"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kişisel Eşyanın İadesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından davanın kısmen kabulü yönünden; davalı kadın tarafından ise davanın kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı, dava dilekçesinde, davalı ile boşanma davalarının devam ettiğini , kişisel eşyalarının davalı yedinde kaldığını ileri sürerek söz konusu eşyalarının bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ise; davacının eşyalarını yanında götürdüğünü savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 4.330,00 TL eşya bedeli alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş hüküm süresi içinde taraflarca temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK'nun 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hâkimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hâkimlik mesleğinin gereği olarak hâkimin hukukî bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her hâlde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Bilirkişi raporu, kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasında çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut olayda davaya konu eşyaların değeri bilirkişiden alınan 07.12.2015 tarihli raporda dava tarihi itibariyle 8.960,00 TL olarak belirlenmiştir. Mahkemece alınan 14.10.2020 tarihli raporda ise eşyaların dava tarihi itibariyle değeri 4.330,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Her iki raporda belirlenen değerler arasındaki farkın neden kaynaklandığı hususu açıklanmaksızın ve bu bağlamda söz konusu raporlar arasındaki çelişki de giderilmeksizin 14.10.2020 tarihli rapora göre hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 31.05.2021 (Pzt.)