"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi ile reddedilen ziynet alacağı davası yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından boşanma hükmü, kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen manevî tazminat yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine hükmedilmiş ve davacı kadın vekili karara karşı kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat ve ziynet alacağı davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı erkek vekili istinaf kanun yoluna başvurmadığından boşanma hükmü kesinleşmiştir. Bu nedenle, davalı erkek vekilinin istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin ilgisiz davrandığını, ayrı odada yattığını, cinsel yakınlık göstermediğini, kadına ve ailesine hakaret edip aşağıladığını, uygunsuz videolar izlediğini, ailesinin hakaret ve kötü davranışlarına sessiz kaldığını, eşinin ailesi ile görüşmesini kısıtladığını, ortak eve aileyi ve misafirleri istemediğini, harçlık vermediğini ve kadının ziynetlerini elinden aldığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, kadın lehine 25.000,00 TL manevî tazminata ve ziynetlerin bedelinin ödenmesine hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; kadının erkeğin ailesini istemediğini, aşağıladığını, hakaret ettiğini, ev işlerini yapmadığını, baskıcı ve müdahaleci olduğunu, evi terk ettiğini ve ziynetlerin kadında olduğunu iddia ederek kadının boşanma dışındaki taleplerinin reddine hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; eşine son zamanlarda ilgisiz davranan ve kişisel ihtiyaçlarını karşılaması için maddî destek sağlamayan erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranış bulunmadığı, erkeğin eşine hakaret ettiğine dair tanık beyanlarının çelişkili olduğu, beyanlardaki olayların ne zaman gerçekleştiğinin belli olmadığı ve olaylar sonrası evlilik birliğinin sürdüğü, erkeğin kabul edilen kusurlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmemesi nedeniyle kadının manevî tazminata hak kazanamayacağı ve kadının ziynet alacağı davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile; boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilerek anne ile kişisel ilişki tesisine, kadının manevî tazminat ve ziynet alacağı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf başvurusunda özetle, dava dilekçesinde iddia edilen kusurların kanıtlandığını, erkeğin kusurlarının kadın tarafından affedilmesinin söz konusu olmadığını, kadının kişilik haklarının ihlal edildiğini ve ziynet alacağı davasının kanıtlandığını belirterek; kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat ve ziynet alacağı davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre af olarak nitelendirilebilecek bir durumun sabit olmadığı, kadının tanıklarının anlatımlarının evliliğin son dönemlerine ilişkin bulunduğu, mahkemenin bu yöndeki belirlemesinin doğru olmadığı, kadının vakıa olarak dayandığı ve tanık beyanları ile ispatlanan, kocanın kadının anne ve babasını kastedecek şekilde "ecdadını sinkaf ederim" şeklinde küfür etmesi ve kadına "armut, cüce" diyerek aşağılaması kusurlarının erkeğin kusurlarına eklenmesi gerektiği, hakaret ve aşağılamanın kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve kadın lehine manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle; kadının kusur belirlemesi ve reddedilen manevî tazminata ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, kusur belirlemesine dair gerekçenin kararda belirtildiği şekliyle düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesinin manevî tazminat hükmünün kaldırılarak 25.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine ve kadının sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle, kadın tanıklarının akraba olduğunu, beyanlarının soyut, duyuma dayalı ve çelişkili olduğunu, erkeğin kusurlarının ispatlanamadığını belirterek; boşanma hükmü, kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen manevî tazminat yönünden temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve erkek tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşen kusurları yanında, erkeğe Bölge Adliye Mahkemesince eklenen hakaret ve aşağılama kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin kusurlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediği, kadının manevî tazminata hak kazanıp kazanmadığı, hak kazanıyorsa manevî tazminat miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 166 ncı maddesi ve 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci, 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle akrabalık veya diğer bir yakınlığın başlı başına tanık beyanlarını değerden düşürücü bir sebep sayılamayacağının anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı erkek vekilinin boşanma hükmüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davalı erkek vekilinin sair hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.