Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10331 E. 2023/836 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin kusurlu olup olmadığı, boşanma ve çocukla kişisel ilişki düzenlenmesi taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm deliller ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, erkeğin eşine şiddet uyguladığı ve ters ilişkiye zorladığı iddialarının ispatlanamadığı, bu nedenle boşanma davasının reddine, çocuğun babası ile kişisel ilişki kurulması yönündeki kararın ise hukuka uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma ve kişisel ilişkinin düzenlenmesi davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun asıl dava yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü bu yönden kaldırılarak asıl davanın reddine, birleşen dava yönünden kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı ve ailesinin, davacıyı psikolojik ve fiziki şiddete maruz bıraktığını, ev eşyalarını kendisinin çektiği krediyle aldığını, davalının kendisine bekaretiyle ilgili güvenmediğini, hamile kaldığını, davalının hamilelik süresince kendisine yardım etmediğini, bebek alışverişi için ...'ye gidildiğinde anne evine bırakıldığını, davalının kendin otobüse bin gel dediğini, davalının bayramda ailesini ziyaret etmek istemediğini, davalının kızının doğumuna gitmediğini, doğum sonrası davalı davacıyı eve götürse de aynı şekilde davranmaya devam ettiğini, davalının davacıya fiziki, psikolojik şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesini, 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata ortak çocuk ve müvekkili için 750,00' şer TL tedbir- iştirak ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesinin önceden açılan davayla birebir aynı olduğunu, Dazkırı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/161 Esas, 2017/259 Karar sayılı dosyasında sunulan dava dilekçesinin aynen sunulduğunu, bu davadan feragat edildiğini ve evlilik birlikteliklerinin aynen devam ettiğini, eşinin psikolojik şiddet uyguladığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; taraflar arasında görülen boşanma davasında tedbiren çocuk ve baba arasında çocuğun yaşı küçük olduğu için yatısız kişisel ilişki kurulduğunu, çocuğun bu süreçte büyüdüğünü iddia ederek çocukla baba arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacı erkeğin eşine şiddet uyguladığı ve eşini ters ilişkiye zorladığı, erkeğin tam kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları gözetilerek babası ile yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerektiği gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocukla babası arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir, aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 8.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, birleşen kişisel ilişki düzenlemesi davasının kabulü ile ortak çocuk ve babası arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı kadın vekili, birleşen davanın reddi, asıl davanın ise bütün talepleri yönünden kabulü gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı- davacı erkek vekili, boşanma davasının reddi gerektiğini, müvekkiline yüklenen kusurlu davranışların ispat edilemediğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın asıl dava yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; tanık beyanlarının duyuma dayalı beyanlar olduğu, şiddet ve ters ilişkiye dair erkeğe yüklenen kusurların ispatlı olmadığı, asıl davanın ispatlanamadığı, birleşen kişisel ilişkinin düzenlenmesi davasının kabulünde ise hata edilmediği gerekçesi ile kadının tüm istinaf taleplerinin esastan reddine, erkeğin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının asıl dava (boşanma davası) yönünden kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, asıl davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili, müvekkilinin eşinin fiziksel ve cinsel şiddetine maruz kaldığını, ortak çocuğun babasının yanından döndüğünde ağladığını ve gitmek istemediğini söylediğini, boşanma davasının kabulü, birleşen davanın ise reddi gerekiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; her iki dava yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma istemine, birleşen dava ise çocukla kişisel ilişki düzenlenmesi istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkekten kaynaklanan bir geçimsizliğin ispatlanıp ispatlanmadığı, asıl davanın reddi ve birleşen davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin süresi bakımından uygun olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 166 ncı, 323 üncü maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 4 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.