Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10299 E. 2023/898 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranları, maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin hüküm, yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı ve çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarının uygunluğu hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm deliller ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirilerek, mahkemece belirlenen kusur oranları, tazminat taleplerinin reddi, yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ve nafaka miktarlarının uygunluğu hususlarında yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulüne, kadının ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dikçesinde özetle; erkek ve annesinin altınları istediklerini, vermeyi kabul etmeyince de erkeğin ve annesinin psikolojik şiddet uyguladıklarını, erkeğin annesinin erkeğin maaşını istediğini, erkeğin de verdiğini, kendisine harçlık dahi vermediklerini, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, erkeğin annesinin, müvekkiline aşağılayıcı sözler söylediğini, şiddet uyguladığını, erkeğin sessiz kaldığını, en son 16.02.2019 tarihinde müvekkili ile tartıştığını, erkeğin annesinin eve geldiğini ve müvekkiline hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, o tarihte hamile olduğunu, ailesinin yanına gitmek zorunda kaldığını, erkeğin bu sürece seyirci kaldığını, müvekkilini arayıp sormadığını, müvekkilinin hamile olduğunu bildiği halde ilgilenmediğini, ziynetleri alamadığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde toplam 12.777,30 TL'nin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, evliliğin ilk anından itibaren kadının müvekkiline soğuk davrandığını, birliktelik taleplerini çoğu zaman gerçek dışı mazeretler ile reddettiğini, müvekkilini yataktan kovduğunu, müvekkili ve annesine şiddet uyguladığını, gazı açarak müvekkilinin zehirlenmesini istediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin de hem konuşma hem de işitme kaybı olduğunu, %52 özürlü olduğunu, müvekkilinin, ailesiyle görüşmesini istemediğini, tehdit ettiğini, darp girişimleri olduğunu, müvekkilinin, yaşanan tartışmalara dayanamayıp ihtihara teşebbüs ettiğini, 16.02.2019 tarihinde taraflar arasında tartışma yaşandığını, müvekkiline şiddet uyguladığını, müvekkilinin annesini aradığını, müvekkiline hakaret ve tehdit ettiğini, müvekkilinin annesi geldiğinde annesini eve almadığını, müvekkilinin annesine saldırdığını, düğünden sonra ziynetleri nasıl sakladığını bilmediğini, ziynetlerin evde olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu belirterek kadının her iki davasının da reddini, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin annesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı ve evliliğe maddî katkısının olmadığı, kadının evlilik birliği içerisinde erkeğe psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığının tanık beyanları ve erkeğin intihar etmeye çalıştığına ilişkin hastane kayıtları ile de ispatlandığı, yaşanan son olayda kadının erkeğin annesine şiddet uyguladığı, erkeğin annesinin ise yalnızca kendisini savunduğu, şiddet uygulama iradesi olmadığı, ispatlanan kusur durumları dikkate alındığında tarafların eşit kusurlu olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, müşterek çocuk lehine aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının ziynet eşyası talebinin ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğunu, iddialarının tanık beyanları ve toplanan deliller ile ispatlandığını, ziynet taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, müvekkilinin şiddet görerek evden ayrıldığını, evden ayrılırken ziynetleri yanında götürmediğini, müvekkili yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararı kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı, reddedilen tazminat ve ziynet talepleri ile yargılama giderleri yönünden istinaf etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iddialarının toplanan deliller ile ispatlandığını, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda kadının kusurlu olduğunu, müvekkili yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini, müvekkilinin asgari ücret ile çalıştığını, kredi ödediğini, borcu olduğunu, hükmedilen nafaka miktarlarının fazla olduğunu, nafakaların müvekkilini yoksulluğa düşüreceğini, yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini, iştirak nafakasının fazla olduğunu ve düşürülmesi gerektiğini belirterek kararı kusur belirlemesi, müşterek çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin, boşanmaya neden olan olaylarda kusuru daha ağır olmayan kadının boşanmayla birlikte yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin ve miktarının, velâyeti kendisine verilmeyen baba çocuğun bakım, korunması ve eğitimlerine ilişkin giderlere katılması gerektiğinden müşterek çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinin ve nafaka miktarının, eşit kusurlu olan tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddinin, boşanma davası kabul edilen ve kendisini vekil ile temsil ettiren erkek lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin, ziynet alacağı davasının reddinin ve bu nedenle erkek lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin esastan ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu belirterek, kararı kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talebi, çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur durumları, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddi ile kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı kadın ve ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 327 nci maddesi, 328 inci maddesi ve 330 uncu maddesi hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.