"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1252 E., 2023/790 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kozan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/41 E., 2020/90 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar ile müdahil davacılar ... ve ... vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; duruşma isteğinin değerden reddine karar verilip; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı ... ve müşterekleri vekili dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazların davalı tarafla müvekkillerinin müşterek murisinden geldiğini, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların hatalı şekilde davalılar adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müşterek muris adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Davacılar vekili 10.04.2014 havale tarihli dilekçeyle; ıslah taleplerinin kabulü ile dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle müvekkilleri adına miras payları oranında tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... 29.10.2010 tarihli duruşmada; murisi olan babasının sağlığında köydeki taşınmazlarını çocukları arasında paylaştırdığını, bir kısım yerleri de senetle kendisi ve ağabeyi olan diğer davalı ...'a hibe edip zilyetliğini devrettiğini beyan etmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin murisi olan babasının sağlığında köydeki taşınmazlarını çocukları arasında paylaştırdığını, bir kısım yerleri de senetle müvekkili ve kardeşi olan diğer davalı ...'a hibe edip zilyetliğini devrettiğini, kadastro sırasında adlarına tespit ve tescil edilen tüm taşınmazların babaları tarafından zilyetliği kendilerine devredilen tapusuz taşınmazlar olduğunu ve 1966 yılından beri bu taşınmazları zilyet ettiklerini beyan etmiştir.
III. MÜDAHALE
1. ... ve ... vekili müdahale dilekçesinde; dava konusu taşınmazların müvekkillerinin murisleri olan babalarından geldiğini ancak kadastro sırasında tamamının davalı erkek çocuklar adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazlarda müvekkillerinin de haklarının bulunduğunu ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının müvekkillerinin murislerinden gelen miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. ... ve müşterekleri vekili Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma-gönderme kararından sonra verdiği müdahale dilekçesinde; dava konusu 123 ada 9 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerinin murisleri olan ve "..." lakabıyla bilinen ...'dan geldiğini, kadastro tespitinin hatalı şekilde yapıldığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile muris ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
IV. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. Mahkemenin 22.12.2016 tarihli ve 2010/339 Esas, 2016/1547 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazların tarafların müşterek murisi olan ...’den geldiği, murisin taşınmazlarının gerek sağlığında gerekse ölümünden sonra paylaşılmadığı, davalıların kadastro çalışmaları sırasında zilyet ettiklerinden bahisle taşınmazları adlarına tespit ettirdiği, muris tarafından düzenlendiği anlaşılan hibe senetlerinin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla hazırlandığının anlaşıldığı gerekçesiyle 123 ada 9 parsel sayılı taşınmaz yönüyle davanın kabulüne, taşınmazın tapu kaydının iptaliyle isimleri ve payları açıkça gösterilmek suretiyle davacılar ile müdahil davacılar ... ve ... adına, kalan payların davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline, diğer taşınmazlar yönüyle ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içerisinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 26.05.2017 tarihli ve 2017/113 Esas, 2017/165 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yöntemince taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve açıklanan husustaki eksiklik giderildikten sonra toplanacak deliller uyarınca karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma-gönderme kararı üzerine yargılamaya Mahkemenin 2018/6 Esas sayılı dosyasında devam olunmuş ve 24.01.2019 tarihli duruşmada, 123 ada 9 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın eldeki davadan tefrikine karar verilmiş ve 123 ada 9 parsel sayılı taşınmaza ilişkin yargılamaya Mahkemenin eldeki 2019/41 Esas sayılı dosyasında devam olunmuştur.
4. Mahkemenin 23.01.2020 tarihli ve 2019/41 Esas, 2020/90 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, dava konusu 123 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tarafların müşterek murisi olan ...’den geldiği, murisin taşınmazlarının gerek sağlığında gerekse ölümünden sonra paylaşılmadığı, taşınmazları zilyet eden davalıların kadastro çalışmaları sırasında taşınmazları adlarına tespit ettirdiği, müdahiller ... ve müşterekleri yönüyle ise 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davacılar ile müdahil davacılar Halime Ağcalı ve ...'ün davasının kabulüne, dava konusu 123 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle isimleri ve payları açıkça gösterilmek suretiyle davacılar ile müdahil davacılar ... ve ... adlarına, kalan payların da davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline, müdahil davacılar ... ve müştereklerinin davasının 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından usulden reddine karar verilmiştir.
V. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 13.07.2023 tarihli ve 2021/1252 Esas, 2023/790 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 123 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tarafların müşterek murisi olan ...'dan geldiği, bu hususta taraflar arasında çekişme bulunmadığı, davacıların taşınmazda miras haklarının bulunduğunu iddia ettikleri, davalıların ise taşınmazın muris tarafından kendilerine 25.02.1966 tarihli hibe senedi ile hibe edildiğini iddia ederek davanın reddini savundukları, Mahkemece 2010/339 Esas sayılı dosyada yapılan keşifte, davalıların dayandığı hibe senedinin 123 ada 9 parsele uygulandığı, hibe senedinin taşınmazı kapsadığı ve taşınmazın söz konusu senedin düzenlendiği tarihten beri davalıların zilyetliğinde bulunduğunun tespit edildiği, 123 ada 9 parsel sayılı taşınmazın belgesizden hibe işlemi esas alınarak davalılar adına tespit edildiği, taşınmazın öncesi tapusuz olup menkul mal hükümlerine tabi olduğu, bu nedenle satış, bağış ya da ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapılmasının herhangi bir geçerlilik koşulunun bulunmadığı, zilyetliğinin devrinin yeterli olduğu ve her türlü delille ispatlanabileceği dikkate alındığında, taşınmazın tarafların müşterek murisi ... tarafından 25.02.1966 tarihli hibe senedi ile davalılara hibe edildiği ve o tarihten bu yana davalıların zilyetliğinde bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar ile müdahil davacılar ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eldeki davada dava konusu olan 123 ada 9 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın İlk Derece Mahkemesinin 2018/6 Esas sayılı dosyasından tefrik edildiğini, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinin 2018/6 Esas sayılı dosyasından verilen kararın eksik araştırma ve inceleme nedeniyle kaldırılmasına karar verildiğini, oysa İlk Derece Mahkemesince dava konusu 123 ada 9 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak verilen kararın aynı Bölge Adliye Mahkemesince usul ve yasaya uygun bulunduğunu, dava konusu taşınmazda müvekkillerinin de miras payının bulunduğunu, müşterek murisin taşınmazı davalılara bağışladığına ilişkin iddianın yerinde olmadığını, zilyetliğin davalılara devredilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1. Dava; kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. Kadastro sonucunda Adana ili, Kozan ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 123 ada 9 parsel sayılı 28.910,46 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ve ... adına eşit paylarla tespit ve 17.05.2001 tarihinde tescil edilmiştir.
3. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
4. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, dava konusu taşınmazın tarafların müşterek murisi ...’den geldiği, taşınmazın davalı tarafın dayandığı “tapusuz tarlalar hakkında hibe senedidir.” başlıklı 25.02.1966 tarihli hibe senedinin 1 numarasında yazılı yer kapsamında kaldığı ve zilyetliğin muris tarafından davalılara teslim edildiğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacılar ile müdahil davacılar ... ve ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar ile müdahil davacılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 345,55'şer TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılar ile müdahil davacılardan ayrı ayrı alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.