Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10144 E. 2024/1487 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, davanın kabul koşullarının oluşup oluşmadığı ve DNA testi yapılmadan karar verilip verilemeyeceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, resmi siciller, tanık beyanları ve dosyadaki diğer delillerin davacının iddiasını desteklediği, DNA testi yaptırılmasına gerek olmadığı ve hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/852 E., 2022/948 K.

DAVA TARİHİ : 11.11.2016

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Pazar (Rize) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/215 E., 2021/198 K.

Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın bir kısım dahili davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı bir kısım davalılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.02.2024 tarihinde tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..

Belli edilen günde temyiz eden dahili davalılar vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf davacı ... vekili Avukat ... geldi. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin nüfus kaydının Rize ili Çamlıhemşin ilçesi, Yukarı Çamlıca mahallesi cilt no:02, hane no:23'te bulunduğunu, müvekkilinin üstü ... olup, çocukları ise ..., ..., ...ve ... olduğunu, ... ve ...'nin nüfus kayıtları Yukarıcamlıca mahallesi cilt no:02, hane no:23'te bulunmakta ve ...'in BSN'si 01, ...'nin BSN'sinin 02 olduğunu, ...'ın nüfus kaydının ise Yukarıcamlıca mahallesi cilt no:02, hane no:22 olduğunu, BSN'sinin ise 01 olduğunu, müvekkilinin murisi ...'un ise bireysel olarak nüfus kaydı bulunmamakla birlikte eşi ve çocuklarının nüfus kayıtlarının Yukarıcamlıca mahallesi cilt no:02, hane no:23 de bulunduğunu, nesep bağı olarak sadece, BSN 17'de bulunan ...'un eşi ... için nüfus kütüğünde, BSN'e yollama yapılarak ''yeğeninin annesi'' ibaresi şerhi bulunduğunu, muris ...'un bireysel olarak nüfus kaydı bulunmaması nedeniyle gerek kardeşleri ve babasıyla gerekse alt soyuyla nüfusta ilişkilendirilme kurulamamakta ve kök muris ...'ın mirasçılık haklarının belirlenmesinde zorluklarla karşılaşılmakta olunduğunu, üst muris ...'un (...'ın çocukları olarak) ..., ... ve ... ile kardeş olduklarını iddia ederek nüfus kaydının düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Dava, nüfus kayıtların akrabalık bağının kurulması ve nüfus kütüğündeki kaydın tahsisine ilişkindir. Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 2017/8315 Esas 2019/110 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, 5490 sayılı Kanunun 36.maddesi c fıkrasında tespit davaları, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil eder ibaresini içermekle, mahkemece açılmış bulunan tespit davasında hukuku etkilenecek kişiler davaya dahil edilerek gerekli kanıtlar toplanıp oluşacak kanıya göre davanın kanıtlanması halinde tespite karar verilmesi gerekmekte olup kök muris ...'ın mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmıştır. İddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriğine göre davacı nüfusa tescilli olmayan murisi ...'un; dahili davalıların murisleri olan .... ve ... ile kardeş olarak akrabalık bağının tespiti ve nüfusa bu bağ kurularak tescilini talep etmektedirler. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14. maddesi, "Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlat edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir." hükmüne yer verilmiştir. Yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda somut olaya bakıldığında, ölü bir kişinin nüfusa tescili mümkün değil ise de, davacıların mirasçılık sıfatı bakımında kaydın düzeltilmesini istemekte hukuki yararları bulunduğundan ve “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereği tespit kararı verilmesi olanaklıdır. Pazar Kadastro Mahkemesi 2013/34 Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde; 10/04/2014 tarihli duruşmada davacının murisi ...'un; dahili davalıların murisleri olan ...ve ... kardeşi olduğuna dair bir kısım davalı vekilinin beyanları ve yine bu dosyada 27/05/2017 tarihinde icra edilen keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin ...'nin ...'un eşi olduğununa dair beyanları olduğu anlaşılmakla davacının murisi ... ile ...' ın kardeş olduğu iddiasına yönelik farazi ve soyut mahalli bilirkişi beyanları olduğu görülmüştür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 7. maddesine göre resmi sicil ve senetler belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı değildir. Yukarıdaki açıklamalara göre, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 7. maddesine hükmünde, resmi sicil ve senetlerin belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturacağı düzenlenmiş olup resmi belgeler söz konusu olduğuna göre ve resmi memura beyan üzerine düzenlendikleri, duruşma tutanağı ve keşif tutanağı ve ''yeğeninin annesi'' ibaresi şerhi bulanan BSN 17 de bulunan ... un eşi ...'nin nüfus kütüğünün de resmi bir belge olduğu dikkate alındığında bu belgelerin aksine ilgililerce hiç bir yasal yola başvurulmadığı gibi, HMK’nın 204/2 maddesi uyarınca bu belgeler aksi ispat edilinceye dek kesin delil niteliğinde olduğundan aksini iddia halinde ispat yükü iddia sahibi üzerinde olup, davalı taraf bu belgelerin aksini gösteren hiç bir delil ibraz edememiştir. Dinlenen davacı tanıkları ise, davacı tarafın ..., ...ve ...'un kardeş olduklarına dair iddiasını resmi senetler ile örtüşür mahiyette tasdik etmişlerdir. Dosya kapsamı, yapılan araştırma, gelen müzekkere cevapları ve dinlenen tanık beyanları ile davacının murisi ...'un; dahili davalıların murisleri olan ... ve ... ile kardeş olduğu ispatlandığı ancak ...'ın ... ile kardeş olduğu ispatlanamadığı kanaatine varılarak tescile yönelik talebin reddi ile "çoğun içinde az da vardır" kuralı gereği ...e ...'un kardeş olduklarının tespiti ile davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, nüfusa kayıtlı olmayan Abdullah babası... ile ...ve .... nin kardeş olduğunun tespitine, ... yönünden talebin reddine, ...'un bireysel nüfus kaydı olmadığından nufüsa tesciline yönelik talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Bir kısım dahili davalılar vekili, davanın reddi gerektiğini İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Dahili davalı ... vekili, ... yönünden davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile resmi sicil ve senetlerin belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturacağı düzenlenmiş olup resmi belgeler söz konusu olduğuna göre ve resmi memura beyan üzerine düzenlendikleri, duruşma tutanağı ve keşif tutanağı ve ''yeğeninin annesi'' ibaresi şerhi bulanan BSN 17'de bulunan ...'un eşi ...'nin nüfus kütüğünün de resmi bir belge olduğu ve dosya içerisindeki bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alındığında; davacının murisi ...'un; dahili davalıların murisleri olan ...ve ... ile kardeş olduğu ispatlandığı ancak ...'ın ... ile kardeş olduğu ispatlanamadığı kanaati ile verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalılar..., ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Dahili davalılar..., ... ve ... vekili, davacının iddialarını ispat edemediklerini, "yeğeninin annesi" ibaresine dayalı olarak davanın kabul edilemeyeceğini, tanık beyanlarının yetersiz olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi davası olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, DNA testi yapılmadan karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35 inci, 36 ncı ve 40 ıncı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup dahili davalılar..., ... ve ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.