"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; tarafların 2009 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiğini, birlik görevini ihmâl ettiğini, aşağıladığını iddia ederek davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkeğe, usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek tarafından yasal süresi geçtikten sonra cevap dilekçesi sunulmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, birlik görevlerini ihmâl ettiği, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadına ve ailesine hakaret ettiği, bu durumun dinlenen tanık beyanları ve ceza dosyası ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi gereği boşanmalarına, alınan sosyal inceleme raporu içeriği ve ortak çocuğun menfaati gereği velâyetin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında, ortak çocuk yararına aylık 400.00 TL tedbir nafakası, 500.00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince hatalı kusur belirmesi yapıldığı, bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, tanıkların beyanlarının bizzat görgüye dayalı olmadığı, aktarıma dayalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe yüklenen kusurlu davranışların kadın tarafından affedildiği, boşanma davası açtıktan sonra kadının ortak konuta dönmek istediği, dava dilekçesinin tebliğinin usulsüz olduğu, imza incelemesi yapılması gerektiği, ön inceleme duruşmasında tanıklarını hazır etmesine rağmen bu talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin de hatalı olduğu belirtilerek hükmün tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar erkek vekili tarafından dava dilekçesinin usulsüz tebliğ edildiği ve imza incelemesi yapılması gerektiği belirtilmişse de bu konu ile ilgili talebin, süresinden sonra sunulan cevap dilekçesinde belirtilmediği, bu sebeple bu konudaki itirazın kabul edilmediği, yine her ne kadar İlk Derece Mahkemesince erkeğe, birlik görevini ihmal ettiği vakası kusur olarak yüklenmişse de bu vakaya kadın tarafından dayanılmadığı ve erkeğe kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda kadına fiziksel şiddet uygulayan ve hakaret eden erkek eşin tam kusurlu olduğu, kadının kusurlu davranışının ispatlanmaması sebebiyle kadına kusur yüklenmemesinin ve davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin, uzman raporu ve ortak çocuğun yararı dikkate alındığında isabetli olduğu, ortak çocuğu karşı fiziksel şiddet uygulandığı iddiası olsa da buna dair ceza dosyasının bulunup bulunmadığının belli olmadığı ve velâyetin değişen koşullara göre yeniden değerlendirilebileceği belirtilerek davalı erkek vekilinin, kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin dayanılan ve ispat edilen vakalar yönünden gerekçesinin düzeltilerek sonuç itibariyle erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılması nedeniyle erkek vekilinin kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin esastan reddine, sair istinaf taleplerinin de ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirterek; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi, davanın kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin ve velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 335 inci ve devam maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü maddesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 12 nci maddesi; Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle davacı kadın tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında delil olarak ceza dosyasına ve erkeğe kusur olarak yüklenen hakaret vakıasına dayanılmadığı, dayanılmayan bu delilin ve vakıanın kusur belirlemesinde hükme esas alınmayacağı ancak Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre yine de erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Davalı erkek vekili tarafından ortak çocuğa, annesi, dedesi ve anneannesi tarafından fiziksel şiddet uygulandığı, buna ilişkin ortak çocukla baba arasında mesaj kayıtları olduğu ve olayın emniyete intikal ettiği, ortak çocuğun emniyette alınan beyanında; kendisine fiziksel şiddet uygulandığı ve babası ile görüşmesinin engellendiğini belirttiği iddia edilerek velâyet düzenlemesi ile ilgili de kanun yolu itirazında bulunmuştur. Velâyet kamu düzeni ile ilgili bulunup, çocuğun üstün yararı da dikkate alınarak değişen şartlara göre her zaman yeniden değerlendirilmesi ve yargılamanın her aşamasında ileri sürülen hususların nazara alınması mümkündür. Fiilen anne yanında yaşadığı sabit olan ve velâyeti anneye bırakılan ortak çocuğa uygulandığı iddia olunan fiziksel şiddete dair delillerin toplanarak, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre velâyet ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının velâyet düzenlemesi yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının velâyet düzenlemesi yönünden BOZULMASINA,
3.Davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.