Logo

1. Hukuk Dairesi2025/718 E. 2025/2345 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetlik iddiasının ispatlanıp ispatlanmadığı ve mirasçıların haklarının kapsamı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın mülkiyetinin devri konusunda yeterli araştırma yapmadığı, zilyetliğin kim tarafından hangi sıfatla ne kadar süreyle kullanıldığına ilişkin tespitleri eksik yaptığı, mirasçıların haklarını tam olarak belirlemediği ve kesinleşen önceki hükmü dikkate almadığı gözetilerek, bozma ilamına rağmen eksik inceleme ile hüküm kurması nedeniyle karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/317 E., 2021/252 K.

Mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; Antalya ili, Kaş ilçesi, ... köyünde bulunan 104 ada 39 parsel sayılı taşınmazın kendisi tarafından 25 yıldan beri ekilip biçildiğini, dava konusu taşınmazın ... ... ile ilgisi bulunmadığını, çekişmeli taşınmaza ait anneannesi adına vergi kaydı bulunduğunu, vergi kayıt kapsamının bir kısmının ... ... tarafından köye mezarlık olarak bağışlandığını, geri kalan kısmın annesi ... ...’a ait olması gerektiğini belirterek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ve müşterekleri aşamada davanın reddini istemiştir.

Davalı ..., 15.02.2013 tarihli celsede davayı kabul ettiğini bildirmiştir.

Davalı ..., 11.02.2015 tarihli celsede davacının teyzesinin oğlu olduğunu, dava konusu taşınmazda bir iddiasının bulunmadığını beyan etmiştir.

III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Kaş Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.01.2014 tarih ve 2009/440 Esas, 2014/23 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın değerinin Sulh Hukuk Mahkemesinin görev sınırını aştığı gerekçesi ile görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Görevsizlik kararı ile dosyanın geldiği Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.06.2015 tarihli ve 2014/185 Esas, 2015/431 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın davacının anneannesi ... ...’dan çocukları ... ve davacının annesi olan ...’ya kaldığı, ...’nın evlenerek başka bir köye gittiği, dava konusu taşınmazı vefat edene kadar ...’nın kullandığı, davacının murisi ...’nın çekişmeli taşınmazda ½ pay sahibi olduğu ve davacıdan başka mirasçısı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile yarı hissesinin davacı adına tesciline, kalan hissenin ... ... mirasçıları adına ipkasına karar verilmiştir. Kararın davacı tarafça temyizi üzerine; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.10.2018 tarih ve 2016/3288 Esas, 2018/5546 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan araştırmanın eksik olduğu, uyuşmazlığın taşınmaz üzerinde hangi taraf lehine zilyetlik koşullarının oluştuğu noktasında toplandığı açıklanıp, mahallinde yeniden keşif yapılarak taşınmazda ...’nın vefatından önce ne kadar süre ile ve hangi sıfat ile zilyet olduğunun (malik sıfatı ile mi yoksa kız kardeşi ... adına mı zilyet olduğu) belirlenmesi, fer'i zilyet olduğuna dair iddiadaki ispat yükünün davacı yanda olduğunun, ...’nın malik sıfatıyla zilyet olduğunun anlaşılması halinde ise davacının ...’nın ölümünden sonraki zilyetliğinin mirasçılar arasındaki zilyetlik olduğu hususunun göz önünde bulundurulması, davayı kabul eden davalıların beyanları da dikkate alınarak bir karar verilmesi gereğine değinilerek karar bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararıyla; taşınmazın evvelinde ... (...) ...'a aitken çocukları ... ... ve davacının annesi ...'ya kaldığı, ...’nın vefatından sonra taşınmazı davacının kullanmaya başladığı ve halen de taşınmazın davacının kullanımında olduğu, her ne kadar davacı taraf taşınmazın annesi ve dayısı ... arasında yapılan taksim uyarınca annesine, ondan da kendisine kaldığını iddia etmişse de davacının bu iddiasını ispat edemediği, dayısı ...'dan sonraki zilyetliğinin mirasçılar arasındaki zilyetlik olduğu, bu kapsamda davacının iddiasını ispat edemediği, davayı kabul ettiğini beyan eden davalılar ... ve ... yönünden ise kabul sebebiyle miras payları oranında davanın kabulüne karar verildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 104 ada 39 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ile, 1340/5760 payın davacı adına, kalan hisselerin Kaş Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/472 Esas, 2009/220 Karar sayılı ilamında tespit edilen (davacı ve davayı kabul eden ... ve ... payları dışında) mirasçılar adına miras payı oranında tespitine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde; dava dilekçesini ve aşamadaki beyanlarını tekrar etmiş, dava konusu taşınmazın annesi ve ... ...’a kaldığını, ...’nın payını köy tüzel kişiliğine bağışladığını, lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğunu, ...’nın çekişmeli taşınmazı izin vermeleri nedeniyle annesi adına kullandığını, bazı davalıların davayı kabul ettiklerini, kabul etmeyenlerin bir gerekçelerinin bulunmadığını, eksik inceleme ile hukuka aykırı karar verildiğini, taşınmazın tamamının adına tesciline karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Kadastro sonucu Antalya ili, Kaş ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 39 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

Davacı, dava konusu taşınmazın anneannesinden intikal ettiği, dayısı olan ...’nın kendi hissesini köy tüzel kişiliğine bağışladığı, dava konusu taşınmazın annesine ait olduğu ve dayısının taşınmazı annesinin izni ile annesinin adına kullandığı iddiası ile dava konusu taşınmazın adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece verilen ilk hükümde, çekişmeli taşınmazın ... ve davacının annesi ...’ya annelerinden intikal ettiği ve taşınmaz üzerinde eşit paylarla hak sahibi oldukları gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, taşınmazın yarı hissesinin davacı adına tesciline karar verilmiş, hükme karşı sadece davacı temyiz isteminde bulunmuştur. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; karar taşınmazla ilgili zilyetlik araştırmasına yönelik olarak bozulmuş, bozma ilamı sonrasında; Mahkemece, taşınmazın evvelinde ... (...) ...'a aitken çocukları ... ... ve davacının annesi ...'ya kaldığı, ...’nın vefatından sonra taşınmazı davacının kullanmaya başladığı ve halen de taşınmazın davacının kullanımında olduğu, her ne kadar davacı taraf taşınmazın annesi ve dayısı ... arasında yapılan taksim uyarınca annesine ondan da kendisine kaldığını iddia etmişse de, davacının bu iddiasını ispat edemediği, dayısı ...'dan sonraki zilyetliğinin mirasçılar arasındaki zilyetlik olduğu bu kapsamda davacının iddiasını ispat edemediği, davalılar ... ve ... yönünden ise kabul beyanı dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de Mahkemece taşınmazın ... ve ...’ya kaldığı kabul edilmesine rağmen hüküm yerinde gerekçe ile çelişki oluşturacak şekilde dosya arasında bulunan veraset ilamına göre 5760 pay kabul edilen ... ... mirasından davacının payı olan 960 pay ile birlikte davayı kabul eden davalı ...’ın 60, davalı ...’un 320 payının davacı adına tesciline karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, önceki hükmün davalılar tarafından temyiz edilmediği ve taşınmazın yarı payının davacı adına tesciline ilişkin hükmün kesinleştiği göz ardı edilmiş, dava konusu taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin süre ve niteliği kesin olarak belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma, inceleme ve değerlendirme ile hüküm kurulamaz.

Hâl böyle olunca; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, bağışa konu olup olmadığı, kim tarafından ne zamandan beri hangi hukuki nedene dayalı olarak kullanıldığı, ...’nın zilyetliğinin malik sıfatıyla mı yoksa kardeşi ... adına mı olduğu, ...’nın taşınmazı davacının murisinin izniyle mi kullandığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi sorulmalı, keşifte alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli, önceki hükmün sadece davacı tarafından temyiz edildiği hususu da gözetilerek toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ile karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kabule göre de Mahkemece verilen kararda, tescil yerine tespite ilişkin hüküm kurulması da isabetsizdir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın Kaş 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HMUK’un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

30.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.