"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/141 E., 2022/183 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akkuş Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/8 E., 2021/216 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Ordu ili, ... ilçesi, ...mevkiinde kain 194 ada 151 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tapuda kayıtlı olduğunu, dava konusu taşınmazın müvekkilinin dedesinden intikalen gelen bir taşınmaz olup uzun yıllar mirasbırakan tarafından malik sıfatıyla kullanıldığını, mirasbırakanın vefatından önce bu taşınmazın mülkiyetini çocukları ..., ... ve müvekkilinin babası ...'a bıraktığını, o tarihten itibaren taşınmazın bu üç kardeş arasında fiilen taksim edildiğini, sınırlarının belirlendiğini ve nizasız fasılasız olarak kullanılmaya başlanıldığını, yörede kadastro çalışmaları yapılırken dava konusu taşınmazın müvekkilinin amcası ...'un oğlu olan ... adına tespitinin yapıldığını, bu tespitten çok sonra haberi olduğunu ve ... aleyhine Akkuş Asliye Hukuk Mahkemesinde tapu iptali ve tescil davası açtığını, ancak dava devam ederken ...'in müvekkilinin yanına gelerek bu yerde hisse aldığı takdirde diğer kardeşlerin de hissedar olarak bu yeri talep edebileceğini, 10 yıllık hak düşürücü süre geçince kendisine hissesini vereceğini söyleyerek taşınmazın kendi üzerinde kalması konusunda müvekkilini ikna ettiğini, aralarındaki anlaşma uyarınca davasından vazgeçtiğini, dava konusu taşınmaz davalıya satılana kadar müvekkilinin nizasız ve fasılasız olarak yerini kullanmaya devam ettiğini, ... veya davalının kendisine karşı hiçbir müdahalesinin olmadığını, inançlı işlemin tarafı olan ...'in dava konusu hisseyi müvekkiline iade etmek yerine müvekkilinin bilgisi dışında davalı ...'na muvazaalı olarak devrettiğini, davalının ... ile birlikte hareket ederek bu yerin müvekkiline geçmesini engellemek amacıyla hareket ettiğini, bu nedenlerle muvazaalı satış nedeniyle dava konusu taşınmazın tapu kaydının fiili taksim neticesinde müvekkiline intikal eden 4.510,56 metrekarelik kısmının iptaline ve iptal edilen kısmın müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde her ne kadar inançlı işlem nedeniyle bu davanın açıldığını ileri sürülmüş ise de dilekçe içeriğinden de anlaşılacağı üzere davanın kadasto öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğu, dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin kesinleştiği günden dava tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 ncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacı tarafından müvekkili aleyhine Ordu ili, ... ilçesinde bulunan 194 ada 151 sayılı parsele ilişkin Akkuş Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/28 sayılı dosyasında tapu iptali ve tescil davasının açıldığı, anılan davanın Mahkemece reddine karar verildiği, ret kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddedildiğini ve anılan kararın kesinleştiğini, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını ve aynı konuda kesinleşmiş kararın bulunduğunu, davacının iddialarının haksız ve yersiz olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının dava dilekçesinde her ne kadar inançlı işlemde muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davası olarak belirtilmiş ise de davacının hak sahipliğinin kadastro tespiti öncesi bir nedene dayandığının sabit olduğu, bu nedenle davanın kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak değerlendirildiği, kadastro tutanağının 07.10.2002 tarihinde kesinleştiği ve eldeki davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra 12.01.2021 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde açıkça davanın konusunun müvekkili ile dava konusu taşınmazın önceki maliki ... arasında 03.09.2007 tarihinde imzalanan inançlı işlem niteliğindeki yazılı anlaşma gereğince müvekkiline verilmesi gereken hissenin verilmeyerek muvazaalı olarak davalıya yapılan satış işleminin iptali ve müvekkil adına tescili istemine ilişkin olduğunu ancak Mahkemece davanın esasına girilmeksizin, delilleri incelenmeksizin davanın kadastro öncesi nedenlere bağlı bir talep içerdiği gerekçesiyle hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinin yanlış ve hukuka aykırı olduğunu, iddialarının tamamının kadastro sonrasına ilişkin muvazaa iddialarına dayandığını, bilindiği üzere kadastro sonrası muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davalarında herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreden bahsedilebilmesinin hukuken mümkün olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, davacı dava dilekçesinde her ne kadar inançlı işlemde muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davası demiş ise de davacının mülkiyet iddiasının kadastro tespiti öncesi nedene dayandığı, buna göre davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu 194 ada 151 parsel sayılı taşınmazın kadastro sırasında tarla vasfı ile Resul Demiral adına tespit gördüğü, bu parsele kadastro mahkemesinde itiraz edildiği, çekişmeli parsele ilişkin Kadastro Mahkemesi kararının mahkemenin şerhine göre 07.10.2002 tarihinde kesinleştiği ve tapu kaydının oluştuğu, 18.12.2018 tarihinde ise taşınmazın davalıya satış ve birleşme ile devrolunduğu, davacının çekişmeli taşınmazın kadastro öncesinde kendi mülkiyetinde olduğu iddiasıyla 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 12.01.2021 tarihinde dava açtığı, Mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucu; Ordu ili, ... ilçesi, ... mahallesi, ... mevkii çalışma alanında bulunan dava konusu 194 ada 151 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosu kesinleşme tarihinin 07.10.2002 olduğu, davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 12.01.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.