"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/497 E., 2023/680 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alaplı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/437 E., 2021/526 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalılar ile kardeş olduğunu, muris babaları ... ...'ın 10.05.2002 tarihinde vefat ettiğini, Alaplı ilçesi, Gümeli beldesi, ... Mahallesi hudutları içerisinde muris babaları ... ...'dan taraflarına intikal eden taşınmazlar bulunduğunu, 2014 yılında mahallinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında bu taşınmazlardan olan 273 ada 1 parselin davalı ..., 273 ada 2 parselin ise davalı ... adına tespit gördüğünü, taşınmazlarda kendisininde miras hakkının olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ..., yasal süresinden sonra sunduğu 13.01.2021 havale tarihli cevap dilekçesinde; tebligattan haberinin olmadığını, söz konusu tebligatın usulsüz olduğunu, açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, murisin sağlığında kendisine ait bulunan iki tarla ve bir adet daireyi kızları arasında pay ettiğini, davalı ... ve kendisine de davaya konu edilen taşınmazları bıraktığını, davacının yapılan bu paylaşım sonucu Gümeli Beldesi ... Mahallesinde bir adet taşınmazı kendi adına tescil ettirdiğini, davaya konu edilen taşınmazın muris babasının sağlığında ve tapusuz iken kendisine bırakılmış olan bir yer olduğunu, bu nedenle davacının bu taşınmazda hak talep etmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; paylaşım nedeniyle davacı kız kardeşinin dava konusu ettiği 273 ada 2 parselin kendi adına yazıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın tarafların murisi ... ...'dan geldiğinin tartışma dışı olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşınmaz hakkında murisin sağlığında herhangi bir paylaştırma yapılıp yapılmadığı noktasında olduğu, toplanan deliller, yapılan keşif, keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişiler ve davacı tanık beyanlarından taşınmazların muris ... ...'dan kaldığı ve muris ... ...'ın bu taşınmazları sağlığında davalılara vermediği, ölümünden sonra da çocuklarının katılımıyla yapılmış bir taksim olmadığı, bu durumda kök murisin tüm mirasçılarının taşınmazlarda iştirak halinde malik oldukları, dolayısıyla davacının da taşınmazlarda miras payının olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıya gönderilen dava dilekçesine ilişkin tebligat evrakı incelendiğinde "Muhatap adresinin kapalı olması sebebiyle en yakın komşu (ismine itiraz edilmeyen) ... ...'dan sorulmuş, muhatabın çarşıya gittiği sözlü beyan edilmiş, imzadan imtina edilmiştir. Tebligat mahalle muhtarı imzasına tarihinde teslim edilmiş olup, 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır. Ayrıca en yakın komşu ... ...'a haber verilmiştir." şerhi ile 25.12.2020 tarihinde tebliğ edildiği, muhatabın çarşıya gittiği yazılmakla geçici olduğu belli olup tebliğ işleminin mevzuat hükümlerine göre usulüne uygun olduğunun anlaşıldığı, esasa ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde ise incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, Mahkemece usulünce yapılan keşif, dinlenen yerel bilirkişi ve tarafsız tanık beyanları ile sabit olduğu üzere çekişmeli taşınmazların evveliyatında tarafların ortak murisi ... ...'ın zilyetliğinde olduğu, ölümüyle mirasçılarına intikal ettiği, tüm mirasçıların bir araya gelmek suretiyle terekesini taksim etmedikleri, murisin sağlığında davalılara yapılan bir bağış işlemi olmadığı, taşınmazın murisin terekesinden çıkmadığı için terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, davalıların taşınmazlardaki kullanımının tüm mirasçılar adına olduğu, davalı tarafça da açıkça taksim, satış, bağış vs. iddiaları ispat edilemediğine göre Mahkemesince davanın kabulü yönünde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesi ile; davalılardan ...’a gönderilen tebligatın tebliğinin usulsüz olduğunu, usulsüz tebliğe rağmen davadan haberdar olup süresi içerisinde davaya cevaplarını sunan davalı tarafın cevap dilekçesinin süresinden sonra sunulduğuna karar verilerek davalıların savunma hakkının kısıtlandığını, aynı nedenle delillerinin toplanmadığını, tarafların murisinin 2002 yılında vefat ettiğini, dava konusu taşınmazların bu tarihten önce davalılara devredildiğini, tüm zilyet ve tasarrufunun davalılara geçtiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, taşınmazların zilyetliğinin tarafların babalarının ölümünden sonra davalılara geçtiği kabul edilse dahi davacının 2002 yılından davanın açıldığı 2020 yılına kadar tespitten haberinin olmadığı şeklindeki iddiasının açık şekilde hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların 20 yılı aşkın süredir davalıların tasarrufunda olduğunu, davacının bu hususu 2020 yılında öğrendiği iddiası gerçek dışı olduğunu, mahkemece keşif esnasında dinlenen kişilerin taşınmazların kaç yıldır davalıların zilyet ve tasarrufu altında olduğuna dair bilgilerine başvurulmadığını, bu hususta yeterli araştırma yapılmadığını, davalı müvekkillerinin cevap dilekçeleri ile, murislerinin mal paylaşımı yaptığına, bu paylaşım sonucunda iki tarla ve bir adet daireyi kızları arasında paylaştırdığına, dava konusu taşınmazları da kendilerine devrettiğine ilişkin beyanda bulunduklarını ve bu hususta araştırma yapılmasını talep ettiklerini, mahkemece hiçbir araştırma yapılmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu Zonguldak ili, Alaplı ilçesi, ... köyü 273 ada 1 parsel sayılı 10.048,43 m2 yüz ölçümündeki taşınmazın harici satış, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına, aynı köy 273 ada 2 parsel sayılı 4.324,25 m2 yüz ölçümündeki taşınmazın ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına 31.10.2013 tarihinde tespit edildiği, söz konusu tespitlerin 25.01.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 3.654,43 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.