Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10104 E. 2024/1868 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesinin ve davanın kabulü için gerekli şartların oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki karşılıklı iddia ve savunmalar, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1376 E., 2022/2208 K.

DAVA TARİHİ : 06.07.2018 - 01.12.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/843 E., 2022/154 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 19.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. İşin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; yeğeni öldüğünde cenazeye girmek isteyen kadın, erkeği aradığında sen git benim işim var dediğini, erkeğin gelmediğini, sorduğunda ise petrolde uyuya kaldığını söylediğini ancak kadının bu duruma inanmadığını, kadına sesini duymak istemiyorum, köye git dediğini, kadının köye gitmeyi kabul etmediğini, kadına ağır küfür içerikli sözler söylediğini, kadının yaşadığı fiziksel ve psikolojik şiddet nedeniyle babasını aradığını, babası Yahya gelerek durumu anlamaya çalışırken erkeğin, kayın pederine de küfrettiğini ve saldırdığını, bunun neticesinde kavga ettiklerini, babasının kızını ve torunlarını alarak bulundukları yerden ayrılarak kendi evine getirdiğini, tarafların evlilik birliği içerisinde karı koca hayatı yaşamadıklarını, ilk günden itibaren yataklarını ayırdıklarını, erkeğin 15 günde bir cumartesi günleri kaybolup pazartesi gününe kadar kimsenin bilmediği yerlere gitmeye başladığını, haricen öğrendikleri kadarıyla başka kadınlarla konuşup, birliktelik yaşadığını ve o kadınlara para harcamak için yaşadıkları evin üzerine küçük mevduatlı kredi çektiğinin öğrenildiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 50,000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; daha önceden Gaziantep 6. Aile Mahkemesinin 2018/631 Esas sayılı dava dosyası ile boşanma davası açtıklarını, dava bitme aşamasında iken erkeğin kadını bazı mesajlarla kandırdığını ve davanın reddini sağladığını, davanın halen devam ettiğini, erkeğin birleşme arzusu olmadığı halde kadının duyguları ile oynadığını, davanın reddini sağlandıktan sonra kadın ile dalga geçtiğini, onu kandırdığını beyan ettiğini, geçen zaman içinde erkeğin başka bir kadınla imam nikahlı olarak evlendiğini ve aynı evde yaşamaya başladığını belirterek davaların birleştirilmesine, zina sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 10.04.2019 tarih ve 2018/631 Esas, 2019/334 Karar sayılı kararı ile; dosyada yer alan mesaj kayıtlarından kadının dava dilekçesinde iddia ettiği bütün vakıaları affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı gerekçesiyle davanın reddine, kadın lehine aylık 250,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekilince hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 02.12.2020 tarih ve 2019/1780 Esas, 2020/1911 Karar sayılı kararı ile; davacı vekilinin 01.12.2020 tarihli duruşmadaki beyanında Gaziantep 6.Aile Mahkemesinin 2020/804 Esas sayılı dosyasına zina nedenine dayalı boşanma davası açtıklarını beyan etmesi karşısında, UYAP üzerinden dosyanın incelenmesinde; davacısının Gülay Topal, davalısının ... olduğu, davanın zina nedenine dayalı boşanma davası olduğu, davalar arasında bağlantı olduğu, davaların birleştirilmesinin zorunlu hale geldiği gerekçesiyle davacı kadının esasa yönelik istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin istinaf başvurusunun usulden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ispatlanamadığından kadının zinaya dayalı birleşen davasının reddine, tanık beyanları ve dosyaya sunulan fotoğraflar incelendiğinde; erkeğin başka kadınla samimi fotoğraflarının olduğu, bu fotğrafların eşler arasındaki karşılıklı mesajlaşmalardan sonra sosyal medyada paylaşıldığı, böylece davacının sadakatsiz davranışlarına devam ettiği, erkeğin kadına gönderdiği mesajların iyi niyetli olmadığı, evlilik birliğini sürdürme amacını taşımadığı, kadının iyi niyetli ve evlilik birliğini kurtarma iradesini bu şekilde hile ile fesada uğrattığı kanaatine varıldığı, erkeğin tüm bu davranışlarıyla evlilik birliğinin kendisine yüklediği sevgi, saygı ve anlayış yükümlülüklerini ağır derecede ihlal ederek, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranarak, geçimsizliğin meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, buna mukabil davacı kadına atfı kabil bir kusurun tespit edilemediği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın lehine hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarıyla kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 15.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafından, davacı eşin kendisini affettiği, davadan sonra bir araya gelip barıştıkları ifade edilmişse de, her iki taraf arasında geçtiği belirtilen konuşmalara dair dosyaya sunulan mesaj çıktılarına da dikkat edilecek olursa, taraflar arasında ki konuşmaların, tarafların bir araya gelip birlikte yaşadıklarını göstermediği, barışma girişimlerine dair olup, davacı kadının af iradesinin bulunmadığı yönünde olup bu durum karşısında davalının, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, davacının ispatlanmış kusurunun bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesinin tarafların boşanmalarına ilişkin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına göre davacı lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının makul olduğu gerekçesiyle davalının usul ve kanuna uygun olan hükme karşı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci madeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.