"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1042 E., 2022/1328 K.
DAVA TARİHİ : 16.11.2020 - 14.12.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırşehir 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/461 E., 2022/121 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönden kaldırılmasına ve bu yönden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 26.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekilleri geldiler. Karşı taraf duruşmalı temyiz talebinde bulunan davalı-karşı davacı ... vekili Avukat Melikşah Eroğlu geldi. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 26.03.2024 tarihinde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2014 yılında evlendiğini, bu evliliklerinin üç yıl kadar sürdüğünü ve tarafların 2017 yılında tekrardan evlendiklerini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, kadın tarafından 2019 yılında Kırşehir Aile Mahkemesinde boşanma davası açıldığını ve esas numarasının 2019/295 olduğunu, yapılan yargılama neticesinde davadan feragat nedeniyle reddine karar verildiğini, tarafların evlilik birliğini tekrardan devam ettirme kararı aldıklarını ancak kadının ikametini Konya İli'ne taşıdığını, birlikte yaşamaktan kaçındığını, karşı davada dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, alkol kullandığını, ilgisiz olduğunu, yalan söylediğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, sık sık ortak konutu terk ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının her yıl sonunda ÜFE/TÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 22.09.2021 tarihli celse üç numaralı ara kararla erkek tarafından açılan davanın kadının açtığı davadan tefrikine karar verilmiş olup kararın erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararı gereğince her iki dava arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğundan erkek tarafından açılan ve tefrikine karar verilen davanın kadın tarafından açılan dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle kadın aleyhine boşanma davası açılmışsa da erkeğin 22.09.2021 tarihli celse alınan beyanında açtığı davadan feragat ettiğini belirttiği ve erkeğin davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, kadın tarafından açılan dava yönünden yapılan incelemede ise kadın tarafından 30.12.2019 tarihinde erkek aleyhine boşanma davası açıldığı, bu davadan 31.01.2020 tarihinde feragat edildiği ve feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği, kadının açtığı bu davadan feragat etmesi sebebiyle ilgili davada dayandığı vakıaları affettiği, bu nedenle iş bu davada aynı vakıalara dayanamayacağı, feragat beyanından sonra erkeğin kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı gerekçesiyle erkek tarafından açılan davanın feragat nedeniyle, kadın tarafından açılan davanın ise ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası, kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, her ne kadar erkek tarafından yargılama sırasında davasından feragat ettiğini belirtmişse de erkeğin feragat beyanında bulunduğu duruşmaya vekili olmadan katıldığı ve feragat beyanının hüküm ve sonuçlarını bilemeyeceği, hata ile davadan feragat ettiği, ortak çocuklar ve kadın yararına nafaka takdir edilmesinin hatalı olduğu, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerektiği belirtilerek; erkeğin davasının reddi, ortak çocuklar ve kadın yararına hükmedilen nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde dava dilekçesinde dayanılan vakıaların ispatlandığı ve erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, kadının davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, tarafların 2019 yılı Aralık ayından beri ayrı yaşadığı, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişkinin kurulmadığı, nafaka miktarlarının çok az olduğu belirtilerek; kadının davasının reddi ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, İlk Derece Mahkemesince yapılan 22.09.2021 tarihli celsede davasından feragat ettiği, her ne kadar erkek vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin hukukçu olmadığı, feragatin hüküm ve sonuçlarını bilmesinin beklenemeyeceği, irade bozukluğu halinde feragatin iptalinin istenebileceği, erkeğin, irade bozukluğu hali olan yanılmayı yaşadığı, feragat beyanının aslında davasını takip etmeyeceği, duruşmalara gelmeyeceği şeklinde gerçekleştiği, esasen davasından feragat etmediği, feragat olarak kabul edilen hukuki işlemin iptal edilmesi gerektiği, erkeğin feragat konusunda esaslı hataya düştüğü belirtilmişse de bu yöndeki iddiasını ispat edemediği, buna ilişkin herhangi bir delil de sunmadığı, bu hali ile erkek vekilinin bu yöndeki istinaf talebi yerinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları hükmü gereği boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması, geçimsizlikte davalının az da olsa kusurunun ispatlanması gerektiği, İlk Derece Mahkemesinin, delil değerlendirmesi, feragat sonrasında yaşanan vakıalara ilişkin olarak erkeğin kusurunu ispat edemediğine dair tespitinin ve gerekçesinin isabetli olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden hükmün kesinleşmesi tarihine kadar geçerli olmak üzere kadın ve ortak çocuklar yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesinin ve miktarlarının isabetli olduğu, dosya kapsamına göre; ortak çocukların fiilen anne yanında yaşadıkları, alınan sosyal inceleme raporunda, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin uygun olduğunun belirtildiği ve ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine engel dosya kapsamına yansıyan olumsuz bir durumun mevcut olmadığı, aynı raporda, ortak çocuklarla baba arasında yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının ortak çocukların yararına olacağının da belirtildiği, bu kapsamda ortak çocukların üstün yararları dikkate alınarak geçici velâyetlerinin anneye verilmesi, geçici velâyeti kendisine verilmeyen baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulması gerektiği belirtilerek; kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile bu yönden esas hakkında hüküm kurulmasına, tarafların ortak çocukları 17.03.2016 doğumlu Miray ve 21.01.2019 doğumlu Mustafa'nın velâyetlerinin tedbiren anneye verilmesine, baba ile ortak çocuklar arasında kararın kesinleşmesine kadar tedbiren geçerli olmak üzere, her ayın 1 inci ve 3 üncü Cumartesi günü saat 10.00'dan Pazar günü saat 17.00'ye kadar, Dini bayramların 2 nci günü saat 10.00'dan 3 üncü günü saat 17.00'ye kadar ve 01 Temmuz günü saat 10.00'dan 10 Temmuz günü saat 17.00'ye kadar, sömestr tatilinin ilk haftası (ilk günü saat 10.00'dan son günü saat 17.00'a kadar) baba yanında kalmaları suretiyle kişisel ilişki kurulmasına, erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile erkeğin davasının reddi, geçici velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi ile ortak çocuklar ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakaları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, ortak çocuklarla baba arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesisinin hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kadının davasının reddi ve fer'îleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın tarafından açılan davanın kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, erkeğin, boşanma davasından feragat beyanının irade bozukluğuna dayanıp dayanmadığı, feragat beyanının geçerli olup olmadığı, erkeğin davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmesinin uygun olup olmadığı, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, geçici velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin ortak çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 307 inci maddesi, 310 uncu maddesi, 311 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 30 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin Mustafa'dan alınıp Ayşenur'a verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.