Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10183 E. 2023/1107 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında görülen boşanma davasında, eş zamanlı olarak zina nedeniyle açılan başka bir boşanma davasının mevcut dosya ile birleştirilip birleştirilmeyeceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğindeki taleplerin sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmesi için aynı yargı çevresindeki aynı düzeydeki mahkemelerde açılan ve birbiriyle bağlantılı davaların birleştirilmesi gerektiği gözetilerek, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası ile zina sebebine dayalı boşanma davasının birleştirilmesi gerektiğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1107 E., 2022/1989 K.

DAVA TARİHİ : 24.10.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Burdur Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/527 E., 2021/19 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2016 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, kadının ve ortak çocuğun hastalığı ile ilgilenmediğini, birlik görevini ihmal ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi davalı erkeğe 10.12.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı erkek yasal süresinde davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, birlik görevini ihmâl ettiği, ortak çocuk hastalandığında hastaneye götürmediği, fiziksel şiddet uyguladığı, her ne kadar dava dilekçesinde, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiği vakIasına dayanılmışsa da delil olarak sunulan mesajların erkek tarafından yazıldığının ispata yeterli olmadığı gibi öyle olsa dahi hukuka uygun şekilde elde edilmediği için hükme esas alınamayacağı, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, anne ilgisine muhtaç olduğu dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakası, aylık 250,00 TL iştirak nafakasına, kadın, dava açmakla ayrı yaşamaya hak kazandığından ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam ya da ağır kusurlu olmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, boşanmakla kadının en azından eşinin maddî desteğini yitireceği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi ve evlilikte geçen süre dikkate alınarak kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 10.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf delikçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak boşanma isteminin kabulü ile kadın yararına tazminata ve nafakalara hükmedilmesinin hatalı olduğu, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarının fazla olduğu belirtilerek hükmün tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin karar ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davalı erkek vekilinin istinaf itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu ve taraflarınca kadın aleyhine Burdur Aile Mahkemesi'nin 2021/395 Esas sayılı dosyasında zina hukuki sebebine dayalı boşanma davası açıldığı, her iki davanın da birlikte görülmesi ve bu kapsamda birleştirme kararı verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olup olmadığı, maddî tazminat, manevî tazminat, yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, iştirak nafakası miktarının uygun olup olmadığı, taraflar ve konusu aynı olan iş bu dava dosyası ile Burdur Aile Mahkemesinin 2021/395 Esas sayılı dava dosyasının birleştirilmesine karar verilmesinin gerekli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 166 ncı 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci maddesi, 51 inci maddesi,

3.Değerlendirme

Davacı kadın tarafından 24.10.2019 tarihinde iş bu eldeki evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası açılmıştır. İlk Derece Mahkemesince; boşanma şartlarının oluştuğu belirtilerek davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmuş, İlk Derece Mahkemesinin bu kararı; davalı erkek vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin bu kararı; davalı erkek vekili tarafından, hükmün tamamı yönünden temyiz edilmiştir. Tarafların boşanma davasına ilişkin yargılama devam ederken, davalı erkek tarafından Burdur Aile Mahkemesinin 2021/395 Esas sayılı dosyası ile zina hukuki sebebine dayalı olarak boşanma davası açılmış ve davasının eldeki dava ile birleştirilmesi talep edilmiştir. Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır. Evlilik birliği sona erinceye kadar, herhangi bir sebeple açılmış boşanma davalarında taraflara yüklenmiş tüm kusurlar, birlikte değerlendirilip, tarafların kusur oranlarının bir kez belirlenmesi ve belirlenen bu orana göre maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakası konularında her bir taraf yönünden bir kez hüküm kurulması gerekir. Tarafların kusurları bölünerek, her bir dava için ayrı kusur belirlemesi yapılıp, fer'î konularda da her bir dava için ayrı hüküm kurmak, 4721 sayılı Kanun'daki düzenlemelere (Aynı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi) aykırı düşer. Boşanma Hukukunun temel ilkelerinden birinin tarafların kusur belirlemesine ilişkin olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına dayanan iş bu boşanma davasında, İlk Derece Mahkemesinin kararı davalı erkek vekili tarafından hükmün tamamı yönünden kanun yolu başvurularına konu edilmekle; boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulanan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velâyet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu nedenle, davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki boşanma davası ile erkek tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek delillerin birlikte değerlendirilip davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.