"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2024/103 E., 2024/219 K.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının Burdur'da apart alım satım işi yapmakta olduğunu, davacının maliki olduğu taşınmazları satması için davalıyı vekil tayin ettiğini ancak davalının vekalet görevini kötüye kullanarak 29 ada 379 parsel sayılı taşınmazdaki 38 numaralı bağımsız bölümü annesi olan davalı ...’a temlik ettiğini, satış bedelinin ödenmediğini, temlikin davacının bilgisi dışında yapıldığını, davalıların el ve işbirliği içinde hareket ettiklerini ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, olmadığı takdirde taşınmazın satış tarihindeki bedelinin ve ayrıca davalının ilgili taşınmazı kullandığı süreye yönelik haksız kullanım karşılığı ecrimisil bedelinin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının kardeşi olan ...’in davalı ...'ın sahibi olduğu iş yerini devraldığını, devir bedeli olarak sözleşme düzenlendiğini, sözleşmede dava dışı 11 numaralı bağımsız bölümün devir bedelinin 105.000,00 TL’lik kısmı karşılığında temlik edileceğinin, kalan borcun da taksitler halinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını ancak dava dışı Aşkın’ın işletme devrine ilişkin düzenledikleri sözleşmeye göre borcunu ödemediğini ve işletmeye idari para cezası kesildiğini, bunun üzerine dava konusu taşınmazın 38 numaralı bağımsız bölümün bakiye borç ve para cezaları karşılığında temlik edildiğini, dava dışı ... ile bu bu konuda bir ibraname düzenlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.10.2021 tarih ve 2020/209 Esas 2021/263 Karar sayılı kararı ile; vekaletnamenin davacı tarafından iradi olarak verildiği, vekilin de iradeye uygun hareket ettiği, davacının vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiği, yapılan işlemlerin tarafların gerçek iradelerine uygun olduğu, davalıların işbirliği içinde hareket ettiğinin kabulünün mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 21.10.2021 tarih ve 2020/209 Esas 2021/263 Karar sayılı kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 21.12.2022 tarih ve 2022/116 Esas 2022/1977 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazın davacının kardeşinin borçlarına karşılık davalı ...'ın annesi olan davalı ...'e devredildiği, 02.03.2018 tarihinde de bizzat davacı tarafından dava dışı 11 numaralı bağımsız bölümün davalı ...'e temlik edildiği, vekalet görevini kötüye kullanıldığına yönelik iddianın davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.12.2022 tarih ve 2022/116 Esas 2022/1977 Karar sayılı kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 06.03.2024 tarih ve 2023/974 Esas 2024/1839 Karar sayılı kararı ile; davalı ... ile dava dışı ... arasında yapılan işletme devri anlaşması sonucu dava dışı 11 numaralı bağımsız bölümün devir bedeli olarak devredildiğine yönelik davacının da imzaladığı bir belgenin düzenlendiği ancak dava konusu 38 nolu bağımsız bölüm için düzenlenen belgede davacının imzasının bulunmadığı hususu tanık beyanları ile birlikte değerlendirildiğinde davalı ... tarafından vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve annesi olan diğer davalı ...’ın TMK’nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacağı, bu itibarla davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu 38 numaralı bağımsız bölümün devrine ilişkin protokolde davacının imzasının bulunmadığı, taşınmaz devrinin borca karşılık yapıldığının ispat edilemediği, davalının vekalet görevini yerine getirmediği, satış bedelinin de davacıya ödenmediği, davalı ...'ın ise vekalet görevinin kötüye kullanıldığını bilebilecek durumda olduğu, davacının haksız işgal tazminatı da talep edebileceği belirtilerek davanın kabulü ile dava konusu 38 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline ve 14.325,00 TL ecrimisil bedelinin davalı ...'tan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; bozma kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesince davalı tarafa yemin teklifinin hatırlatılmasının ve bu doğrultuda sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğunu zira ispat yükünün davacılar üzerinde olduğunu, davacı tarafın anlatımlarının davacının kötüniyetinin göstergesi olduğunu, 38 numaralı bağımsız bölümün devrine dair yapılan sözleşmede davacının imzasının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğine işaret eden bozma kararının da isabetsiz olduğunu, bu kapsamda taraflar arasındaki ticari ilişkiye dair 15.12.2017 tarihli sözleşmede de davacının imzası bulunmamasına karşılık dava dışı 11 numaralı bağımsız bölümün bizzat davacı tarafından temlik edildiğini, davalı ...'ın süreçte tekrar alacaklı hale gelmesi sonucunda davacının kardeşi Aşkın Bütüner'in borçlarına karşılık 38 numaralı bağımsız bölümün devredildiğini, davacının temlikten iki yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra gerçeğe aykırı iddialarla açtığı davanın reddi gerektiğini, davacının borca mahsuben temlik ettiği taşınmazı geri alabilmek amacıyla eldeki davayı açtığını ve kötüniyetli olduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile ecrimisil, olmazsa bedel isteğine ilişkindir.
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının Isparta 6. Noterliğinin 07.03.2019 tarih ve 2191 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile davalı ...’u dava konusu 29 ada 379 parsel sayılı taşınmazda bulunan 38 numaralı bağımsız bölümün satışı için vekil tayin ettiği, davalı ...'un dava konusu bağımsız bölümü 12.03.2019 tarihinde annesi olan davalı ...’a satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 8.302,00 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,
Dosyanın Burdur 3. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
10.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.