"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı-karşı davacı kadının birlik görevlerini yapmadığını, kariyer peşinde koştuğunu, eve zaman ayırmadığını, ilgi göstermediğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, davalı-karşı davacı ailesinin müdahalesine sessiz kaldığını, annesinin yönlendirdiğini, kendisini küçük gördüğünü, aşağılayıcı sözler sarfettiğini, kasım ayında yaşadıkları tartışmadan sonra kendisinin evden ayrıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, davacı-karşı davalının ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığını, cinsel ilişkiye zorladığını, sert davrandığını, işini bırakması için sürekli baskı yaptığını, ailesi ile görüşmesine engel olduğunu, 27 Ekim günü patates kızartması meselesi yüzünden tartıştıklarını, annesini arayarak patates kızart geliyorum dediğini ve eşyalarını toplayarak gittiğini, ardından mesaj atarak ortak konuttan ayrılmasını istemesi üzerine kendisinin de evden ayrıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, 3.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin; kadının işini bırakması yönünde baskı yaptığı, cinsel birliktelik sırasında eşine sert davrandığı, evi terk ettiği, kadının ise; eşini aşağılayıcı sözler söylediği, annesinin sözü etkisi altında kaldığı, abisine ait ... yerinin üzerine olduğunu eşinden gizleyerek güvenini sarstığı, bu nedenlerle erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, kadının düzenli ve sürekli bir işi blunduğundan yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tedbir-yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı erkek, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle: asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakası ve tazminatların miktarı, yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden istinaf talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin ortak konuttan ayrılıp eve dönmediği, eşinin çalışmaması için ona sürekli baskı yaptığı, cinsel ilişkiyi eşini soğutacak tarzda yaşadığı bu davranışları ile kusurlu olduğu, kadının ise eşini küçük görüp aşağılayıcı sözler sarf ettiği, sık sık boşanmak istediğini söylediği ve annesinin müdahalesine sessiz kaldığı bu davranışları ile kusurlu olduğu, belirlenen bu kusurlu davranışların birbiri ile kıyaslanması sonucunda kadın ve erkeğin eşit kusurlu olduğu, kadın yararına tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davacı-karşı davalı erkeğin kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün bu yönlerden kaldırılmasına, kadının tazminat taleplerinin reddine, erkek tarafından yapılan istinaf masraflarının kadına yüklenilmesine, davalı-karşı davacı kadının tüm, davalı-karşı davacı erkeğin ise sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili, davacı-karşı davalı tarafça istinaf konusu edilmeyen hususlara yönelik inceleme yapıldığını, yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, dayanılmayan vakıaların kadına kusur olarak yüklenildiğini, erkeğin tanık beyanlarının kendi içerisinde dahi çelişkili olduğunu, tanık beyanlarının gerektiği şekilde dikkate alınmadığını, yargılama giderlerinin de tamamının kadına yüklenilmesinin doğru olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatların ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, tedbir nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda hangi tarafın kusurlu olduğu, davalı-karşı davacı kadın yararına tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, yoksulluk nafakasının verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, tedbir nafakasının miktarı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesi ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı kadına yüklenen annesinin müdahalesine sessiz kalma kusuru ispatlanamamış olup, tanık beyanlarında geçen soyut değerlendirmeler ile davalı-karşı davacı kadına bu kusurun yüklenilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin ağır, davalı-karşı davacı kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, hatalı kusur belirlemesi ile tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru görülmeyip kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
4.Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O hâlde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinde ve 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (3) ve (4) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.