"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile llk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların 2010 yılında evlendikleri, her ikisinin de ilk evliliklerinden olma çocuklarının olduğunu, davalının davacının ilk eşinden olan çocukları ile görüşmesinden dolayı sorun çıkardığını ve onlarla görüşmesini istemediğini, en son ... bayramında çıkan tartışma üzerine davacının müşterek haneden ayrılmak zorunda kaldığını, davalının kapıların kilidini değiştirdiğini, müvekkilinin eşyalarına zarar verdiğini, müvekkiline ait evin demirlerini müvekkilinin izni olmadan hurdacılara sattığını, müvekkilini tehdit ettiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili için 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacının çocukları ile husumetli olduğunu, adliyeye yansıyan davalarının olduğunu, müşterek haneye gelmemeleri konusunda ortak karar aldıklarını, müvekkiline sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, iffetine yönelik ağır hakaretler ettiğini iddia ederek davacının davasının reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, aylık 1.500,00 TL tedbir, 1.500,00 TL yoksulluk nafakasının yasal faizi ile davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflarca bildirilen ceza dosyaları ve hastane kayıtları, tanık beyanlarına göre davacı kocanın eşine şiddet uygulayarak ve aşağılayarak evliliğin sona ermesinde ağır kusurlu olduğu, davalı kadının ise davacı eşinin çocukları ile barışıp görüşmesine engel olarak az kusurlu olduğu, davalının az da olsa kusurunun ispatlanmış olduğu, evliliğin devamında taraflar için korunacak bir yararın kalmadığının anlaşıldığı, kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü ve 175 inci maddesi koşullarının somut olayda gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı kadının maddî-manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, davalı kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir , 400,00 TL yoksulluk nafakasına, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde, kusur tespitinin yanlış yapıldığını, asıl kusurlunun kadın olduğunu, tazminatların ve nafakanın miktarının fahiş olduğu beyanla kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2-Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde, davalı davacının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep ederek, boşanma kararı, kusur tespiti, nafakaların, maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olması ,yargılama gideri ve vekâlet ücretinin müvekkili aleyhine yüklenmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince; taraflara yüklenen kusur vakıalarının ispatlandığı, ayrıca davalı kadının eşine şerefsiz-namussuz şeklinde hakaret içeren sözler söylediğinin tanık beyanınca ispatlandığından kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, her ne kadar davalı kadına eşine hakaret etme kusuru yüklenmiş ise de tarafların sebebiyet verdiği tüm hadiselerin niteliği, yayıldığı zaman süreci birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesinin de belirlediği gibi davacı erkeğin ağır kadının ise daha az kusurlu olduğu davalının sebebiyet verdiği hadiselerin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte bulunduğu, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddenin ikinci fıkrası kapsamında tarafların boşanmalarına karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, ihtiyaç ve gelirler, UYAP-TAKBİS raporları, tarafların malvarlıkları, yoksulluk nafakasının işlemeye başlayacağı tarih, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi gereğince kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarının az olduğu ayrıca davalı kadının nafakalara yönelik faiz talebi ile ilgili İlk Derece Mahkemesince olumlu olumsuz karar verilmediği, bu yönde gerekçe bulunmadığından, kadının faiz talebi ile ilgili de hüküm kurulmasının uygun olacağı, davacı erkeğin açtığı boşanma davasında boşanma hükmü verildiğine göre vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine kadın aleyhine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılmasında davacı erkeğin ağır kusurlu olması kadın lehine maddî ve manevî tazminat isteme şartlarının gerçekleştiğinden kadın lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin, davacı erkeğin ise kusur oranına göre maddî ve manevî tazminat şartları gerçekleşmediğinden tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesi ile erkeğin istinaf başvurusunun kadına eklenmesi gereken hakaret kusur vakıası yönünden kabulüne kadının istinaf başvurusunun ise yoksulluk nafakasının miktarı, nafakalara faiz talebi, tazminatların miktarları ve tazminatlara faiz talebine yönelik olarak kısmen kabulü ile bu yönlerden İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davalı kadın yararına 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminatın ve 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine karar verilmesine, tarafların sair yönlere ilişkin istinaf istemlerinin ise esastan reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde, kusur tespiti, maddî ve manevî tazminat ile nafaka miktarlarının yüksek olması yönlerinden temyiz kanun yoluna başvurmuş ve kararın kusur oranlarındaki tespitinin değiştirilerek boşanmaları yönünde karar verilmesini, maddî -manevî tazminatların kaldırılmasını, yoksulluk nafakasının indirilmesi gerektiğini beyan ederek, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davacı tarafça açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davalı kadın yararına nafaka ve tazminat verilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası , 175 inci maddesi hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.