"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet ve çeyiz alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının reddine, karşı boşanma davasının kabulüne, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne, çeyiz alacağı davası hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı -karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçesinde; tarafların sosyal medyada tanışarak evlendiklerini, müşterek çocuklarının bulunmadığını, evliliğin başından bu yana davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, yemek, ütü, temizlik yapmadığını, ev hanımı gibi davranmadığını, kadınlık görevine yerine getirmede de ağır ihmal sayılan tutum ve davranışlar sergilediğini, başına buyruk davrandığını, evlilik birliğine ailesinin müdahalesine engel olmadığını, onların sözüyle hareket ettiğini, yalan söylediğini, müvekkiline iftiralarda bulunduğunu, müvekkilinin karşı çıkmasına rağmen davalının evli bir kadına yakışmayacak şekilde sosyal medyada boy gösterdiğini, açmış olduğu internet sitesinde erkeklerle yazıştığını, hatta başka erkeklerle telefon görüşmesinde bulunduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların doğru olmadığını, davacı tarafın müvekkilini sürekli psikilojik baskı altına alarak, fiziksel şiddet uygulayarak, alkol alıp ölüm tehditlerinde bulunarak evlilik hayatını çekilmez hale getirdiğini, davacının müvekkiline "seni camdan aşağı atarım, kafanı duvarlara vururum, öldürürüm" şeklinde sözler söylelerek tehditler savurduğunu, bir çok kez dövdüğünü, en küçük tartışmada günlerce hatta bazen aylarca yatağını ayırdığını, müvekkilinin ortak konuttan ölüm tehditleri aldığı için ayrılmak zorunda kaldığını, evilik hayatı boyunca eşinin eve bakmadığını, sürekli içki içtiğini, sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkiline ağır işler yaptırdığından müvekkilinin düşük yapmasına neden olduğunu, başka kadınlarla görüştüğnü, mesajlaştığnı, müvekkilini aldattığıını, müvekkiline bıçak fırlattığını, kolundan yaralanmasına sebebiyet verdiğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL manevî, 50.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine, ziynet ve çeyiz (ev) eşyalarının tespiti ile bunların müvekkiline aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedelinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı-karşı davalı erkeğin; eş olma görevlerini ve evliliğin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediği, sadâkatsiz tavırlar sergilediği, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, bu nedenle evlilik birliğinin sarsılmasına tam kusuruyla sebebiyet verdiği, davalı-karşı davacı kadına atfedilebilecek bir kusurun varlığının ise dosya kapsamından ispatlanamadığı, kadının ziynet alacağı davasının kısmen ispatlandığı, çeyiz alacağı davasının ise konusuz kaldığı gerekçesiyle, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı-karşı davacı kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL manevî, 5.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmiş, kadının çeyiz eşyasının iadesine ilişkin talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ziynet alacağı davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kendi reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve kadının ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; lehine hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarı ile ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-karşı davalı erkeğe yüklenen sadakatsiz tavırlar sergileme vakıasının güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğu, davacı-karşı davalı erkeğe yüklenen diğer kusurların ise gerçekleştiği, davalı-karşı davacı kadının da evlilik birliğinin kendisine yüklediği ev işlerini yapmamak suretiyle kusurlu olduğunun dosya kapsamından anlaşıldığı, bu durumda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin ağır, davalı-karşı davacı kadının ise az kusurlu olduğu, gerekçenin bu şekilde düzeltilmesi gerektiği, davacı-karşı davalı erkeğin asıl davasının kabulü gerekirken reddinin doğru olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği belirlenen davalı-karşı davacı kadın yararına tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile evliliğin süresi dikkate alındığında bir defaya mahsus olmak üzere toplu yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin doğru olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminatların yetersiz olduğu, kadının ziynet alacağı davasında ispatlanamayan bir kısım ziynetler yönünden de kabul kararı verilmesinin doğru olmadığı, tarafların diğer istinaf istemlerinin ise İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle reddinin gerektiği belirtilerek; tarafların istinaf istemlerinin kısmen kabulü ile hükmün gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, erkeğin asıl davasının da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, asıl davada harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı -karşı davacı kadın üzerinde bırakılmasına, kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 12.000,00 TL toplu yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, kadın yararına hükmedilen tazminatların artırılarak 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın erkekten tahsili ile kadına ödenmesine, dosya kapsamından ispatlanan 5 gram 22 ayar 4 adet bileziğin aynen, olmadığı takdirde bedeli olan 4.309,40 TL'nin erkekten tahsili ile kadına ödenmesine, tarafların sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı -karşı davalı erkek vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı -karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; evlilik birliğinin bu hale gelmesinde tüm kusurun davalı -karşı davacı kadında olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını, ağır kusurlu kadın yararına nafaka ve tazminat koşullarının oluşmadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, yalan söylediğini, ailesinin sözüyle hareket ettiğini ve müvekkili karşı çıkmasına rağmen sosyal medyada evli bayana yakışmayacak şekilde boy gösterdiğini, tam kusurlu kadın yararına nafaka ve tazminat koşullarının da oluşmadığını, boşanma kararını temyiz etmediklerini beyanla kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz isteğinde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına nafaka ve tazminata hükmedilmesi koşullarının ve toptan yoksulluk nafakasına hükmedilme koşullarının somut olayda oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Kanun'un50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.