"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/184 E., 2022/538 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı İdare vekili; dava konusu 1122 ada 5 parsel sayılı 28,00 m2 alanlı Ayasofyayı Kebir ve Haremeyn Vakıfından icareli "üstünde odaları olan dükkan" vasıflı taşınmazın 80/1440 payının ... oğlu ... adına 22.09.1948 tarihli kadastro tespiti ile kayıtlı olduğunu, mutasarrıfının gaip olması sebebi ile Beyoğlu 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/541Esas, 2000/9 Karar sayılı dosyası üzerinden kayyımla idare edilmesine karar verildiğini, taşınmazın uzun zamandan beri sahipsiz olduğu, mutasarrıfı tarafından şimdiye kadar intikal talebinde bulunulmadığını, taşınmazı diğer hisse sahibi ... ...'ın kullandığını ve ... oğlu ...'yi tanımadığının rapor edildiğini, ayrıca nüfus kayıtlarına da ulaşılamadığını, bu nedenle gaiplik kararı verilmek suretiyle dava konusu taşınmazın ... oğlu ... adına kayıtlı payın 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi gereğince Vakfı adına tesciline karar verilmesi istemiştir.
II. CEVAP
Davalı dava konusu yerin Vakıf İdaresine ait olmadığını, Medeni Kanun'un 501 vd. maddeleri gereği mirasçısız ölen kişilerin mirası Devlete intikal eder kuralı gereği mülkiyetin Hazineye ait olması gerektiğini, taşınmazın tapu kaydına Ayasofyayı Kebir ve Haremeyn Vakıf icareli ibaresinin hangi tarihte, nasıl eklendiği, dayanak belgelerinin neler olduğunun araştırılması gerektiğini, dava dosyasının vakıf hukukundan anlar Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk kürsüsünden bir bilirkişiye incelettirilmesi gerektiğini, eski Vakıflar Kanunu'na göre 1935’ten sonra yapılan icareli şerhlerinin geçersiz olduğunu, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, gaiplik talep hakkının Hazineye ait olduğunu, diğer hissedara ihbar yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.09.2015 tarihli 2014/488 Esas, 2015/332 Karar sayılı kararı ile; gaiplik talebinin reddine, tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine, Dairenin 08.02.2017 tarihli 2016/6356 Esas, 2017/747 Karar sayılı kararıyla; davalı kayyımın temsil yetkisinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, kamulaştırmanın yapılıp yapılmadığının güncel tapu kayıtlarının temini ile saptanması, kadastro tespit tutanağı ve eki belgelerdeki verilerden de yararlanmak suretiyle ... oğlu ...’nin nüfusa kayıtlı olup olmadığının araştırılması, kayıt malikinin mirasçı bırakmadan ölüp ölmediği, gaip olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.03.2022 tarihli 2017/184 Esas, 2022/538 Karar sayılı kararı ile, Vakıflar Kanunu 17. madde şartları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; eksik araştırma yapıldığını, sözlü yargılamaya davet edilmediğini, harç ve yargılama giderlerine ilişkin usuli kazanılmış hak olduğunu, yasal hasım olup harç ve aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesine dayalı olarak açılan gaiplik ve tapu iptal-tescil istemine ilişkindir.
Hemen belirtilmelidir ki, bozma kararına uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, ancak bozulan 10.09.2015 tarihli 2014/488 Esas, 2015/332 Karar sayılı tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne ilişkin kararda yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ile davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu kararın sadece davalı tarafından temyiz edildiği ve temyiz konusu edilmediği, dolayısıyla davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu açıktır.
Öte yandan, harç hususu kamu düzenine ilişkin olup usuli kazanılmış haktan söz edilemeyecektir. Hukuk Genel Kurulunun 12.04.2017 tarihli ve 2017/1-1201 Esas, 716 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; mahkeme kararıyla kayyım olarak atanan ve gaip kişi adına yaptığı bu iş ve işlemler nedeniyle 3561 sayılı Kanun kapsamında yönetim kayyımı olan defterdar burada Hazineyi temsil etmemekte, aksine kayyımlık görevi gereği gaip kişinin anılan taşınmazdaki hak ve menfaatlerini korumaktadır. Taşıdığı kayyımlık sıfatı ile 492 sayılı Harçlar Kanunu kapsamında harçtan muaf olmadığı açıktır. 3561 sayılı Kanun'un 2/son maddesinde “Kayyımlıkla ilgili işlemler her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır” hükmüne yer verilmiş ise de burada yargı harçlarından bağışıklığa dair özel bir düzenleme bulunmamaktadır.
Bu durumda usuli kazanılmış hak gözetilmeksizin davacı lehine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi doğru değildir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile hükmün (5) bendinin hükümden çıkarılarak yerine “Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına” cümlesinin, hükmün (6) bendinin hükümden çıkarılarak yerine “Davacı lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 438/7. maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Dosyanın İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
19.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.