Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10087 E. 2023/660 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, boşanmaya sebep olan geçimsizliğin varlığı, kusur durumu, nafaka ve tazminat yükümlülüklerinin belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, yerel mahkemenin erkeğin tam kusurlu olduğuna ve kadına nafaka ile tazminat ödenmesine hükmeden kararı usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçesinde; 1998 yılında evlenen ve ergin bir tane çocukları bulunan tarafların son üç yıldır karı koca münasebetlerinin kalmadığını, davalı kadının müvekkiline ilgi ve sevgi göstermediğini, soğuk davrandığını, agresif olduğunu, maddî çıkar peşinde olduğunu, asgari edimlerini yerine getirmediğini, anlaşmalı boşanmaya da yanaşmadığını, 14.07.2018 tarihinde evden ayrıldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin evlilik birliği içerisinde müvekkiline karşı sözlü ve fiziki şiddet uyguladığını, onu beğenmediğini söyleyerek boşanmaya zorladığını, ilgisiz, saygısız ve baskıcı davrandığını, müvekkilinin uzun süre ölüm tehditleri altında evde kalmaya çalıştığını, en son kayın biraderinin müvekkilinin eniştesini arayarak ona müvekkilin evde can güvenliğinin olmadığını, gitmesi gerektiğini belirtmesi üzerine evi terk etmek zorunda kaldığını savunarak asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, fiili ayrılık tarihinden itibaren müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 75.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı-karşı davacı kadının evlilik birliği içerisinde bir kaç kez evini terk ederek daha sonra geçinmek amacıyla tekrar ortak haneye döndüğü, davacı-karşı davalı erkeğin ise, evlilik birliği içerisinde küfürlü konuştuğu, davalı karşı davacı kadını boşanmaya zorladığı, onu ikna edemeyince erkek kardeşinin davalı-karşı davacı kadının eniştesini arayarak kadının müşterek konuttan gitmemesinin onun güvenliği açısından tehlike oluşturacağına yönelik söylem üzerine ailesinin kadını müşterek konuttan götürmelerine ses çıkarmayarak fiili ayrılığın başlamasına sebebiyet verip birlikte yaşamdan kaçındığı, böylelikle evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi her iki davanın kabulü ile, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 300,00 TL olarak belirlenen tedbir nafakasının 150,00 TL artırılmak suretiyle aylık 450,00 TL'ye yükseltilmesine, nafakanın karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 4.000,00 TL maddî, 2.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, her iki taraf lehine kabul edilen boşanma davaları nedeniyle maktu vekâlet ücretine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı, tedbir nafakasının artış tarihinin belirtilmemesi, karşı davada kadın tarafından yatırılan harçlara ilişkin hüküm kurulmaması yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe kusur olarak yüklenen vakıaların gerçekleştiği, İlk Derece Mahkemesince kadına kusur olarak yüklenen Evlilik birliği içerisinde bir kaç kez evini terk ederek daha sonra geçinmek amacıyla ortak haneye dönmesi vakıasına ise erkek tarafından usulünce dayanılmadığı gibi dosya kapsamından tarafların bir kez boşanma aşamasına gelip daha sonra barışarak evlilik birliğini sürdürmeleri karşısında bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı, kadının ispatlanan herhangi bir kusurunun bulunmadığı, bu durumda birliğin sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin davasının reddi gerekirken kabulünün doğru olmadığı, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların yetersiz olduğu, karşı davada kadın tarafından yatırılan başvuru ve karar harcı hakkında hüküm kurulmamasının doğru olmadığı, artırılan tedbir nafakasının artırılmış halinin İlk Derece Mahkemesi karar tarihinden itibaren geçerli olduğu gerekçesiyle; kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kusur belirlemesinin; erkeğin tam kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, erkeğin asıl davasının ve manevî tazminat talebinin reddine, asıl davada harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin erkek üzerinde bırakılmasına, karşı davada kadın yararına hükmedilen tazminat ve yoksulluk nafakası miktarları artırılarak kadın lehine 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata ve aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, karşı davada kadın tarafından dava açılırken yatırılan 71,80 TL başvuru ve karar harcının davacı-karşı davalı erkekten tahsili ile davalı-karşı davacı kadına ödenmesine, erkeğin tüm, kadının sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; evlilik birliğinin sürdürülemez duruma gelmesinde asıl kusurlu olanın davalı-karşı davacı kadın olduğunu, buna rağmen davalarının reddinin ve karşı davanın kabulünün doğru olmadığını, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının da müvekkilinin ekonomik durumu gözetilmeksizin fahiş derecede artırıldığını beyanla, asıl davanın reddi, kadının karşı davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz isteğinde bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; davacı -karşı davalı erkeğin taraflarınca kanıtlanan tam kusuru karşısında müvekkili lehine hükmedilen miktarların yetersiz kaldığını, karşı davaları kabul edilmesine rağmen Bölge Adliye Mahkemesince lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığını beyanla, lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarı ile kabul edilen karşı davasında lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden temyiz isteğinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulünün ve kusur oranlamasının yerinde olup olmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı ile vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 330 uncu maddesi 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.