TL eksik tazminata hükmedilmiş olması isabetsizdir.

Ayrıca, harç hususu kamu düzenine ilişkin olup re'sen gözetilmesi gerektiğinden, asıl davada 6482 ve 6467 parsel sayılı taşınmazlar bakımından yeni belirlenen tazminat miktarları gözetilerek karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekmektedir.

Ne var ki, anılan hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

Davacı vekilinin birleştirilen davada yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Mahkemenin 05.07.2018 tarihli önceki kararında birleştirilen davanın reddi ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş olup bu karar davacılar tarafından temyiz edilmediğine göre Mahkemece bozma sonrasında davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek birleştirilen davada yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmış olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Asıl ve birleştirilen davada davacı vekilinin değinilen yönlerden temyiz itirazlarının kabulü ile;

Hükmün A-1-b bendinde yer alan "11.193,75 TL" ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine; "22.387,50 TL" ibaresinin yazılmasına;

Hükmün A-1-b bendinde yer alan “13.500,00 TL” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine; "27.000,00 TL" ibaresinin yazılmasına;

Hükmün A-2 bendinde yer alan “Karar tarihi itibariyle alınması gereken 6.395,43 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 4.144,30 TL'nin mahsubu ile bakiye 2.251,13 TL harcın davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına" cümlesinin hükümden çıkarılarak yerine; "Karar tarihi itibariyle alınması gereken 7.966,38 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 4.144,30 TL'nin mahsubu ile bakiye 3.822,08 TL harcın davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına" cümlesinin yazılmasına,

Hükmün B-1 bendinde yer alan “Mirastan ıskat ve tenkis davasının REDDİNE” cümlesinin hükümden çıkarılarak yerine, "Mirastan ıskatın iptali davasının reddine, tenkis davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına" cümlesinin yazılmasına, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davacıya iadesine,

Dosyanın İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

24.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.