Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10061 E. 2023/1686 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, tazminat, nafaka ve kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin itirazlar ile erkek vekil tarafından kadın aleyhine açılan yeni boşanma davasının dosyaya birleştirilmesi talebine dair uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile gerekçelerinin usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/840 E., 2022/1118 K.

DAVACI- DAVALI : ... vekili Av. ...

DAVALI- DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 27.09.2016- 25.11.2016

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2016/768 E., 2019/625 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve karşı davaya karşı sunduğu cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2008 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, hakaret ettiğini, ortak konuttan kovduğunu, sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiğini, birlik görevini ihmâl ettiğini, onur kırıcı davranışta bulunduğunu, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, iddia ederek asıl davanın kabulü ile onur kırıcı davranış hukuki sebebi ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası, 400,00 TL iştirak nafakası, iştirak nafakasının her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına 400,00 TL tedbir nafakası, 400,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, 10.000,00 TL maddî tazminat, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından sunulan dava dilekçesini kabul etmediklerini, kadının, birlik görevini ihmâl ettiğini, ortak çocuğu istemediğini, agresif olduğunu, ortak konutu terk ettiğini, hakaret ve tehdit ettiğini, iftira attığını, iddia ederek karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, 300,00 TL iştirak nafakası, erkek yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, eşinin fiziki yapısı nedeniyle aşağıladığı, ortak konuttan kovduğu, şans oyunlarına düşkün olduğu ve birlik görevini ihmâl ettiği; kadının ise birlik görevlerini ihmâl ettiği, ortak çocuk hakkında "Olmaz olaydın, ben bunun pislikleri ile mi uğraşacağım." şeklinde sözler söylediği, ortak çocuğu akşam vakti apartman girişine bıraktığı ve çocuğun korkmasına sebebiyet verdiği bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle, her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından onur kırıcı davranış hukuki sebebine dayalı açılan davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocukla anne arasında her ayın 1. ve 3. haftası cumartesi günü saat 10.00'dan pazar günü saat 18.00'a kadar, dini bayramların 2. günü saat 10.00'dan 3. günü saat 18.00'a kadar, her yıl sömestr tatilinin başladığı ilk pazartesi günü saat 10.00'dan takip eden pazartesi günü saat 10.00'a kadar ve her yıl 1 Temmuz saat 10.00'dan 31 Temmuz saat 18.00'a kadar kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 150,00 TL tedbir nafakası, ortak çocuk yararına talep edilen iştirak nafakasına yönelik talebin tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak reddine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları bir arada değerlendirildiğinde kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası, 400,00 TL yoksulluk nafakası, tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, husumetli tanık beyanlarına itibar edildiği, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak tazminat taleplerinin reddi ile kadın yararına nafakaya hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ortak çocuk yararına talep edilen iştirak nafakasının reddine karar verilmesinin ve kişisel ilişki düzenlemesinin hatalı olduğu belirtilerek kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve kişisel ilişki yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin, birlik görevini ihmâl ettiği, eşini ortak konuttan kovduğu, eşini aşağıladığı, kadının ise birlik görevini ihmâl ettiği, kadının ise birlik görevlerini ihmâl ettiği, ortak çocuk hakkında "Olmaz olaydın, ben bunun pislikleri ile mi uğraşacağım." şeklinde sözler söylediği, ortak çocuğu akşam vakti apartman girişine bıraktığı ve çocuğun korkmasına sebebiyet verdiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların yine de eşit kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesince alınan sosyal inceleme raporunda, ortak çocukla annesi arasındaki kişisel ilişkinin yatılı düzenlenmemesi belirtilmiş ise de ortak çocuğun anne ile yeterli ve doyurucu şekilde kişisel ilişki kurması, çocuğun gelişiminde önemli bir etkiye sahip olup çocuğun üstün yararına olduğu, değişen koşullara göre kişisel ilişkinin yeniden düzenlenebilir olduğu, taraflarca dayanılan ve ispat edilen maddî vakalar yönünden evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu sabit olmakla davalı-karşı davacı erkek vekilinin kusur tespitine ilişkin istinaf itirazı nedeniyle hükmün gerekçesinin düzeltilerek, diğer istinaf taleplerinin ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle birlikte kadın aleyhine ... Anadolu 22. Aile Mahkemesinin 2022/431E. sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığı, dosyanın halen derdest olduğu ve iş bu dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesi gerektiği belirtilerek kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve kişisel ilişki yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kişisel ilişki düzenlemesinin uygun olup olmadığı, erkek vekili tarafından kadın aleyhine boşanma kararının kesinleşmesinden sonra açılan davanın iş bu dava dosyası ile birleştirilmesinde hukuki yarar olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi, 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 323 üncü maddesi; 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakkı Sözleşmesinin 9 uncu maddesi; Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.