"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1994 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, kadının, birlik görevlerini ihmâl ettiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, cinsel birliktelikten kaçındığını, uygunsuz davranışlarda bulunduğu, hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, alkol aldığını, ortak konutun eşyalarına zarar verdiğini, eşinin ailesine hakaret ettiğini ve fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı erkek vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiğini, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin ailesinin kadına psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, alkol kullandığını iddia ederek, davanın reddini, aksi kanaatin oluşacak olması durumunda, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir nafakası, 2.500,00 TL yoksulluk nafakası, 200.000,00 TL maddî tazminat, 200.000,00 TL manevî tazminata, ortak konutun dava süresince kadına tahsis edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, sürekli olarak alkol kullandığı, eşyalara zarar verdiği, kavga çıkardığı, birlik görevini ihmal ettiği, erkeğe hakaret ettiği, erkeğin annesine hakaret ettiği ve erkeğin annesini tehdit ettiği, erkeğin akrabasına hakaret ettiği, camına tükürdüğü, büyük abdestini yapıp apartmanın duvarlarına sürdüğü, erkeğin ise ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, kadına hakaret ettiği, her ne kadar erkek, kadına fiziksel şiddet uygulamışsa da en son uygulanan fiziksel şiddet eyleminin üzerinden 6-7 yıl gibi bir süre geçtiği, tarafların evlilik birliğinin devam ettiği, kadının, erkeğin bu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğu, gerekçesiyle, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, tarafların ortak çocuğu olmadığından velâyet konusunda düzenleme yapılmasına yer olmadığına, erkeğin, tazminat ve nafaka talepleri olmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, erkeğe nazaran ağır kusurlu olması sebebiyle kadının yasal koşulları oluşmayan yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, ortak konutun kadına tahsisi yönündeki kararın boşanma hükmü kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davalı kadının, yargılama sırasında kendisini temsil eden avukat tarafından mağdur edildiğini, delil ve beyanların süresinde mahkemeye bildirilmediğini, adil yargılanma hakkının ihlâl edildiğini, İlk Derece Mahkemesi tarafından da dikkate alınmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin karar ve gerekçesinin usul ve kanuna uygun olduğu, kadın vekili tarafından sunulan ikinci tanık listesindeki tanıkların dinlenmemesinin usul ve kanuna uygun olduğu, kadının, erkeğin annesine hakareti nedeniyle hakkında 2008 yılında soruşturma başlatıldığı ve bu nedenle ceza aldığı, erkeğin annesinin beyanlarının hükme esas alınması hatalı olsa da dinlenen diğer tanık beyanları ile kadına yüklenen kusurlu davranışların ispatlandığı, erkek tarafından kadına karşı üç kere fiziksel şiddet eyleminde bulunulduğu, en son eylem tarihinin üzerinden altı yıl geçtiği, tarafların en son yaşanan fiziksel şiddet eyleminden sonra evliliklerini uzun bir süre devam ettirdiği, kadının bu eylemi sebebiyle, erkeği affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, erkeğe fiziksel şiddet vakıasının kusur olarak yüklenmemesinin doğru olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan isabetli kusur belirlemesine bağlı olarak davanın kabulüne ve ağır kusurlu kadının maddî tazminat, manevî tazminat, yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu, davalı kadın vekilinin istinaf itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın lehine maddî tazminat, manevî tazminat, yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tedbir nafakası miktarının yeterli olup olmadığı, yargılama sırasında taraflarca ileri sürülen delillerin dava dosyası arasına alınıp alınmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi, 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Kanunu'nun 50 inci maddesi, 51 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.