Logo

1. Hukuk Dairesi2024/701 E. 2025/2109 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ölünceye kadar bakma akdiyle yaptığı taşınmaz temliklerinin muvazaalı olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın bakıma muhtaç olmadığı ve temliklerin asıl amacının mirasçıdan mal kaçırmak olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/193 E., 2023/877 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/473 E., 2020/420 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; mirasbırakan babası ...’in maliki olduğu 325 parsel sayılı taşınmazını 01.05.2000 tarihinde, 297, 290, 379, 34, 326 parsel ve 126 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 360 parsel sayılı taşınmazdaki 3/8, 213 ve 600 parsel sayılı taşınmazlardaki ½‘şer, 472 parsel sayılı taşınmazdaki 1/6 payını 01.04.2016 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğlu ...’ye devrettiğini, murisin yaşamının sonuna kadar tarlalarda çalıştığını, özel bakımı gerektirecek bir hastalığı olmayıp bakıma muhtaç bulunmadığını, temliklerin kendisinden mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; murisin 1993 yılından bu yana bir çok hastalık yüzünden sürekli tedavi gördüğünü, tedavilerin ölümüne kadar devam ettiğini, sürekli insülin kullandığını, önce 2000 yılında bir taşınmazını, bakım ve gözetiminin zorlaşmasından sonra ise diğer taşınmazlarını devrettiğini, temliklerdeki amacın mal kaçırmak değil, bakım ve gözetim olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; murisin sağlık sorunları bulunsa da yatalak ve bakıma muhtaç olmadığı, günlük işlerini idame ettirebildiği, taşınmazların temlik tarihlerindeki değerleri göz önüne alındığında temliklerin asıl amacının bağış olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; murisin bir kısım rahatsızlıkları bulunmakta ise de günlük işlerini kendisinin görebildiği, yatalak ve bakıma muhtaç olmadığı, davalının murisle ilgilenmesinin, hastaneye getirip götürmesinin evladın anne-babaya bakım yükümü kapsamında ahlaki bir görev olup davalının bunun dışında olağanüstü bir bakım ve gözetimde bulunmadığı, muris ile davacının küs oldukları, yıllardır görüşmedikleri, murisin kendisine ait tüm taşınmazları davalıya ölünceye kadar bakım sözleşmesiyle devretmesinin, murisin bakımını sağlamaktan çok davacı kızından mirastan mal kaçırmaya yönelik olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, murisin bakıma ihtiyacı bulunduğunu, ayrıca dava konusu taşınmazların zaten davalı tarafından satın alındığını, murisin sağlık sorunlarının çalışmasına el vermediğini, bu nedenle bir kısım taşınmazları murisin edinmiş olmasının mümkün olmadığını, dava konusu 297, 325, 290 ve 126 ada 1 parsel sayılı taşınmazların aslında davalı ve ailesinin kazanımlarıyla elde edildiğini, ancak tapu kaydının muris üzerine yapıldığını, yani aslında bu taşınmazların davalıya ait taşınmazlar olduğunu, bu nedenle de davalıya iade edildiğini, bu taşınmazlardan 290 ve 297 parsel sayılı taşınmazların ihale ile satın alındığını, satış bedellerinin davalı tarafından ödendiğini, davalının 2002 yılında babasının borcunu kapattığı için bu borç ödemesinin karşılığı olarak murisin 325 parsel sayılı taşınmazı davalıya devrettiğini, murisin kendisi çalışarak edindiği tek taşınmazın 326 parsel sayılı taşınmaz olduğunu, Mahkemece bu savunmalar hakkında yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığını, delillerin takdirinde yanılgıya düşüldüğünü, murisin uzun yıllar kronik rahatsızlıklarla mücadele ettiğini, 1993 yılından ölümüne dek sağlık sorunları nedeniyle herhangi bir tarımsal faaliyette bulunamadığını, işlerinin neredeyse tamamının davalı ve ailesi tarafından yerine getirildiğini, ayrıca 34 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalının üç katlı bina ve müştemilat inşa ettiğini, yine diğer parsellere de birçok ağaç diktiğini ve taşınmazlarda iyileştirmelerde bulunduğunu, tüm bu nedenlerle murisin taşınmazlarını davalıya devrettiğini, amacın davacıdan mal kaçırmak olmayıp tamamen bakım ve gözetimini temin ettirmek, hakkın iadesi ve hakkaniyeti sağlamak duygusuyla hareket ettiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1953 doğumlu mirasbırakan ...’in 22.06.2018 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı kızı ... ile davalı oğlu ... ve dava dışı eşi ...’nın kaldığı, mirasbırakanın dava konusu 325 parsel sayılı taşınmazını 01.05.2000 tarihli 2533 yevmiye nolu resmi senetle, 290, 34, 326, 297, 379, 126 ada 1 parsel sayılı taşınmazları ile 213 ve 600 parsel sayılı taşınmazlardaki ½‘şer paylarını, 360 parsel sayılı taşınmazdaki 3/8 payını ve 472 parsel sayılı taşınmazdaki 1/6 payını 01.04.2016 tarihli 8040 yevmiye nolu resmi senetle ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğlu ...’ye temlik ettiği anlaşılmaktadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 26.425,29 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.