Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10086 E. 2023/651 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile nafakalara hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin süresinde cevap dilekçesi vermeyerek dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmiş sayılması, davacının sekiz ay sonra dava açmasının örtülü af sayılamayacağı, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyetli olduğu değerlendirilerek mahkeme kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin evliliğin ilk gününden itibaren sürekli kadını aşağıladığını, hakaret ve küfürler ettiğini, evden kovduğunu, huysuz ve sinirli bir kişiliği olduğunu, sosyal hayatı olmadığını, kazandığı paraların nereye gittiğinin de belli olmadığını, paraya olan aşırı düşkünlüğü nedeniyle eşinin ve müşterek çocuklarının ihtiyaçlarını karşılarken dahi sürekli söylendiğini, gereksiz olduğunu söylediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini belirterek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, velâyetin davacı anneye verilmesine, müşterek çocuk için 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 40.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı tarafa dava dilekçesi 02.06.2017 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 2017/356 Esas ve 2018/276 Karar sayılı 10.04.2018 tarihli kararı ile, davanın kabulüne ve tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, kadın lehine aylık 700,00 TL tedbir, 450,00 TL yoksulluk nafakası ile 40.000,00 TL maddî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı erkek vekili tarafından; davanın kabulü yönünden istinaf talebinde bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda 2018/2560 Esas, 2019/1554 Karar ve 04.11.2019 tarihli kararı ile; kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının gerekçesi yönünden, diğer hususlar incelenmeksizin, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının, (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca, davalının istinaf talebinin kabulü ile, ... 8. Aile Mahkemesinin 10.04.2018 tarih ve 2017/356 Esas 2018/276 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlık kısmında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı erkeğin davacı kadına sürekli o..., şerefsiz demek suretiyle hakaret ettiği ve evden kovduğu belirtilerek, kadının çalışmadığı, gelirinin bulunmadığı boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği yine tarafların ekonomik sosyal durumu ve kusur durumuna göre davacı kadın lehine maddî tazminatın şartlarının oluştuğu gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesi gereğince boşanmalarına, kadın lehine aylık 700,00 TL tedbir ve 450,00 TL yoksulluk nafakası ile 40.000,00 TL maddî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; bildirdiği tanıkların dinlenilmediğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, delillerinin toplanmadığını, erkeğe atfedilen kusurları kabul etmediğini, davanın tarafların fiilen ayrıldıkları 2016 yılı Eylül ayından yaklaşık sekiz ay sonra açıldığını, örtülü olarak kadının affettiğinin kabulü gerektiğini, tanık beyanlarının soyut olduğunu, maddi tazminat ve nafaka miktarlarının fahiş olduğunu belirterek, davanın ve ferilerinin kabulü yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin boşanmayı sona erdiren olaylarda tamamen kusurlu olduğuna ilişkin tespitin doğru olduğunu, süresinde cevap dilekçesi vermeyen davalının, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağını, dolayısıyla, vakıa ve delile dayanmayan davalının süresinden sonra bildirmiş olduğu tanıklarının karşı ispat hakkı kapsamına taşınarak tanıklarının dinlenilmesine olanak bulunmadığı ayrıca davacının müşterek konuttan kovulduktan 8 ay sonra eldeki davayı açmasının tarafların bu süre içerisinde birlikte yaşamamaları, fiilen ayrı yaşamaya devam etmeleri nedeni ile örtülü af olarak kabul edilemeyeceğini, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi göz önüne alındığında, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının indirilmesinin de gerekmediğini belirterek, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci altbendi gereğince davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın ve ferilerinin kabulüne ilişkin kararın usul ve esas yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile nafakalara hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 330 uncu, 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 129 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) ve (e) bentleri, 145 inci, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.