"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul 16. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının evlilik birlikteliğinin yüklediği yükümlülükleri davacı eşine karşı yerine getirmediğini, davalının sadece çocuklarıyla ilgilendiğini, müvekkilinin, davalı kadını bir erkekle otele girdiğini gördüğünü sorduğunda davalının, kahvaltı yapmak ve dertleşmek amaçlı otele gittiğini beyan ettiğini, kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek boşanmalarına, 300.000,00 TL manevî tazminata ve edilinilmiş malların paylaştırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı vekili 21.03.2022 tarihli dilekçesinde özetle; tarafların aralarına anlaşmış olduklarından dolayı davalı aleyhine açılan zina nedeniyle boşanma davasından feragat ettiğini yazılı dilekçe ile beyan etmiştir.
3.Davacı vekili 27.04.2022 tarihli dilekçesinde özetle; açmış oldukları boşanma ve mal rejimini içeren davada 21.03.2022 tarihli dilekçede de belirtildiği üzere zina nedenine dayalı boşanma davasından feragat ettiğini, mal paylaşımı ile ilgili bölümünden feragat etmediklerini, mal rejimi talebinin iş bu dosyadan tefrik edilerek yeni esas numarasına kaydının yapılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının davadan feragat etmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığını yazılı dilekçe ile beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davadan feragat, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 307 inci maddesinde; davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış olup tek taraflı bir irade beyanı olup sonuç doğurması için karşı tarafın kabulüne bağlı olmayan bir hukuki işlem olduğu, bu tek taraflı irade beyanında hata, hile ve ikrah nedenleri hariç dönülemeyeceği, feragat davayı sona erdiren bir taraf işlemi olup 6100 sayılı Kanun'un 311 inci maddesi hükmü gereğince kesin hükmün, yasal sonuçlarını doğuran yenilik doğurucu etkisi olan hukuki bir işlem olduğu, kesin hüküm ise kamu düzenine ilişkin olup, istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında Mahkemece re'sen gözetilmesi gereken olumsuz dava koşulu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin ısrarları nedeniyle davadan feragat etmesi sonrasında karar kesinleşmeden davalının tehdit ve hakaretlere devam ettiğini, müvekkilini ölümle tehdit edip yalan ve hileli beyanlarla boşanma protokolü imzalattığını, bu yönde suç duyurusunda bulunduklarını ileri sürerek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; feragatten iradeyi sakatlayan haller dışında rücu edilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik görülmemesi nedeniyle davacının istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki gerekçeleri tekrar ederek, müvekkilini ölümle tehdit edip yalan ve hileli beyanlarla boşanma protokolü imzalattığını, bu yönde suç duyurusunda bulunduklarını beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, feragat beyanının şarta bağlanıp bağlanamayacağı, davanın feragat nedeniyle reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 311 inci, 361 inci, 373 üncü ve 307 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Davacı erkek tarafından somut dava dosyamızda 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı kanun) 161 inci maddesi gereği zina hukuki nedeni ile boşanma davası açılmış sonrasında davacı erkek vekili tarafından 21.03.2023 tarihinde davadan feragat edilmiş, İlk Derece Mahkemesince 09.05.2022 tarihinde davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
2.Davalı kadın tarafından erkeğin açtığı zina nedenli davanın yargılaması devam etmekte iken 22.03.2022 tarihinde başka bir mahkemede 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince anlaşmalı boşanma davası açılmış, taraflarca imzalı boşanma protokolü sunulmuş, sunulan 19.03.2022 tarihli protokolün 7 inci bölümünün Genel Hükümler kısmının 7 nci maddesinin (1) nolu bendinde "..., işbu protokolün düzenlendiği tarihi izleyen 2 gün içinde İstanbul 16. Aile Mahkemesi'nin 2022/258 Esas sayılı açtığı davadan feragat etmeyi gayri kabili rücu olarak kabul beyan ve taahhüt eder." hükmü düzenlenmiştir. Bu hüküm gereğince anlaşmalı boşanma davası ve sonuçlarının davacı erkeğin zina nedenine dayalı davasından feragat etmesine şartına bağlandığından, protokol düzenlenme tarihinden sonra davacı erkek vekili tarafından iş bu somut dosyamızdaki zina nedenine dayalı davadan feragat edilmiştir. Erkeğin açmış olduğu davadan feragat etmesi sonrasında, taraflar, kadının açtığı dava dosyasında 04.04.2022 tarihinde anlaşmalı olarak boşanmışlar, anlaşmalı boşanma kararı taraf vekillerinin istinaf etmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince incelenmiş, davanın çekişmeli boşanmaya dönüştüğü gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir.
3.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı kanun) 309 inci maddesinin dördüncü fıkrasında “Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.” hükmü ile feragatin şarta bağlı olamayacağı açıkça düzenlenmiştir. Madde gerekçesinde de ifade edildiği üzere, kayıt ve şarta bağlı beyanlarda, kısmen de olsa ihtilaf devam ettirilmekte ve böylece davaya son veren işlem tamamlanmamaktadır.
4.Davadan feragat ile dava konusu uyuşmazlık ve dava esastan sona erdiğinden (ve şarta bağlı hüküm verilemeyeceğinden) şarta bağlı feragat geçerli değildir. O halde mahkeme, şarta bağlı feragat gereğince davanın reddine karar veremez. Bu nedenledir ki, hüküm fıkrası, mahkemenin neye hükmettiğini çok açık bir biçimde göstermelidir. Diğer bir ifadeyle, hüküm fıkrası açık olmalı ve tarafların hak ve yükümlülükleri hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde hüküm fıkrasında belirtilmelidir. Bu nedenle, hukukumuzda şarta bağlı hüküm verilmesi uygun değildir (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, C. III, s. 3688, 3071).
5. Uyuşmazlığa konu zina hukuki nedenine dayalı dava dosyası ve anlaşmalı boşanma dava dosyası ve bu dosya içeriğinde yer alan protokol içerikleri birlikte değerlendirildiğinde; davacı erkek eşin, davalı kadın eş ile anlaşmalı boşanma konusunda oluşan mutabakat gereğince, davalı kadın eşin anlaşmalı boşanma hükümlerine göre boşanma sonucu elde edilmesini zina hukuki sebebine dayalı olarak erkek eş tarafından açılan davanın ortadan kaldırılması koşuluna bağlamış olması ve bu hususu protokol kapsamına aldırmış bulunması karşısında, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasından feragat ettiği bu haliyle esasen hem gerçek anlamda "hakkın özünden vazgeçme" niteliğinde feragat iradesinin mevcut olmadığı hem de açıklanan iradenin kayıtsız şartsız nitelikte bulunmadığı ve açıkça davayı sona erdiren irade beyanı niteliği taşımayan beyanının hukuki sonuç doğurmayacağı kanaatine varılmıştır.
6.Hal böyle olunca kadının, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı davasından feragat etmesini sağlamaya yönelik eyleminin, 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzeni tarafından korunamayacağı, davacı vekilinin kadının anlaşmalı boşanma davasında boşanma sonucunu temin etmek amacıyla feragat dilekçesi sunduğu, iş bu feragat beyanının anlaşmalı boşanma şartına bağlı olarak verilmesi nedeniyle hüküm ve sonuç doğuramayacağı, bu hususun istinaf aşamasında davacı tarafça bildirildiği halde Bölge Adliye Mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile esastan ret kararı verilmesi doğru görülmemiş, bu suretle İlk Derece Mahkemesince feragat nedeniyle davanın reddine dair verilen kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.