"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; tarafların 13.04.2021 tarihinde evlendiklerini, müşterek çocuklarının bulunmadığını, davalının tartışma çıkarıp ayrılalım, seni istemiyorum, boşanalım şeklinde sözler söylediğini, her fırsatta seni boşayacağım dediğini, fiziksel ve psikolojik şiddet uygulandığını, sürekli hakaret ettiğini, ''Sen kimsin ki? Sen kimin köpeğisin ki?, kapı iti'' dediğini, ekonomik gücü ile övündüğünü ve müvekkilini beğenmeyerek küçümseyici tavırlar sergilediğini ve küçük düşürdüğünü, evliliğin başından beri evlilik birliğinin kendisine yüklediği hiç bir yükümlülüğü yerine getirmediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve devamına imkân kalmadığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı-karşı davalı vekili cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde; davalı-karşı davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu ve kabul etmediklerini, müvekkilinin alkol ve uyuşturucu kullanmasının söz konusu olmadığını, bizzat davalı-karşı davacının alkol kullandığını, müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini beyanla açtıkları davanın kabulü ile karşı davanın reddini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı-karşı davalının iddialarını kabul etmediklerini, müvekkilinin davacıya ve ailesine hiçbir kusurlu davranışının olmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-karşı davalının tam kusurlu olduğunu, davacı-karşı davalının müvekkilinin ailesini küçümseyerek burası çok kötü bir yer, her yer tezek kokuyor, ben burda yaşayamam beyanları ile ailesi yanında küçük düşürdüğünü, davacı tarafın sürekli olarak alkol ve uyuşturucu madde kullandığını evlendikten sonra öğrendiğini, müvekkiline sürekli sen adam değilsin, senden koca olmaz gibi hakaretlerde bulunduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, davacı-karşı davalının davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkil lehine 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı vekili ikinci cevap ve karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde; davacı-karşı davalının beyanlarını kabul etmediklerini, müvekkilinin ailesini küçümseyen ve müvekkilini küçük düşüren, alkol ve uyuşturucu kullanan, müvekkiline hakaret eden ve evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmeyen davacı-karşı davalının kusurlu taraf olduğunu beyanla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı- karşı davacı erkeğin, eşine sen kimsin, sen kimin köpeğisin şeklinde hakaret ettiği, ekonomik gücüyle övünerek eşini aşağıladığı, evlilik öncesi imam nikahlı olarak yapmış olduğu evliliğini eşinden gizlediği, eşine şiddet uyguladığı, davacı-karşı davalı kadına isnat edilen kusurlu eylemlerin ispatlanamadığı, taraflar arasındaki evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenilmeyecek derecede temelinden sarsılmış olduğu ve birliğin devamında korunmaya değer bir yarar kalmadığı, meydana gelen geçimsizlikte davalı- karşı davacı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davacı-karşı davalı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen ve boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kişili hakkı saldırıya uğrayan kadın lehine 35.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminata, davalı-karşı davacı erkek tarafından açılan karşı boşanma davasının ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı vekili, mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, davacı-karşı davalının sürekli problem çıkardığını, müvekkilini küçük düşürüp aşağıladığını, sürekli hakaret ettiğini, evi terk ettiğini ancak tüm bu hususların değerlendirilmediğini, kadının tanıklarının hepsinin akrabası olduğunu ve görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığını, erkeğin tanıklarının görgüye dayalı beyanlarının ise dikkate alınmadığını, müvekkiline yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, karşı tarafın tam kusurlu olduğunu, hükmedilen maddî ve manevî tazminatların yüksek olduğunu beyanla, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile miktarları yönlerinden kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanun'a uygun olarak yerine getirildiği, kanun'un olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kararda gösterilen gerekçeler ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, kadın tarafından açılan asıl davanın kabulüne, erkek tarafından açılan karşı davanın reddine karar verilmesinde, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddi desteğini yitiren, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı-karşı davalı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatların miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkek tam kusurlu olduğundan manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı vekili, davacı-karşı davalının sürekli problem çıkardığını, müvekkilini küçük düşürüp aşağıladığını, sürekli hakaret ettiğini, evi terk ettiğini ancak tüm bu hususların değerlendirilmediğini, kadının tanıklarının hepsinin akrabası olduğunu ve görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığını, erkeğin tanıklarının görgüye dayalı beyanlarının ise dikkate alınmadığını, müvekkiline yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, karşı tarafın tam kusurlu olduğunu, hükmedilen maddî ve manevî tazminatların yüksek olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarının yüksek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.