Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10301 E. 2023/1054 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tarafların yurt dışında boşanmış olmalarına rağmen Türkiye'de açılan boşanma davasında istinaf başvurusunun süresinde yapılıp yapılmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararının davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği ve istinaf başvuru süresinin geçirildiği, ayrıca yurt dışında gerçekleşen boşanmanın Türkiye'deki davanın kesinleşmesinden sonra tanındığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun süre yönünden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların Belçika'da evlendiklerini, müşterek bir çocuklarının olduğunu, tarafların aileleri nedeniyle sürekli tartışma ve kavga yaşandığını, bunun üzerine tarafların 2009 yılında Belçika'da boşandıklarını, davalının başka biri ile evlendiğini ve çocuğunun olduğunun öğrenildiğini, daha sonra müvekkilinin İsviçre'de yaşaması nedeniyle boşanma evraklarına ulaşamadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davalı anneye verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadına dava dilekçesi 25.03.2016 tarihinde bizzat tebliğ edilmiş, davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 25.01.2002 tarihinde evlendikleri, yurt dışında yaşadıkları, süreç içinde tarafların, birbirlerine uyum sağlayamamaları ve sürekli bir tartışma ortamında bulunmaları nedeni ile anlaşmazlık yaşadıkları, bu anlaşmazlığın taraflar arasında yarattığı tartışma ortamının, tarafların ayrı yaşamalarına ve hayatlarına başka insanların girmesine neden olduğu, halen hem davacının hem de davalının başka insanlar ile birlikte yaşadıklarının anlaşıldığı, açıkça eşi ile anlaşmazlık içinde olan ve eşinin ve kendisinin hayatında başka bir insan olan davacı için bu evlilik birliğini devam ettirmekte hiç bir hukuki ve şahsi faydanın kalmadığı, bu sonuçtan hem davacının hem de davalının sorumlu ve kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, 16.10.2003 doğumlu müşterek çocukları Mikail'in velâyetinin davalı anneye verilmesine, davacı baba ile kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili, müvekkili aleyhine açılan iş bu davadan haberdar olmadıklarını, taraflarına usulüne uygun tebligat yapılmadığını, davacı ile müvekkilinin Belçika mahkemelerinde boşanmaları sonrasında boşanma kararının Türkiye'de de hüküm ve sonuç doğurabilmesi için davacı tarafın tanıma ya da tenfiz davası açması gerekirken çekişmeli boşanma davası açmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili aleyhine açılan çekişmeli boşanma davasında hukuki yarar bulunmadığını, İlk Derece Mahkemesince eksik inceleme ile usulüne uygun tebligat yapılmadan, müvekkilinin beyanları alınmadan davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ... 2. Aile Mahkemesinin 2015/718 Esas, 2018/151 Karar sayılı gerekçeli kararı davalı kadına 20.12.2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen, davalı kadın vekili tarafından istinaf başvuru dilekçesinin 15.01.2022 tarihinde sunulduğu, harçlarının 18.01.2022 tarihinde yatırıldığı, davalı tarafça karara karşı en geç 03.01.2022 günü mesai bitimine kadar istinaf başvurusunda bulunulması gerektiği halde bu süreden sonra talepte bulunulduğu, davacı tarafça da karar istinaf edilmediğinden davalının katılma yoluyla istinaf başvurusu yapma imkanının da olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 345 inci maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun süre yönünden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, tarafların yurt dışında usule uygun biçimde 2009 yılında boşanmış olduklarını, bu kararın, ... 3.Aile mahkemesinin 21.06.2022 tarih ve 2022/370 Esas, 2022/897 Karar sayılı kararı ile tanındığını ve kararın kesinleştiğini, Türk Hukukuna göre boşanmış kabul edilen taraflar hakkında boşanma davasına devam edilemeyeceğini, dava şartının olmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararının davalı kadına tebliğinin usulüne uygun olup olmadığı, geçerli olup olmadığı, istinaf başvurusunun süresinde yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 25 inci ve 25 inci maddesinin (a) bendi, 6100 sayılı Kanun'un 345 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararının davalı kadına 20.12.2021 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, tanıma kararının kesinleştiği 03.08.2022 tarihinden önce, temyize konu boşanma kararının istinaf edilmemesi üzerine 03.01.2022 tarihinde kesinleşmiş olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup, davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.