"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/138 E., 2023/372 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davalı ... hakkında açılan davanın kabulüne, davalı ... hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; 73 ada 75 parsel sayılı taşınmazın 1948 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında 1/4’er payının mirasbırakanları... kızı ... ve ... kızı ... adlarına tespit edildiğini, mirasbırakanları ... kızı ... ve ...'ün kızı ... hakkında Sarıyer Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan gaiplik davası neticesinde adı geçen kişilere kayyım tayin edildiğini, daha sonra dava konusu taşınmazın Hazine adına tescil edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazda davalı adına kayıtlı hisselerin iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, gaiplik ve kayyımlık kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar vekili; dava konusu taşınmazın bir kısım paydaşlarına Sarıyer Sulh Hukuk Mahkemesinin 1993/15 E., 1993/89 K. sayılı kararı ile kayyım tayin edildiğini ve 3561 sayılı Yasa gereğince taşınmazın kayyım marifeti ile 10 yıl süre ile idare edildiğini, bu süreçte taşınmaz maliklerinin ortaya çıkmadığını, bu nedenle Sarıyer 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/829 E., 2004/356 K. sayılı ilamı ile adı geçenlerin gaipliklerine ve taşınmazın Hazine adına tesciline karar verildiğini, diğer davalı ... Müdürlüğüne bu davada husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07.07.2015 tarihli ve 2011/104 E., 2015/299 K. sayılı kararı ile; davanın niteliğine göre kayıt malikine karşı açılması gerektiği, Sarıyer Tapu Müdürlüğüne davada husumet düşmediği gerekçesi ile bu davalı hakkındaki davanın husumetten reddine, her ne kadar dava konusu taşınmaz Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tescil edilmiş ise de tescilin dayanağı olarak gösterilen ilamın dava konusu taşınmazla ilgisinin bulunmadığı gerekçesi ile davalı Hazine yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairenin 03.10.2018 tarih ve 2015/16758 E., 2018/13103 K. sayılı kararı ile ; " ....Somut olayda, mirasbırakanlardan ...’in 12.08.1935, ... ’ın ise 12.01.1969 tarihinde öldükleri, geriye mirasçıları olarak davacılar ile dava dışı ..., ..., ..., ... ve ...’un kaldıkları sabittir. Hal böyle olunca, dava dışı kalan mirasçılar ..., ...,..., ... ve ...’un davaya muvafakatlerinin alınması ya da miras şirketine TMK'nın 640 ıncı maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek esas hakkında hüküm kurulması doğru değildir." gerekçesi ile karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 19.12.2023 tarihli ve 2022/138 E., 2023/372 K. sayılı kararı ile; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde Yargıtay bozma ilamında davaya konu taşınmazlar bakımından davada ileri sürülen isteğin niteliği ve mirasbırakanların ölüm tarihi itibariyle elbirliği halinde mülkiyetin söz konusu olduğu ve davanın tereke adına görülmesi gerektiği dikkate alınarak davada yer almayan mirasçılar bakımından mirasçıların davaya muvafakatlerine ilişkin beyanlarının dosyaya sunulduğu, bu kapsamda taraf teşkiline ilişkin eksikliğin giderildiği, taşınmazların davalı ... adına yapılan tescilin dayanağı olarak gösterilen ilamın dava konusu taşınmazla ilgisinin bulunmadığı, ilamın 73 ada 11 parsele ilişkin bulunduğu, dava konusu taşınmazla ilgili olarak verilmiş her hangi bir tescil kararı bulunmadığı, bu nedenle Hazine adına tapuya tescil edilmesi talebinin hukuki dayanağının bulunmadığı, bu şekilde yapılan tescilin yolsuz tescil olduğu, davacıların dava açmakta haklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile dava konusu edilen 73 ada 75 parsel numaralı taşınmazda davalı ... adına kayıtlı 2/4 hissenin tapu kaydının iptali ile; İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 25/04/2013 tarih 2013/392 Esas, 2013/258 Karar sayılı veraset ilamındaki miras payları dikkate alınarak mirasçılar (mirasçı olarak gözüken ...’a ait miras payının mirasçının vefat ettiği dikkate alınarak mirasçı ...’a ait İstanbul 8.Sulh Hukuk Mahkemesinin 19/06/2023 tarih 2023/787 Esas, 2023/640 Karar sayılı veraset ilamı dikkate alınarak mirasçıları adına olacak şekilde) adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik inceleme ve araştırma neticesinde hüküm kurulduğunu, davacıların mirasbırakanı olan kişiyle tapu maliklerinin aynı kişi olup olmadığına ilişkin herhangi bir dava açılmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere Hazine aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkeme kararı ile taşınmaz maliklerinin gaipliğine ve taşınmazın Hazine adına tesciline karar verildiğini, dava konusu taşınmazın, bir mahkeme kararı sonucunda Hazine adına tescil edildiğini, herhangi bir şekilde Hazinenin dava açılmasına sebebiyet vermediğini, aksine dava konusu taşınmazın kanun gereği korunduğunu, bu sebeple Hazine aleyhine yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, ayrıca her ne kadar davalı ... yönünden " yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına" karar verilmiş olsa da yeniden hüküm kurularak davanın husumetten reddedilmesi ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, zira dosyanın usulden bozulduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705, 1022, 1023, 1024, 1025 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1 .Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 73 ada 75 parsel sayılı taşınmaz 26.7.1948 tarihli kadastro işlemi ile ¼’er paylar ile davacıların mirasbırakanları ... kızı ... ve... kızı ... adlarına kayıtlı iken, adı geçen mirasbırakanların paylarının 18.05.2007 tarihinde hükmen tescil yolu ile davalı ... adına tescil edildiği, Sarıyer 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/829 E., 2004/356 K. sayılı kararı ile dava dışı 73 ada 11 parsel sayılı taşınmazın malikleri... kızı ... ve ... kızı ...’nın gaipliklerine ve hisselerinin tamamının Hazine adına tesciline karar verildiği, kesinleşme şerhini içeren karar aslının dava dışı 73 ada 11 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tescili için İstanbul Defterdarlığı Avrupa Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığının 17.10.2005 tarihli yazısı ile birlikte Tapu Müdürlüğüne gönderildiği, gönderilen yazıda, verilen karar uyarınca söz konusu taşınmaz ile Tapu Müdürlüğü dahilinde bulunan... kızı ... ve ... kızı ... adına kayıtlı taşınmazları varsa Hazine adına tescilinin yapılarak tapu senedinin gönderilmesinin istendiği, belirtilen bu yazı uyarınca dava konusu taşınmazdaki mirasbırakanların paylarının Hazine adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın, HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla HUMK'un 438 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Temyiz eden davalılar harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.