"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve nafaka artışı davasından dolayı yapılan bozma sonrası yargılama sonunda, Mahkemece davacı- karşı davalı kadının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci ve 162 inci maddesine dayalı boşanma ve birleşen nafaka arttırımı davasının kabulüne, kadın yararına boşanmanın fer'îlerine, davalı- karşı davacı erkeğin boşanma davası hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı- karşı davacı erkeğin evlilik boyunca baskı ve şiddetine maruz kaldığını, kızlarınında aynı baskı ve şiddetle yaşadığını, en son 08.03.2013 de evden ayrılan erkeğin kendisini T. adlı kadınla aldattığını öğrendiğini iddia ederek tarafların zina ve pek fena muamele nedeniyle boşanmalarına, yararına aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı- davalı kadın vekili 07.10.2019 tarihli birleşen dava dilekçesinde özetle; hükmolunacak nafakanın gelecek yıllarda ne miktarda ve/veya hangi oranlarda arttırılarak ödeneceğinin karara bağlanmasını talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin davacı ile maddî manevî ilgilendiğini, davacının üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, davacının talep ettiği nafakanın fahiş olduğunu iddia ederek asıl davanın reddine karar verilmesini, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davalı- karşı davacı erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, kadının kusurunun bulunmadığı, erkeğin tam kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile davalı karşı davacı erkeğin davasının reddine, davacı- karşı davalı kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, 08.07.2013 tarihinde ve daha sonra değişiklikle 25.02.2014 tarihinde dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı lehine hükmolunan aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasının daha sonra 25.02.2014 de değiştirilerek bu tarihten itibaren davacı lehine hükmolunan aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairenin 30.05.2016 tarihli kararı ile; davacı- davalı kadının boşanma davasının 4721 Sayılı Kanun'un 161 inci maddesinde düzenlenen zina ve 162 nci maddesinde düzenlenen pek kötü davranış sebebine dayalı olduğu, mahkemece tefhim edilen kısa kararda tarafların boşanmalarına denilmek suretiyle kadının davasının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 162 nci maddesi gereğince kabul edildiği halde gerekçeli kararda tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmek suretiyle kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu gerekçesi ile bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesinde belirtilen koşulların gerçekleşmediği, davalı- karşı davacının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, eşini aldattığı, kadının kusurunun ispat edilemediği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile; davacı karşı davalının zina sebebine dayalı boşanma davasının sübut bulmadığından reddine, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 08.07.2013 tarihinde ve daha sonra değişiklikle 25.02.2014 tarihinde dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı lehine hükmolunan aylık 3000,00 TL tedbir nafakasının daha sonra 25.02.2014 de değiştirilerek bu tarihten itibaren davacı lehine hükmolunan aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, dönüştürülerek devamına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin davasının reddine karar verilmiş, karara karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından davalarının 161 ve 162 yerine 166 ncı maddesinin birinci fıkrasından kabul edilmesi, 161'den davasının reddi, 162'den hüküm kurulmaması, kusur belirlemesi, mahkemece yararına hükmolunan tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, mahkemece hükmolunan nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 12.03.2019 tarihli kararı ile; erkeğin temyiz itirazlarının yersiz olduğu, kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı bir boşanma davası olmadığı halde, davacı-karşı davalı kadının davasının 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına karar verilmesinin, davacı-karşı davalı kadının 4721 sayılı Kanun’un 162 nci maddesinde düzenlenen pek kötü ve onur kırıcı davranış hukuki sebebine dayalı boşanma talebi yönünden bir karar verilmemesinin ve erkeğin zina eyleminin sabit olduğu halde kadının zina nedenine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçeleri ile karar bozulmuş, kadının bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, inceleme ve bozma kapsamı dışında kalan erkeğin temyiz itirazlarına konu bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı karşı davacı erkeğin kusurlu olduğu, eşine ve müşterek çocuklarına baskı yaptığı, şiddet uyguladığı, terk ettiği, davacı karşı davalı kadının tanık beyanları ile hatta bir kısım davalı karşı davacı erkeğin kendi tanık beyanlarından da görüldüğü üzere, davalı karşı davacı erkeğin başka bir kadınla beraber olduğunu kabul ettiği ayrıca başka bir kadınla farklı zamanlarda el ele dolaşırken, başka bir zamanda otelde muhtelif zamanlarda öpüşürken görüldüğü, kendi tanığına zaman zaman ilişki yaşadığı kadının evinde kaldığı beyan ettiği, otomobilinin dahi gayri resmi birliktelik yaşadığı kadının otoparkında çıktığı, davacı/karşı davalı kadın tanıklarınca da erkeğin bu kadınla beraber yaşadığının bilindiği, tüm bu anlatılanlarla birlikte davacı karşı davalı kadın tarafından dosyaya sunulan fotoğraflar, otel rezervasyon kayıtları ile mail yazışmaları da dikkate alındığında davalı- karşı davacı erkeğin zina eylemini geçekleştirdiğinin sabit olduğu ve böylelikle davacı karşı davalı kadının zinaya dayalı boşanma davasını da ispat ettiği, geçimsizlikte davacı karşı davalının bir kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile; davalı karşı davacı erkeğin karşı davası bozmanın kapsamı dışında kaldığından yeniden hüküm tesis edilmesine yer olmadığına, kadının zina ve pek fena muamele nedeni ile davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına 08.07.2013 tarihinde ve daha sonra değişiklikle 25.02.2014 tarihinde dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı lehine hükmolunan aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasının daha sonra 25.02.2014 de değiştirilerek bu tarihten itibaren davacı lehine aylık 2.000,00 TL tedbir, 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının birleşen nafaka artırımına ilşkin davasında da mahkemece 08.07.2013 tarihinde ve daha sonra değişiklikle 25.02.2014 tarihinde dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı lehine hükmolunan aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasının daha sonra 25.02.2014 de değiştirilerek bu tarihten itibaren davacı lehine hükmolunan aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren kusur durumu göz önüne alınarak davacının boşanmakla yoksulluğa düşeceği görüldüğünden davacı karşı davalının yoksulluk nafakası talebinin kabulüne, davacı karşı davalı lehine aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranında artırılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı- karşı davacı erkeğin sosyal ve ekonomik durumuna ilişkin yeterli araştırmanın yapılmadığını, delillerin toplanmadığını, maddî durumunun dosyaya yansıyandan çok daha iyi olduğunu, erkeğin kusurlarının ve kadının maddî manevî zararının çok daha fazla olduğunu, hükmolunan nafaka ve tazminat miktarının az olduğunu belirterek; kusur belirlemesi ile yararına hükmolunan nafaka ve tazminat miktarların yönünden kararı temyiz etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesi gerektiğini, zina ve pek fena muamelenin ispatının bulunmadığını, evliliğin devam etmesi tatile gidilmesi gibi nedenlerle kadının pek çok fiili affettiğini, kadının emekli maaşı aldığı halde yoksulluk nafakasına hükmolunmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, aleyhine hükmolunan tedbir nafakası miktarının fahiş olduğunu belirterek; kadının boşanma davalarının kabulü ve fer'îleri yönünden kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının davasında 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmolunan nafaka ve tazminat miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenmeyeceği noktalarında toplanmaktadır
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanunun 4 üncü 162 nci maddesi, 174 üncü maddesi, 169 uncu ve 175 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (6098 sayılı Kanun) 50 inci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı ve özellikle mahkemece davalı karşı davacı erkeğe yüklenen kusurların süregelen nitelikte olduğunun ve kadın tarafından affedildiği yada hoşgörü ile karşılandığının kabulünün mümkün olmayacağının anlaşılmasına göre davalı karşı davacı erkeğin tüm, davacı karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatlar azdır . Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddesi hükmü dikkate alınarak 4721 sayılı kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış bozmayı gerektirmiş.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Mahkeme kararının kadın yararına hükmolunan maddî manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,
2. Davalı- karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı- karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Rüştü'ye yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde Rengin'e iadesine,
İşbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
01.03.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.