Logo

1. Hukuk Dairesi2024/698 E. 2025/2037 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından zilyetlik ve imar-ihya iddiası ile tapusuz taşınmazın tescili talebine karşı Hazine'nin itirazı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacının zilyetlik ve imar-ihya iddiasını incelemede eksik araştırma yapması, Hazine'nin mülkiyet iddiasını araştıramaması, tapu kaydı ve zilyetlik durumunu tam olarak belirlememesi ve bozma kararında belirtilen hususları eksiksiz yerine getirmemesi gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/103 E., 2023/181 K.

Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; Bitlis ili, Hizan ilçesi, ... köyünde 1988 yılında yapılan kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılan yaklaşık 4.000 m2'lik yer hakkında irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak bu bölümün adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine temsilcisi; çekişmeli taşınmazın kayıp yitik kişilerden kaldığı ve davacı lehine iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 30.03.2016 tarihli ve 2015/5 Esas, 2016/86 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne, 11.12.2015 tarihli teknik krokide (A) harfi ile gösterilen toplam 3.922,54 m2'lik alanın yeni bir parsel numarası verilerek davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 30.03.2016 tarihli 2016/8612 Esas, 2019/3388 Karar sayılı kararı ile; "TMK'nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması gerektiği" belirtilerek karar bozulmuştur.

Mahkemenin 05.02.2020 tarih ve 2019/75 Esas, 2020/11 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne 11.12.2015 tarihli teknik krokide (A) harfi ile gösterilen toplam 3.922,54 metrekarelik alanın yeni bir parsel numarası verilerek davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Kararın süresi içinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 04.04.2022 tarih 2021/4355 Esas ve 2022/2751 Karar sayılı kararı ile; "Mahkemece yapılan araştırma ve inceleminin yetersiz olduğu, davacı tarafın dayanak tapu kaydının yöntemince çekişmeli taşınmaz bölümüne uygulanması, çekişmeli bölümü kapsayıp kapsamadığının belirlenmesi, bir kısmının tapu kayıt kapsamı dışında kaldığının tespiti halinde zilyetlik durumunun araştırılması, taşınmaz bölümünün öncesinde ne olduğu, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyanın başlangıç ve tamamlanma tarihlerinin belirlenmesi, dere yatağı olup olmadığı, zilyetliğin bulunup bulunmadığı, zilyetlik var ise hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime intikal ettiğinin soulup belirlemesi, dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğraflarının incelettirilmesi, taşınmaz başında fen bilirkişisi, ziraat mühendisi ve jeolog bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılması, dava konusu yerin kaçak ve yitik kişilerden Hazineye intikal eden yerlerden olup olmadığının sorulup belirlenmesi gerektiği" belirtilerek karar bozulmuştur.

Mahkemenin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararıyla; taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A1) harfi ile gösterilen kısmın tarım arazisi vasfında olduğu, meyve bahçesi olarak kullanıldığı, taşınmaz üzerinde bulunan meyve ağaçları ve toprak yapısı itibariyle uzun zamandan (en az 20 yıl) beri bu parselde tarımsal üretimin (meyveciliğin) yapıldığı, dava konusu taşınmazın aktif dere yatağı niteliğinde olmadığı ve derenin etkisi altında kalan yerlerden olmadığı, fen bilirkişi raporunda (A2) harfi ile gösterilen alanın imar-ihya edilmediği ve TMK'nın 713. maddesi şartlarının tamamını taşımadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A1) harfi ile gösterilen 1.781,30 m2'lik alanın yeni bir parsel numarası verilerek davacı adına tapuya tesciline, aynı raporda (A2) harfi ile gösterilen 1.117,54 m2'lik kısma yönelik davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; çekişmeli taşınmazın kayıp ve yitik kişilerden kaldığını, Mahkemece soyut nitelikteki beyanlara dayalı olarak karar verildiğini, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufunda olan yerlerden olduğunu ve bu tür yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek ve re'sen görülecek nedenler ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

Dava konusu taşınmaz bölümü, Bitlis ili, Hizan ilçesi, ... köyünde 1988 yılında yapılan kadastro çalışmalarında kuru dere yatağı olarak tescil harici bırakılmıştır.

Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümünün davacı tarafından imar-ihya edildiği ve davacının zilyetliğinde bulunduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma kararında işaret edilen hususların eksiksiz ve tam olarak yerine getirilmesi gerekir.

Hükmüne uyulan bozma ilamında, davacının dayanak tapu kaydının tüm tedavülleri ve varsa haritası ile birlikte getirtilip dava konusu yere yöntemince uygulanarak çekişmeli bölümü kapsayıp kapsamadığının, dava konusu yerin kaçak ve yitik kişilerden Hazineye intikal eden yerlerden olup olmadığının belirlenmesi gerektiği belirtildiği halde Mahkemece tapu kaydı getirtilip yöntemince uygulanmamıştır. İlgili yerlerden taşınmazın öncesinde kaçak yitik kişilerden Hazineye intikal edip etmediğine dair evraklar sorulup getirilmediği gibi yerel bilirkişi ve tanıklardan da bu husus sorulup araştırılmamıştır. Ayrıca davacı taraf dava dilekçesinde çekişmeli bölümün zilyetlik hükümlerine dayalı olarak adına tescilini talep ettiği ancak keşifte ki beyanında bitişik eski 61 ada 2 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören tapu kaydının dava konusu bölümü de kapsadığı belirtildiği halde Mahkemece davacı tarafa 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesinde düzenlenen "Hakimin davayı aydınlatma ödevi" kapsamında, davacıya talebi açıklattırılmak suretiyle hangi hukuki sebebe dayandığı sorulup açıklattırılmamıştır.

Mahkemece yapılan zilyetlik araştırması da hüküm kurmaya elverişli ve yeterli değildir. Somut olayda, dava konusu bölümün imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, davacının aynı çalışma bölgesinde kayıtsız ve belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin, edinmiş ise miktarı yöntemince araştırılmamıştır.

Öte yandan, çekişmeli bölümün önceki ve şimdiki vasfı hususunda yerel bilirkişi beyanları ile bilirkişi raporu arasında çelişki oluştuğu halde Mahkemece bu çelişki giderilmediği gibi hangisine ne sebeple üstünlük tanındığı kararda tartışılıp açıklanmamıştır. çekişmeli taşınmaz bölümünün imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp tamamlandığı hususları net olarak belirlenmemiştir. Ziraat mühendisi ve jeoloji mühendisinden alınan bilirkişi raporunda taşınmaz bölümün eğiminin ortalama %25-30 olduğu belirtildiğinden dosyada orman araştırılması yapılması gerekirken bu yönde bir araştırma ve inceleme yapılmaması da isabetsiz olmuştur.

Hâl böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, HMK'nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında dava dilekçesi açıklattırılmalı, böylece davacının hangi hukuki sebebe dayandığı kesin olarak belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı ilgili belediyelerden sorularak belirlenmeli, imar planı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde imar planının onaylı bir örneği dosyaya getirtilmeli, davacının kadastro çalışmaları sonucu belgesizden taşınmaz edinip edinmediği, edinmiş ise miktarı tapu ve kadastro müdürlüğünden sorulup belirlenmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, kadastrocu/fen bilirkişisi, ziraat mühendisi ve orman mühendisi bilirkişisi katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, şayet davacı taraf hukuki sebep olarak tapu kaydına dayandığını açıklar ise o zaman keşif sırasında tapu kaydının haritası uzman teknik bilirkişi eliyle zemine uygulanarak kapsamı yöntemine uygun biçimde belirlenmeli, tapu kayıt uygulamasında varsa kaydın revizyon gördüğü parseller de dikkate alınmalı, fen bilirkişisinden keşfi denetime elverişli rapor düzenlemesi istenilmeli ve çekişmeli bölümün tapu kayıt kapsamında kalıp kalmamasına göre karar verilmelidir.

Şayet davacı taraf hukuki sebep olarak zilyetlik hükümlerine dayandığını açıklar ise o zaman ziraat mühendisi bilirkişisinden çekişmeli taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi belirtir nitelikte, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.

Jeodezi ve fotogrametri mühendisi vasıtasıyla hava fotoğrafları ve en eski uydu fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliği, taşınmaz bölümü üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı net olarak ortaya konulmalıdır.

Orman mühendisi bilirkişiden çekişmeli taşınmazın varsa kesinleşmiş orman tahdit hattının kapsamında kalıp kalmadığı, orman ya da orman içi açıklık vasfı taşıyıp taşımadığı ve ormandan açılıp açılmadığı hususlarında bilimsel verilere dayalı gerekçeli rapor alınmalıdır.

Çekişmeli taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, kaçak-yitik kişilerden kalıp kalmadığı, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi hakka istinaden kullanıldığı, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığı yerel bilirkişi ve tanıklardan etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalıdır.

Mal Müdürlüğü, İl Özel İdaresi ve Tapu Sicil Müdürlüğüne yazı yazılarak dava konusu yerin kaçak ve yitik kişilerden Hazineye intikal eden yerlerden olup olmadığı sorulmalı, varsa kayıt ve belgeleri istenilerek taşınmaz başında yerel, teknik bilirkişiler ve tanıklar aracılığı ile uygulanmalı, komşu parsellerin dayanak kayıtlarının çekişmeli taşınmaz yönünü ne şekilde okuduğu belirlenmelidir.

Yukarıda değinilen hususlar yerine getirilmeden eksik araştırma ile karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Hizan Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

16.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.