Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10015 E. 2023/10 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tarafların ortak çocuğu ile baba arasındaki kişisel ilişkinin kapsamının ne şekilde düzenleneceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararının çocuğun yüksek yararını gözeterek verdiği kişisel ilişki düzenlemesinin usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak görülen çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde; ortak çocukla aynı şehirde yaşadıkları ve çocuğun baba sevgisinden mahrum kalmaması gerektiğini iddia ederek boşanma kararı ile tesis edilen kişisel ilişkinin her hafta olacak şekilde yeniden düzenlenmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde sunduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde; tarafların, erkeğin ortak çocuk ile kişisel ilişki kuracağı günlere ilişkin anlaştıklarını, erkeğin bu anlaşmaya rıza gösterdiğini, ortak çocuğun halen küçük ve anne bakımına muhtaç yaşta olduğunu, davacı tarafın bazı görüş günlerinde çocuğu ile kişisel ilişki kurmaktan kaçındığını, erkeğin öfke problemi ve şiddet eğiliminin olduğunu belirterek davanın reddi ile kişisel ilişkinin kaldırılması veya süresinin azaltılması ya da refakatçi eşliğinde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çocuğun içinde bulunduğu yaş dönemi, halen annesi ile birlikte yaşıyor olması, çocuğun içinde bulunduğu yaş döneminin, bedensel ve ruhsal gelişimi açısından anneye ihtiyaç duyulacak bir yaşta olması, çocuğun ebeveynlerinin yaklaşımı nedeniyle kimliği konusunda yaşadığı karmaşa, ebeveynlerinin ortak bir tutum sergilememeleri halinde ileride yaşayacağı kimlik bunalımı ve beraberinde uzmanların görüşlerinde belirttiği üzere çocuğun ileride yaşayacağı ruhsal sıkıntılar göz önünde bulundurularak, Mahkemece uygulanan danışmanlık tedbirine karşı davacı-karşı davalı babanın çözüm odaklı olmayan yaklaşımları da dikkate alındığında çocuğun en yüksek yararı gözetilerek davalı-karşı davacı kadın vekilinin tarafların müşterek çocuğu ... ile davacı-karşı davalı baba arasında boşanma hükmü ile kurulan şahsi ilişkinin azaltılmasına yönelik talebinin kabulü ile; ... Aile Mahkemesi'nin 2016/482 Esas, 2016/528 Karar sayılı kararı ile tarafların müşterek çocuğu ... ile davacı-karşı davalı baba arasında kurulan şahsi ilişki günlerinin değiştirilerek yerine; davacı-karşı davalı babanın çocuğu ... ile her ayın ikinci ve dördüncü haftası Cumartesi günleri sabah saat 10.00'dan aynı gün akşam saat 18.00'e kadar, dini bayramların ikinci günü sabah saat 10.00'dan aynı gün akşam saat 18.00’e kadar, yanına almak suretiyle kişisel ilişki kurulmasına, çocuğun bakımında rol alan davacı-karşı davalı babanın ve davalı- karşı davacı annenin bu konuda daha uygun bir tutum geliştirmeleri, çocuk ...'nun duygusal gereksinmelerine ilişkin farkındalıklarının artırılması, ebeveynler arasında yaşanmakta olan çatışmalara ilişkin öfkenin çocuk üzerinden açığa çıkmasının engellenmesi, kişisel ilişkinin kullanılmasına yönelik gereken yer, zaman, verilen sözlerin önemi, olası tepkiler gibi konularda gerekli yönlendirme ve bilgilendirmenin yapılması ile sorunların çözüme kavuşturulması amacıyla davacı-karşı davalı erkek ile davalı-karşı davacı kadın hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca danışmanlık tedbiri uygulanmasına, davacı-karşı davalı erkeğin dava dilekçesiyle ortak çocuğun iki ve dört yaşını doldurana kadarki süreçte daha sınırlı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasını talep etmiş olduğu, müşterek çocuğun ise karar tarihi itibariyle dört yaşını doldurmuş olduğu anlaşıldığından bu konudaki talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, çocuğun dört yaşını doldurduktan sonraki süreçte ayda iki defa haftasonları yatılı olacak şekilde tesis edilmesi talep edilen kişisel ilişkinin her hafta olacak şekilde artırılmasına yönelik talebinin aşamalarda aldırılan sosyal inceleme raporları gereği ve tarafların ortak çocuklarının sosyal, ahlaki ve bedensel gelişimi açısından Mahkemece aldırılan 21.12.2021 tarihli ... Üniversitesi Hastanesi heyet raporunda belirtildiği üzere; çocuğun anne ve baba ile birlikte aile içinde yaşadığı bir dönem bulunmadığından çocuğun somut gelişim öğelerinden olan kimlik konusunda dahi kafasının karışmış olması, ebeveynlerin çatışması arasında kalan çocuğun davacı-karşı davalı baba tarafından teslim alındığında gösterdiği davranışlar nedeniyle çocuğun yüksek yararı gereği bulunulan aşamada yatılı olarak babasının yanında kalmasının uygun olmadığı değerlendirildiğinde, erkeğin yatılı kişisel ilişkiye dair talebinin reddine, davalı-karşı davacı kadının, müşterek çocuk ile babası arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasına veya bir gözlemci vasıtasıyla ya da topluma açık alanda kişisel ilişki kurulmasına yönelik talebinin ise, tarafların müşterek çocuğu ... ile davacı-karşı davalı baba arasında şahsi ilişkinin tümüyle kaldırılmasının baba- evlat duygusunu zedeleyeceği, ebeveynlerin çatışması içinde kalan çocuğun babası ile olan görüşmelerinin tamamıyle kaldırılmasının çocuğu ilerideki yaşamında olumsuz etkilerinin olabileceği yönünde yapılan değerlendirme ile davalı-karşı davacı kadın vekilinin şahsi ilişkinin tamamiyle kaldırılması, bir gözlemci ile denetim altında tutulması ya da topluma açık alanda görüş yapılması taleplerinin reddine davalı-karşı davacı anne yararına babanın davasının reddi ve kendi davasının kabulü nedeniyle ayrı ayrı vekâlet ücretine, yargılama giderlerinin davacı-karşı davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kararın tüm yönlerden kaldırılmasını, dava dilekçesindeki talepler doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili ise karşı davasındaki reddedilen talepler ve yargılama giderleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğundan bahisle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesiyle; dosya içerisinde bulunan sosyal inceleme raporlarının çelişkili olduğunu, mahkemece kişisel ilişki süresinin azaltılmasına dair tesis edilen kararın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, hükme esas almaya elverişli bir raporun dosya kapsamında mevcut olmadığını, kurulan kişisel ilişki süresinin, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığını ve çocuğun baba sevgi ve şefkatini tatmasında yeterli olmadığını, kişisel ilişkinin daha uzun süreli ve yatılı olacak şekilde kurulması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesiyle; davacı-karşı davalı erkek tarafından dosyaya ibraz edilen uzman görüşünü hazırlayan uzmanın o davada görev almamış olması gerektiğini bu nedenle uzman görüşünün hükme esas alınmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, uzman raporunu tanzim eden kişilerin masraflarının davacı-karşı davalı yanca karşılanmış olmasının uzman raporunun tarafsızlığını gölgeye düşürdüğünü, dosya içerisindeki diğer bir sosyal inceleme raporunun ise küçük yaştaki çocuğa otuz dakika ile sınırlı olarak gerçekleştirilen soru-cevap tekniği sonucunda hazırlanması nedeniyle sağlıklı sonuçlar barındırmadığından hükme esas alınmasının isabetsiz olduğunu, karşı yanın çocuğa sınırsız özgürlük sunduğunu, kişisel ilişki günlerinden sonra çocukta olumsuz etkiler gözlemlediğini, asıl davanın ret ile sonuçlanarak karşı davanın kabulüne dair verilen karar neticesinde lehine iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi ile yargılama giderlerinin erkek üzerinde bırakılması gerektiğini ileri sürerek karşı davadaki reddedilen talepler ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların ortak çocuğu ile babası arasındaki şahsi ilişkinin erkeğin talepleri doğrultusunda artırılmasının gerekip gerekmediği ile, ortak çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasını gerektirecek bir husus olup olmadığı, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 182 nci maddesi ile 323 üncü ve 324 üncü maddeleri, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nn 3 üncü maddesi, Çocuk Hakları'nın kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 1 inci maddesi, 5395 sayılı Çocuk koruma Kanunu'nun 4 üncü maddesi'nin (b) bendi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.