"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1907 E., 2022/1963 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...
DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...
DAVA TARİHİ : 17.09.2019 - 28.10.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/529 E., 2022/506 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2018 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, hakaret ettiğini, kadınla dalga geçtiğini, birlik görevlerini ihmâl ettiğini, güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını, kadının ailesini küçümsediğini, ailesine kötü davrandığını, cinsel birliktelikten kaçındığını, iddia ederek asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 150.000,00 TL maddî tazminat, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, kıskanç olduğunu, erkeğin ailesine kötü davrandığını, birlik görevlerini ihmâl ettiğini, sık sık kendi ailesine gittiği, aile arasında kalması gerekenleri başkaları ile paylaştığını, iftira attığını, iddia ederek karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin müştereken taraflara verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî tazminat ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, kadınla dalga geçtiği, kadının ise erkeği ve ortak çocuğu kıskandığı, erkeğin ailesini istemediği, soğuk davrandığı, sık sık kendi ailesine gittiği bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, gerekçesiyle, her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi gereği boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, fiilen anne yanında olduğu ve sosyal inceleme raporu gereği velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında her ayın birinci ve üçüncü hafta sonları cumartesi günü saat ondan pazar günü akşam saat on sekize kadar, dini bayramların ikinci günü saat ondan üçüncü günü akşam saat on sekize kadar, her yıl 1 temmuz günü saat ondan 31 temmuz günü saat on sekize kadar, her yıl yarı yıl tatilinin ilk pazartesi günü saat ondan takip eden ilk pazar günü akşam saat on sekize kadar, her yıl babalar günü saat ondan akşam saat on sekize kadar anneden alınarak babaya verilmek ve baba yanında kalmak suretiyle kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası, 850,00 TL iştirak nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu ve erkeğin kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu dikkate alınarak kadın yararına 40.000,00 TL maddî tazminat, 35.000,00 TL manevî tazminat, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığından kadının, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, erkeğin, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olması sebebiyle tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının düşük olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olmaması ve erkeğin ekonomik durumu dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ve manevî tazminat miktarlarının da düşük olduğu belirtilerek kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının yeterli gerekçeyi içermediği, kararın denetime elverişli olmadığı, yetersiz olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe yüklenecek kusurlu bir davranışın ispatlanmadığı, bu nedenle kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, ortak velâyet ile ilgili taleplerinin değerlendirilmediğini, velâyetin anneye verilmesinin hatalı olduğu, hükmedilen tazminatların ve nafakaların da usul ve yasaya aykırı olduğu, ortak çocukla baba arasında düzenlenen kişisel ilişkinin yetersiz olduğu belirtilerek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakaları, velâyet ve kişisel ilişki yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin karar ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu, hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı ve değerlendirildiği, gerekçede hata edilmediği, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığından hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarlarının uygun olduğu, kadının çalıştığı, düzenli gelirinin olduğu anlaşıldığından yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, velâyet düzenlemesi yapılırken göz önünde tutulması gereken temel ilkenin çocuğun üstün yararı olduğu, İlk Derece Mahkemesince sosyal inceleme raporunun alındığı, ilgili raporda velâyetin anneye verilmesinin uygun olduğunun belirtildiği, ortak çocuğun yaşı, anne sevgisine ve şefkatine muhtaç olduğu dikkate alındığından velâyet ile ilgili yapılan düzenlemenin isabetli olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olması sebebiyle tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin de isabetli olduğu, taraf vekillerinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakaları, velâyet ve kişisel ilişki yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin, velâyet düzenlemesinin ve ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişki düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, nafakalar ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemelire Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci ve devamı maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 9 uncu maddesi; Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi, 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı- karşı davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
4.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevi tazminatlar azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesindeki hakkaniyet ilkesi nazara alınarak, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî tazminat, manevi tazminat ve iştirak nafakası miktarları yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Yukarıda (3) ve (4) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesi kararının maddî tazminat ve manevî tazminat ile iştirak nafakası miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
3.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı-karşı davacıya yükletilmesine,
İstek halinde temyiz peşin harcının yatıran davacı-karşı davalıya geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.