"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların 20.02.2019 tarihinde evlendikleri, davalının polis olarak özel harekatta çalıştığını, davalı tarafın müvekkiline sürekli yalan söylediğini, evlilik birliğinden doğan sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, davalı ve ailesinin müvekkiline hakaret ettiğini, onur kırıcı davrandığını, aşağılayıcı sözler söylediğini, davalının müvekkiline ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını ve cep telefonu ile özel eşyalarına müvekkilinin dokunmasına ve bakmasına izin vermediği, müvekkilinin bu evllik için tüm kariyerini bir kenara bıraktığını, akademik hayatından bile feragat ettiğini, davalı tarafın evlilik birliğinin ilk günlerinden itibaren eşlere yüklediği yükümlülüklerin hiçbirini gereği gibi yerine getirmediğini, davalının beyanlarını kabul etmediklerini, davalının kusurundan dolayı cinsel birlikteliklerinin tam olarak gerçekleşmediğini, davalıdan rapor aldırılmasını, davalının ameliyat için özellikle ailesinin yanına müvekkili götürmeye çalıştığını ve ailesinin müvekkile küfür ve hakaretlerine katlanması gerektiğini söylediği,davalının gönderdiği aylık 200,00 TL nin yüksek lisans yapan müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamayacağının açık olduğu, davalı eşin kusurlu davranışlarının müvekkilini maddî ve manevî zarara uğrattığını ve evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların boşanmalarına, müvekkili için 2.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminat talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili davaya ve cevaba cevap dilekçesinde; davacı tarafın beyanlarını kabul etmediklerini, tarafların 20.02.2019 tarihinde resmi nikah yaptıkları ancak 28.07.2019 tarihinde düğün merasiminin gerçekleştiği, davacının maddî ihtiyaçlarının müvekkilince karşılandığını, davacı taraf 3 aylık fiili birliktelik süresince davalı müvekkilin cinsel ihtiyaçlarına hiçbir şekilde karşılık vermediği ve bunun için çeşitli bahaneler ileri sürdüğünü, tarafların bu hususta doktora sevkini talep ettikleri, davacının hiçbir zaman eşine gerekli ilgi ve alakayı göstermediğini, eşini sahiplenmediğini, davalıya ve ailesine karşı saygılı ve hoşgörülü davranmadığını, anne ve babasının yanında "gerizekalı" diyerek hakaret ettiğini, ameliyat olmak için müvekkilinin ailesinin yanında kalmalarının uygun olacağını söylediğinde kabul etmediği gibi ailesi ile kendisi arasında tercih yapması gerektiğini söylediğini beyanla tarafların boşanmalarına, davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının evin maddî ihtiyaçları için davalıdan para istediğinde, davalının ihtiyaçları karşılamak için para vermediği ve davacıya beğeniyorsan böyle beğenmiyorsan çek git dediği, kavga çıkardığı, davacının şahsi ve ev ihtiyaçları için kendi babası ve abisinden maddî yardım almak zorunda kaldığı, davalının davacı ile fiziksel yakınlık kurmaktan kaçındığı, davalının davacıdan ayrılmak istediğini, evliliği yapamadığını söylediği, davalının davacıya ve annesine, ben anneme gidiyorum sizde eşyaları toplayın gidin dediği, davacının ise davalının arkadaşı ve ailesinin yanında davacıyı aşağılar tarzda kelimeler kullandığı ve davalının ameliyat olmak için ...'a ailesinin yanına gitmek istediğinde davalının ailesinin ...'da bulunması nedeniyle davalı ameliyatı için ...'a gitmek istemediği, bu haliyle tarafların evlilik birliğinin sarsılmasında davalının ağır kusurlu, davacının ise hafif kusurlu olduğu, tarafların evlilik birliğini devam ettirmelerinin mümkün olmadığı, evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğinin anlaşıldığı gerekçesi ile davacı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, dava tarihinden itibaren davacı kadın lehine takdir olunan aylık 750,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın takdiri ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddî ve manevî tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; tarafların toplam yetmiş gün kadar fiili birliktelik yaşadığı, duyuma dayalı soyut tanık beyanlarına göre karar verildiğini, davacının müvekkiline hakaret edip, aşağıladığı müvekkilinin ailesine saygı sınırlarını aşacak şekilde davrandığı, müvekkilinin cinsel yönden bir sorununun olmadığının alınan raporla sabit olduğu, davacının maddî ihtiyaçlarının karşılandığına ilişkin dekontun sunulduğunu, davacının ailesi ile oturmasına rağmen 1.000,00 TL kira ödediği yönündeki tespitin yanlış olduğu, kusurlu tarafın davacı olmasına rağmen nafaka, maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin yasal olmadığı beyanla, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Kanun'a uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davacı kadın yararına tedbir nafakasına ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini ve bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatların miktarında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; tarafların toplam yetmiş gün kadar fiili birliktelik yaşadığı, duyuma dayalı soyut tanık beyanlarına göre karar verildiğini, davacının müvekkiline hakaret edip, aşağıladığı müvekkilinin ailesine saygı sınırlarını aşacak şekilde davrandığı, müvekkilinin cinsel yönden bir sorununun olmadığının alınan raporla sabit olduğu, davacının maddî ihtiyaçlarının karşılandığına ilişkin dekontun sunulduğunu, davacının ailesi ile oturmasına rağmen 1.000,00 TL kira ödediği yönündeki tespitin yanlış olduğu, kusurlu tarafın davacı olmasına rağmen nafaka, maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin yasal olmadığını, usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında kusur, nafaka, maddî ve manevî tazminat noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.