"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1747 E., 2024/1566 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/136 E., 2020/451 K.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili; Hazine adına kayıtlı dava dışı 107 ada 2 parsel sayılı taşınmazın önüne denk gelen ve kıyı-kenar çizgisi içerisinde kalan kısmın davalı tarafından ahşap iskele, sundurma, ahşap zemin, yeşil alan ve merdiven yapılmak ve kullanılmak suretiyle işgal edildiğini, aynı yerde daha önceki işgalci olan dava dışı ... aleyhine Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/509 E. sayılı dosyası üzerinden açılan el atmanın önlenmesi ve yıkım istekli davanın kabulüne karar verildiğini ve kararın deracattan geçerek kesinleştiğini, davalının Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alana yönelik işgalinin bulunduğunu ileri sürerek el atmanın önlenmesine ve tespit edilen muhdesatların yıkımına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; dava konusu edilen kısmın adına kayıtlı dava dışı 306 parsel (yeni 107 ada 3) sayılı taşınmazda bulunan evinin önüne denk geldiğini, anılan taşınmazını 28.07.2015 tarihinde dava dışı ...’ya satış suretiyle devrettiğini, dolayısıyla bu tarihten itibaren taşınmazla hukuki ve fiili hiçbir bağının kalmadığını, dava konusu edilen yapıların kendisi tarafından yapılmadığını ve kullanılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 30.11.2020 tarih, 2019/136 E., 2020/451 K. sayılı kararıyla; bilirkişi raporuyla kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığı anlaşılan alana davalı tarafından ahşap iskele, sundurma, ahşap zemin, yeşil alan, kayrak merdiven yapılmak suretiyle işgal ve müdahalede bulunulduğu, kıyıların özel mülkiyete konu olamayacağı, her ne kadar davalı dava konusu kısmın arkasına isabet eden evinin bulunuğu dava dışı taşınmazını 2015 yılında dava dışı 3. kişiye sattığını dolayısıyla artık dava konusu yerle ilgisinin kalmadığını savunmuş ise de satıştan sonra 2017 yılı dahil dava konusu taşınmazın ecrimisil bedellerinin davalı tarafından ödendiği, işgale konu yapıların davalı tarafından yapıldığı ve hala kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığı anlaşılan ve 18.02.2020 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide belirtilen alana davalının el atmasının önlenmesine, aynı raporda (A) harfi ile gösterilen 156,57 m2'lik ahşap iskele, (B) harfi ile gösterilen 8,43 m2'lik kayrak taşından yapılmış merdiven, (C) harfi ile gösterilen 21,06 m2'lik yeşil alan, (D) harfi ile gösterilen 39,64 m2'lik betonarme yığma yapı sundurma, (E) harfi ile gösterilen 16,85 m2'lik ahşap zeminin yıkımına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin 20.01.2022 tarih, 2021/503 E., 2022/59 K. sayılı kararıyla; davalı tarafından dava tarihinden önce dava konusu edilen kısma komşu taşınmazın 28.07.2015 tarihinde satılarak dava dışı üçüncü kişiye devredildiği, dava konusu taşınmazın yeni malik tarafından kullanıldığı yönündeki tanık beyanları dikkate alındığında davalının dava konusu edilen taşınmaza müdahalesinin bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle hüküm ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine, Dairenin 14.05.2024 tarih, 2024/356 Esas, 2024/3503 Karar sayılı kararıyla; tarafların tanık deliline dayanmadıkları ve tanık bildirmedikleri, dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemesince tanık sıfatı bulunmayan ilgili kişinin beyanının hükme esas alınmasının doğru olmadığı, davalının dava dışı 107 ada 3 parseldeki dubleks meskenini 28.07.2015 tarihinde 3. kişiye sattıktan sonra dava konusu taşınmazın ecrimisil bedellerini Hazineye ödemeye devam ettiği, diğer yandan satış tarihinden sonra İdarece tutulan tutanaklarda da dava konusu taşınmazın davalı tarafından işgal edildiğinin tespit edildiği, hüküm vermeye elverişli 18.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan ahşap iskele, kayrak taşından yapılmış merdiven, yeşil alan, betonarme yığma yapı ve sundurma ile ahşap zeminin tamamının kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığının tespit edildiği, tüm bu husular birlikte değerlendirildiğinde tamamı kıyı- kenar çizgisi içerisinde yer alan dava konusu taşınmazın ve üzerindeki yapıların davalı tarafından kullanıldığı sonuç ve kanaatine varıldığı, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; bozma kararındaki gerekçe benimsenerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; ecrimisil tutanaklarının hatalı olarak eski malik olan davalı adına düzenlendiğini ancak ödemelerin yeni malik ... tarafından yapıldığını, davalının dava konusu yerin arkasına isabet edem taşınmazını 28.07.2015 tarihinde devrettiğini, keşif anında re'sen tespit edilen tanığın dinlendiğini, bu kişinin ...'nın çalışanı olduğunu, davalı aleyhine dosyada delil bulunmadığını, taşınmazın yeniden devredildiğini, bozma kararından sonra ecrimisil tahakkuk eden idareye müzekkere yazılarak dava tarihinden sonra tahakkuklarda bir değişiklik yapılıp yapılmadığının, yeni malik dava dışı ...'ya tahakkuk olup olmadığının ve yeni tahakkuk evraklarının yıl yıl sorulmasını talepettiklerini, ancak bu taleplerinin kabul edilmediğini, bu aşamada ...’nın davaya konu yer ile ilgili İmar Barışı'na başvurduğunu belirttiğini, anılan kayıtları dosyaya sunduklarını, 04.12.2019 tarihli duruşmada 7 nolu ara kararla 107 ada 2 parselde mevcut yapılar için alınmış yapı kayıt belgesinin geçerli olup olmadığının sorulmasına karar verildiğini ancak bu ara karar yerine getirilmeden veya ara karardan rücu edilmeden hüküm tesis edildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava; kıyı-kenar çizgisi içinde kalan kısma yönelik el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 29.261,99 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.