Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10196 E. 2023/1109 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı erkek tarafından açılan boşanma davasında, davalı kadından kaynaklanan ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, boşanma, tedbir nafakası ve tazminat miktarlarının hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, uygulanması gereken hukuk kuralları ve usul hükümleri gözetilerek davalı kadın vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve kadın lehine boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kararın kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların görücü usulü evlendiklerini, davalının en küçük mevzuyu dahi problem haline getiren bir yapıda olduğunu, davalının annesinin davalıyı davacıya karşı sürekli kışkırttığını, davalının bu duruma sessiz kaldığını, davalının davacıya karşı hakaret ettiğini, ailesinin ters davranışlarda bulunduğunu, uzun süre telefon konuşmaları yaptığını, yemek yapmadığını, en son yaşanan olayda Türkiye'ye tatil için gelmeyi planladıklarını ancak davalının davacıyı kandırarak tüm eşyalarını toplayıp hava alanında erkeği bırakarak Türkiye'ye döndüğünü, evlilik süreçlerinde aynı apartmanda oturmalarına rağmen davacının ailesini evine davet etmediğini, işten geldiğinde davacı ile değil telefonla vakit geçirdiğini, evden ayrılarak müşterek konuta dönmeyi reddettiğini, kadının ailesi ile birlikte sürekli erkekten para talep ettiğini, annesinin etkisi ile hareket ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, erkek lehine 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; erkeğin psikolojik şiddet, fiziksel şiddet ve baskı uyguladığını, ailesinin kadına olan baskılarına sessiz kaldığını, aşağıladığını ve ailesi ile iletişimini engellediğini, okulu bırakması yönünde baskı kurduğunu ve eğitim hayatını engellediğini, vurdumduymaz tavırlar sergilediğini, evde hizmetçi muamelesi görüp sürekli aşağılandığını, davacının ailesinin kadını ve ailesini dalga konusu yaptığını, hakaret ettiklerini, onlardan şiddet gördüğünü, erkeğin babasının hakaret ettiğini, tarafların Almanya'ya gittikten sonra kadının telefonuna bir buçuk ay kontör yüklemediğini, ailesiyle görüşmesini engellediğini, son olayda tarafların beraber Türkiye'ye tatil için geleceklerini ancak hava alanında erkeğin kadını bırakarak ortamı terk ettiğini, kadının çaresiz bir şekilde bir Türk ailenin yardımıyla Türkiye'ye gelebildiğini, ailesinin sözde barışma için gelip hakaretlerde bulunarak gittiklerini, davacının barışmak amacıyla gelmediği gibi tatile gittiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini, lehine 4.000,00 TL tedbir nafakası ile boşanmaya karar verilmesi durumunda 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının, davacı erkeğin ailesine karşı iyi davranmadığı, evine çağırmadığı, annesinin yönlendirmelerine sessiz kaldığı, agresif tavırlar sergilediği, davacı erkeğin ise kendi ailesinin her şeye müdahale etmesine sessiz kaldığı, davalı kadına ve ailesine karşı aşağılayıcı sözler sarf ettiği, davalıyı ve ailesini küçümsediği, kadının okulu bırakması yönünde telkinde bulunarak eğitim hayatına müdahale ettiği, kadının telefonuna yeteri kadar kontör yüklemeyerek ailesiyle görüşmesini kısıtladığı, annesinin kadına fiziksel şiddet uygulamasına ses çıkarmadığı, son yaşanan olayda davalıyı hava alanında tek başına bırakarak eve döndüğü, akabinde barışmak ya da götürmek için bir girişimde bulunmadığı, ailesinin gelip kadına hakaret ettiği yönünde yüklenen kusurlar neticesinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin ağır, davalı kadının ise az kusurlu olduğundan bahisle davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası ile 16.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, talep olmadığından yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tarafların kusur durumu dikkate alınarak davacı erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; boşanmaya sebep olan olaylarda davacı erkeğin tam kusurlu olduğunu belirterek erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tedbir nafakası ve tazminat miktarları yönünden kararın kaldırılarak davanın reddine, aksi halde cevap dilekçesindeki talepler doğrultusunda nafaka ve tazminat istemlerinin tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik durumları, evliliğin devam ettiği süre, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi göz önüne alınarak davalı kadın lehine takdir edilen tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile kadının maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf itirazlarının kabulüyle kararın bu yönlerden kaldırılarak yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, davalı kadının, erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi ve tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda davacı erkeğin tam kusurlu olduğunu belirterek erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tedbir nafakası ve tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulüne ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup .davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.