Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10325 E. 2023/1072 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelden sarsılmasında davalı kadının kusurlu olup olmadığı, boşanmaya, maddi-manevi tazminata ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının rahatsızlığı, tedavisini aksatması ve eşine karşı tutumunun evlilik birliğini temelden sarstığı, davacı erkeğin kusursuz olduğu, yerel mahkemenin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; davalının uzunca bir süredir ... Akıl ve Ruh Sağlığı Merkezi'nde yatarak tedavi gördüğünü, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumluluklarını yerine getirmediğini, çocuklarına bakmadığını, temizlik işlerini yapmadığını, sürekli evi terk edip kaçtığını, davalının psikolojik ilaçlarını kullandıktan sonra bir kaç kez evi yakma girişiminde bulunduğunu, müşterek hanede kendi annesi ile tartışıp, annesini dövdüğünü, daha sonra kendisi eve geldiğinde annesi ile ilişkisi olduğunu iddia ettiğini, davalının bu tavırlarının kendisinin ve müşterek çocukların psikolojisini olumsuz etkilediğini, düzelmek ve iyileşmek gayretinde bulunmadığını belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı erkek vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; müvekkili lehine 150.000,00 TL maddi ve 150.000,00 TL manevi tazminata, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin eşinden beklediği saygı ve sevgiyi göremediğini, davacının ailesi tarafından müvekkilinin ezilmesine adeta göz yumduğunu, müvekkilinin kendi ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, davacının, müvekkilinin ailesine karşı da saygı göstermediğini, müvekkili ile davacının annesi arasında davacının annesinden kaynaklı sürekli sürtüşmelerin olduğunu, müvekkilinin şu anda günlük bir tane hap alıp yaşantısına devam ettiğini, çocukları ve evin düzeni ile ilgilenmekte olduğunu, davacı ve ailesinin sistematik olarak psikolojik şiddet uyguladıklarını, davacının eve gelmek yerine arkadaşları ile alkol aldığını, evine gereken ilgi ve alakayı göstermediğini, davacının kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine, boşanma halinde ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artışa tabi tutulmasına, müvekkili lehine 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının evlilik birliğine devam etmek istediğini beyan ettiğinden davacıya atfettiği kusurları affettiğinin kabulü ile davacı erkeğe kusur yüklenemeyeceği, davalı kadının ise aşırı kıskanç olduğu, davacıyı, kendi annesinden bile kıskandığı, annesi geldiğinde davacıya işte oynaşın geldi, kırığın geldi, diyerek yakışıksız ithamlarda bulunduğu, davalı hakkında ... Şehir Hastanesi'nden aldırılan sağlık kurulu raporunda, davalıda duygu durum bozukluğu denilen rahatsızlığın olduğu, 2011 yılından itibaren tedavi gördüğü, hastalığın doğası gereği iyileşme ve ataklar halinde seyrettiği, atak döneminde hastalığının diğer eş yönünden evliliği çekilmez hale getirebileceğinin belirtildiği, davalının tedavi aşamasında ilaçlarını içmediği, içmediği zamanlarda ruhsal dengesinin bozulduğu, ilaçlarını kullanması istenildiğinde siz bu ilaçları içerseniz ben de içerim, diyerek tepki gösterdiği, davalının evi ve çocukları ile ilgilenmediği, müşterek çocuklarına ve davacıya ayrılacağım, ben sizi istemiyorum, kendi başıma hayatımı kuracağım, dediği, bu olaydan sonra tarafların ayrı yaşamaya başladıkları, evlilik birliğinin sona ermesinde davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuklar Sude ... ve Gülnur' velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, kadının geliri olmadığından ortak çocuklar lehine tedbir ve iştirak nafakası takdirine yer olmadığına, erkek lehine 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, asıl kararla ortak çocuk Faruk' un velâyeti yönünden karar kurulmadığından 21.07.2022 tarihli ek kararla hükmün tamamlanması yoluyla ortak çocuk Faruk'un velâyetinin de babaya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, müvekkiline yüklenen kusurların soyut tanık beyanlarına dayandığını, kusurun doğru tespit edilemediğini, davacının ağır kusurlu olduğunu, müvekkilinin evlendikten sonra davacının davranışları nedeniyle psikolojik rahatsızlıklarının baş gösterdiğini, akıl hastalığının boşanma sebebi olarak kabul edilebilmesi için karşı taraf için hayatı çekilmez hale getirmesi ve iyileşmediğine dair raporunun bulunması gerektiğini, müvekkilinin tedavi gördüğünü, iyileşmek için elinden geleni yaptığını belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakasının ve müvekkilinin tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, hükmün usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılmasında davacı erkeğin kusurlu olduğunu belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakasının ve müvekkilinin tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında taraflar arasında evlilik birliğini temelden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan geçimsizlik olup olmadığı, boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın lehine yoksulluk nafakasına ve tazminata hükmedilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.