Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10339 E. 2023/862 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, erkeğin ağır kusurlu olduğunun tespitine, kadın lehine maddî-manevî tazminat ve tedbir nafakası ödenmesine ve ortak çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin re'sen yeniden düzenlenmesine, karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkek ve ailesinin kadını aşağıladığını, evliliğin ilk zamanlarında eş ve ailesi tarafından fiziksel şiddete maruz kaldığını, bu olaydan sonra bir süre baba evinde kaldığını ancak akrabaların yeniden barıştırarak tarafları bir araya geldiklerini, tarafların evliliklerinin erkeğin ailesi tarafından sürekli olarak kıskanıldığını, defalarca ayrı bir eve çıkmasınını istemesine rağmen erkeğin sürekli reddettiğini, erkeğin sosyal medya hesabından başka kadınlarla konuştuğunu, eş ve ailesinin kadını sürekli çevreye karşı kötülediğini, erkeğin sosyal medya hesabından başka kadınlarla konuştuğunu, evli olmadığını söylediğini, erkeğin konuştuğu bayanın, kadına konuşma detaylarını gönderdiğini, eşin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, sürekli olarak çevredekilere kendisini kötülediğini, çocuğu arayıp sormadığını, ilgilenmediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına kadın için 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Birleşen ... 1. Aile Mahkemesinin 2019/600 Esas dosyasında davacı-karşı davalı kadın vekili özetle; kadın tarafından davalının sadakatsizliğine, güven sarsıcı davranışlarının bulunduğunu, olayların dava tarihinden sonra gerçekleştiğini asıl dava ile bu nedenle birleştirilmesini istediklerini 11 Temmuz 2019 tarihinde saat 15.00 sularında erkeğin başka bir kadınla samimi bir şekilde görüldüğünü, bu sırada bir AVM'de olduklarını, AVM kamera görüntülerinin ve ayrıca telefon kayıtlarının da getirilmesini talep ettiklerini, bu nedenle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine çocuk için 500,00 TL anne için 750,00 TL tedbir nafakasına, nafakaların boşanmadan sonra iştirak ve yoksulluk olarak devamına kadına 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve birleşen davaya karşı açılan karşı dava dilekçesinde özetle; kadının kendi yapmış olduğu davranışları erkek eş yapmış gibi gösterdiğini, kadının aslında eş ve ailesini aşağıladığını, tüm iddialarının gerçek dışı ve soyut iddialar olduğunu, hiç bir zaman fiziksel şiddet uygulanmadığını, kadının eş ve ailesine hakaret içeren sözler kullandığını, kadının haftada en az üç dört gün ailesinin yanına gittiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğinin ağır iftira olduğunu, tarafların sadece üç ay erkeğin ailesi ile oturduğunu daha sonra bağımsız bir konut oluşturulduğunu, erkeği darp eden eş ve babasının cezaya mahkum edildiğini bahsedilen nedenlerle, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk için 125,00 TL iştirak nafakasına, lehine 25.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili birleşen davaya cevabında özetle, iş çıkışı AVM önüne geldiğini, fabrika servisini beklemeye başladığını, bu esnada iş yeri geliş gidişi rutinini bilen bir hanım arkadaşının telefonla arayarak AVM'de olduğunu söylediğini, bunun üzerine AVM içerisinde buluştuklarını, selamlaştıklarını, sohbet ederek iki dakika konuştuklarını, yaklaşık 2 dakika sonra iş yeri servisinin geldiğini ve oradan ayrıldığını, bu duruma farklı anlamlar yükleyerek sadakatsizlik sayılmasını mümkün olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin, tarafların fiili ayrılığının başladığı son gün, kök ailesinin eşini darp etmesine müdahale etmediğini, fiili ayrılık döneminde başka bir kadınla dışarıda samimi şekilde davranarak güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, kadının ise, eşini beğenmediğini, eşine ve ailesine hakaret ettiğini, eşinin ailesi ile görüşmesini istemediğini, tarafların fiili ayrılığının başladığı son gün eşine keser salladığını ve eşinin ailesini darp ettiğini, babasının, eşi ...'ı darp etmesine müdahale etmediğini gerçekleşen bu olaylara göre evlilik birliği temelinden sarsılmasında ve boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunu belirterek ve her ne kadar kadın tanıklarının, erkeğin, kadının kök ailesine hakaret ettiğini, kadının kardeşini dövdüğünü, telefonu elinden alındığından kadının ailesi ile görüşemediğini; erkeğin tanıkları da, kadının ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, kadının ortak çocuğu göstermediğini beyan etmiş iseler de; taraflar dilekçelerinde bu vakıalara dayanmadığından ve dayanılmayan vakıaların hükme esas alınamayacağı gerekçesi ile; davanın, birleşen davanın ve birleşen davaya karşı açılan karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, velâyetin anneye bırakılmasına, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk lehine yargılamada takdir olunan aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 500,00 TL'ye yükseltilmesine, kararın kesinleşmesi ile 500,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, tarafların diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; kusur değerlendirilmesi, tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddi, maddî ve manevî tazminat talebinin reddi, çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; kusur değerlendirilmesi, asıl ve birleşen davanın kabulü, velâyet, iştirak nafakası, maddî manevî tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurların yerinde olduğunu, erkeğin ayrıca fiili ayrılık döneminde çocuğu ile ilgilenmediğini, bağımsız konut temin etmediğini, kadının ailesi ile görüşmesini kısıtladığını, kadına sürekli şiddet uyguladığını, erkeğin bu vakıalar gereğince de kusurlu bulunuğunu, kadına yüklenen kusurların da isabetli olduğunu, buna göre, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten daha kusurlu olduğunu belirterek, tarafların, tedbir ve iştirak nafakasına, davacı-davalı kadının, yoksulluk nafakasına, davalı-davacı erkeğin ise, kusur belirlemesine, asıl ve birleşen davanın kabulüne, velâyete, maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine yönelik istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, davacı-davalı kadının, kusura, tedbir nafakası taleplerinin reddine ve tazminat taleplerinin reddine yönelik istinaf taleplerinin 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı erkeğin ağır, davacı-davalı kadının hafif kusurlu olduğunun tespitine, kadın lehine asıl dava tarihinden itibaren 300,00 TL tedbir nafakası ile 18.000,00 TL maddî ve18.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine,çocukla baba arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; erkeğe Bölge Adliye Mahkemesince yüklenen kusurların hatalı olduğunu, kadının annesinin beyanlarında bu hususa dair açıklamaların olduğunu, bir kısım tanıkların ise hem duyguya dayalı beyanlarını anlattığını hem de yanlış anlattıklarını, tarafların ayrı haneleri bulunduğunu, bayram günü ziyarete giden erkeğin, kadının ailesi tarafından darp edildiğini, çocuk teslimi sırasında dahi taraflar arasında olayların çıktığını ancak polis eşliğinde teslimin sağlandığını, bu durumda çocukla ilgilenmesinin erkekten beklenemeyeceğini, kadının açık şekilde ağır kusurlu olduğunu, tazminat ve nafaka bedellerinin de yüksek olduğunu belirterek, asıl ve birleşen davanın kabulü, velâyet, iştirak nafakası, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ile tazminatlar ve miktarları, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının asıl ve birleşen davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile nafaka şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile velâyet düzenlemesi, iştirak nafakası ile erkek lehine tazminata hükmedilme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci, 371 inci maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.